Mesajı Okuyun
Old 07-08-2008, 09:13   #6
Konuk

 
Varsayılan

İki adet erişim engelleme kararı mevcut.
Ayrıca belirtmek istediği mühim bir husus daha var. Her iki erişim engelleme kararında erişimin engellenmesi istenen web siteleri herhangi bir uzman bilirkişi ya da mercii tarafından tespit edilmedi...
"Savcılık böyle bir araştırmaya girişmedi. Taa ki ikinci erişim engelleme kararından sonra (soruşturmanın başlangıcından 3 ay geçtikten sonra, soruşturma savcısının izinli olması nedeniyle dosyaya bakan diğer savcının talebi ile) Emniyet Müdürlüğü Bilişim Şubesinden web siteleri ile ilgili araştırma istendi, bu şube dosyayı Asayiş Şube havale ediyor ve halen cevap gelmiş değil..."

Erişim engelleme kararının alınmasını SAĞLAYABİLMEK için bizzat KENDİM kendimle ilgili görüntüleri içeriğinde barındıran web sitelerini tespit etmek ZORUNDA KALDIM.

Bu araştırma süreci ve görüntünün mevcut olduğu web sitelerini incelemek, içinde kendi görüntümü aramak, yüzlerce başka Türk kadınını, "amatör/gizli çekim" etiketinin pornografinin yerleşik bir versiyonu olarak
varlığını kendime, çocuklarıma ayırmam gereken saatleri, geceleri, günleri ayırarak GÖRDÜM... Başka da çarem yoktu...

Bu süreç açıkçası tüm doğrularımı, ezberlerimi, inançlarımı sarstı, zedeledi. Hayatı da çok sevdiğim, çocuklarım için daha güzel bir gelecek, güvenli/etik bir dünya beklentim samimi olarak pek yok.

Ve halen Savcılık da mevcut suç duyurum, avukatıma rağmen BİR ÇÖZÜM BULMAK İÇİN ÇIRPINIYORUM..

Bugün de aynı web sitelerinin çarşaf çarşaf görüntü ifşasının varlığını bilerek güne başladım...

Bu görüntünün çekilmiş olması, internette varolması, devlet kurumlarının ise bunun varlığına müdahale etmemesi karşısında aylardır artan bir şiddette acı çekiyorum.

Erişim engelleme kararlarına gelince;
telekominikasyonun ilk cevabında; iki adet web sitesinin yurt içi içerikli olduğu bu web sitelerine içeriğin kaldırılması için yazı yazıldığı,,, diğer web sitelerinin ise yurt dışı kaynaklı olduğu bu web sitelerinin alt alan adlarının mı yoksa web sitesinin kendisinin mi engellenmesini savcılığa sormuştur.
Savcılık cevaben; ilgili web sitelerine erişimin engellenmesini istediklerini yazmıştır.

Bu yazıdan sonra telekominikasyon;
""Yapılan inceleme sonucunda, bahse konu yurt dışı sitelerin yer sağlayıcısı olarak faaliyet gösteren kişiliklerin, Telekominikasyon Kurumu tarafından hazırlanan "erişim sağlayıcılara ve yer sağlayıcılara faaliyet belgesi verilmesine ilişkin usul ve esaslar hakkında yönetmelik" hükümleri uyarınca "faaliyet belgesi" sahibi olmadığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte Telekominikasyon Kurumu tarafından hazırlanan "erişim sağlayıcılara ve yer sağlayıcılara faaliyet belgesi verilmesine ilişkin usul ve esaslar hakkında yönetmelikte değişiklik yapılmasına dair yönetmelik"le, faaliyet belgesi almak içn başvuru süresi 24/07/2008 tarihine kadar uzatıldığından halilhazırda idari bir yaptırım uygulaması sözkonusu değildir.""
şeklin cevap vermiştir.

Savcılık bu cevaba müdahale etmeyip; belirtilen tarihe itibar etmiştir.
Bu tarih ile erişim engelleme kararı arasında toplam 2 aylık süre mevcuttur, ve süre beklenmiştir.
Oysa ilgili yönetmelik YURT İÇİ yer sağlayıcıları kapsamakta olup, yurt dışı kaynaklı web sitelerinin değil 24/7/2008 tarihi hiçbir tarihte ruhsat müracaatında bulunmayacakları dikkate alınmamıştır.

Ayrıca yurt içi kaynaklı web sitelerine telekominikasyon talimat verdiğini belirtmiş ise de;
bu web sitelerinde içerik kaldırılmamış, hatta başka forum başlıkları altında çoğaltılmıştır.

İkinci erişim engelleme kararı da bu süreçte talebimiz üzerine savcılık tarafından (sulh ceza mahkemesinden) alınmıştır.

Bu erişim engelleme kararı da aynı cevapla muhatap olmuştur.
Bu cevap; belirtilen kararda mevcut yurt dışı kaynaklı web sitelerinin alt alan adlarının mı? yoksa tamamen sitenin mi erişiminin engellenmesini istediğini savcılığa telekominikasyon sormuştur.
Bu yazılı soru ise 24/07/2008 tarihinden önceki bir tarihi taşımaktadır. Burda tutarsızlık açıktır. Eğer ilgili yönetmelik ve ruhsat müracaatları için 'idari yaptırım' mümkün değil ise; bu cevabı ikinci erişim engelleme kararına da vermesi gerekmez miydi??

İlk erişim engelleme kararında 'runurl' adlı bir web sitesinin de ismi mevcuttu.
Telekominikasyon bu erişim engelleme kararına ithafen ilgili web sitesine erişimi ENGELLEMEMİŞ,,, ancak bir buçuk ay sonra, 30/06/2008 tarihinde kendi kararı ile başka bir sebepten bu siteye tamamen erişimi engellemiştir.
Oysa 'idari yaptırım' uygulamayacağını '24/07/2008' tarihini bekleyeceğini belirten yazısı mevcuttur.
Peki ne olmuştur da benim dosyama ait erişim engelleme kararı ruhsat yönünden ilgili siteye uygulanamazken; bu ruhsat yönetmeliği dikkate alınmamıştır???

Savcılık her iki erişim engelleme kararını da uygulamayan, cevapları da gerekçeleri de tutarsız olan, Telekominikasyonu vekilimin talebi üzerine sadece TEKİT etmiş, bu tekide kurum cevap dahi vermemiştir.

Oysa yargı kararını uygulamamanın yasal müeyyidesi var, ben öyle biliyorum.
Bu yasal müeyyideye müracaat için Savcılık kendi tasarrufunda hareket etmekte; gerek görmemektedir.

Benim yönümden algıladığım şudur;

Benim ne günlüğüm, ne kişisel hesap bilgilerim, ne telefon konuşmalarım kayda alınıp teşhir edilmedi.
Benim BEDENİM TEŞHİR EDİLDİ. Üstelik cinsel ilişki esnasında bu ilişkinin sadece 'birleşme' bölümü 4 dakika boyunca gösterimde.
Kocam ile birlikte olduğum ve bunu kocam teşhir ettiği için bu faaliyetim de 'müstehcen' faaliyet oldu.
Benim normal bir cinsel hayat bundan sonra yaşama ŞANSIM OLABİLİR Mİ??
Yaptığım ne??? insani bir eylem mi??? Yoksa müstehcenlik, bayağılık, ayıp bir şey mi??
BEN TAM BİR NİYETLE CİNSEL İSTİSMARA UĞRADIĞIMI, CİNSEL DOKUNULMAZLIĞIMIN ARTIK ÖZERKLİĞİNİN VE ŞAHSİLİĞİNİN KALMADIĞINI, BEDENSEL BÜTÜNLÜĞÜM DE TÜM ÇIPLAKLIĞI İLE SEYRETTİRİLEREK (YAKLAŞIK KENDİ TESPİTLERİM İLE FORUM SAYAÇLARINA BAKILARAK 100.000 KİŞİ) BOZULDUĞUNDAN, KENDİ İRADEM DIŞI KİŞİLERİN CİNSEL İHTİYAÇLARINI TATMİNE SUNULDUĞUNDAN, HATTA WEB SİTELERİNİN RANTINA HİZMETE PEŞKEŞ ÇEKİLDİĞİNDEN BAHSEDİYORUM...
Gerçek budur.... Keşke böyle bir gerçeği ruhen ve zihnen hissetmesem. Sadece özel hayatım ihlal edildi diye düşünebilsem,,,,herşey ve yaşam daha kolay olurdu.

Ve tüm KURUMLAR ELBİRLİĞİYLE benim bedenimin ve bir erkek tarafından ..... edildiğim (forumlarda tanıtımlar bu yöndedir) görüntülere TC vatandaşı olarak makul yaklaşmalı ve hayatın normal bir akışı olarak kabul etmeliyim.

Edemiyorum,,, hayatımı bu gerçekle de yaşamak istemiyorum.
Bu da ne savcılığın ne de sair kurumların zaten hiç umrunda değil...

Ben tahammül edemiyorum ama..,
bu böyle mi olmak durumunda...
Yani hukuken de tamamen doğru olan birşeyi ben mi yanlış algılıyorum??