Mesajı Okuyun
Old 10-07-2007, 18:19   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Bağ-Kur bir sigorta kurumu olarak manevi tazminattan sorumlu değildir. Sigortalının ölümü halinde Bağ-Kur K.nun 40 md.sine göre ; eş,çocuk,anababaya aylık bağlanması, toptan ödeme yapılması, cenaze giderlerinin karşılanması şeklinde maddi ödemeler yapılır.
(açılan davada maddi tazminat alınıyor) derken herhalde bunlar kastedilmiş olmalı. Sigorta ilişkisine dayalı olarak açılan davada bu kalemlere hükmedilir. Manevi tazminata hükmedilmez.

Bağ-Kur kurumunun sigorta ilişkisi dışında bir haksız eylemi olduğu takdirde manevi tazminat istemi tartışılır. BK.nun 47 maddesine göre ölüm halinde ailesi haksız eylem failinden manevi tazminat isteyebilir.

Tab
ii bunun için ölüm olayı ile ,Bağ-Kur kurumunun eylemi arasında bağlantı olduğunun ispatı gerekir. Bunun için , ilacın doktor tarafından yazılması, Bağ-Kur’un bu ilaca ödeme yapmaması, hastanın ekonomik durumunun bu ilacı almaya elverişli olmaması , sonradan Bağ-kur aleyhine dava açıp tahsilini sağlamak üzere peşin ödeme yapamayacak durumda olması , ölümün bu ilacın kullanılmamasından dolayı gerçekleşmesi , sonuç olarak ölüm olayında Bağ-Kur’un kusurlu davranışının bulunduğunun sabit olması gibi koşulların gerçekleşmesi gerekir. Bu koşullarının ispatının güçlüğüne dikkatinizi çekerim. Fakat ispat edilirse bu yönde bilirkişi raporları alınabilirse manevi tazminat koşullarının gerçekleşeceği kanısındayım.

Bağ-Kur kurumunun ölüm nedeniyle manevi tazminatla sorumlu olacağına dair bir Yargıtay kararına bugün için rastlamak güç. Şimdilik kişisel görüşümü söyleyebiliyor
um. Fakat insanlar bilinçlenip, hasta hakları önem kazandıkca bu gibi sorunlar daha sık gündeme gelebilecektir sanırım.

Saygılarımla.