Mesajı Okuyun
Old 19-03-2007, 23:36   #11
mutlakadalet

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan erkanaga

bu insan hakları yasalarının nasıl bizim anayasamızdan üstün olduğunu ben de hala anlamış degilim.Bu konuda izi aydınlatacak biri var mı acaba?

Alıntı:
Yazan nihal cindioglu
nasıl olurda her hangı bır sozlesme bızım anayasamızdan ustun tutulur ben buna bır anlam veremıyorum benı bu konuda aydınlatırsanız sevınırım

Alıntı:
Anayasa m.90 (5) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz.

Alıntı:
Anayasa m.90 (5) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.

AB'ye uyum sürecinde yapmış olduğumuz değişiklikle, usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalar ile kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda, milletlerarası antlaşma hükümlerine öncelik tanınacaktır.

Bu düzenlemenin yapılmasındaki saikin ne olduğunu irdelersek:

KOPENHAG KRİTERLERİ

POLİTİK KRİTERLER
AB’ye girmeye aday ülkeler;
- istikrarlı ve kurumsallaşmış bir demokrasinin var olması,
- hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü,
- insan haklarına saygı,
- azınlıkların korunması

AB'ye girmeye çalışan Türkiye'nin, insan hakları konusunda yılar yılı yaşamış olduğu tecrübeler, AB'nin Türkiye'ye olan güvenini zedelemiş olabilir. Bu konuda Türkiye'ye, Türk yasalarına güvenmeyen AB, işini sağlama alabilmek adına, temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmaların, yasalara göre üstün olması gerektiğini düşünmüş olabilir. Bu düşüncenin doğru ya da yanlış olduğunu tartışmaksızın, Anayasa Hukuku çerçevesinde analizler yapar isek:

"Bir kanunla, usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmanın çatışması durumunda, milletlerarası antlaşmaya öncelik tanınması, milletlerarası antlaşmanın, normlar hiyerarşisinde kanunlar üstü bir yere ve dolayısıyla işlevsel olarak anayasal bir değere sahip olduğu anlamına gelebilecektir. Oysaki; her ikisi de, meclisin adi çoğunluğuyla kabul edildiğinden, bu şekilde bir hiyerarşi oluşturulması, hukuk tekniği açısından doğru değildir."


Alıntı:
Eğer milletlerarası andlaşmalara kanun üstü ve dolayısıyla anayasal bir değer tanınacaksa, yapılması gereken şey, milletlerarası andlaşmaların Meclisin adî çoğunluğu tarafından değil, Meclisin üçte iki çoğunluğuyla uygun bulunmasını öngörmektir. Mantık ve normlar hiyerarşisi bunu gerektirir. Bu yapılmazsa, bu şu anlama gelir ki, meclisin adî çoğunluğu normalde dokunamayacağı Anayasaya, milletlerarası andlaşmaları uygun bulmak suretiyle dokunabilecektir. Bu ise, Türkiye’de Anayasanın üstünlüğünün çiğnenmesi demektir. Katı bir Anayasa sistemine sahip ülkemizde Anayasa, Meclisin adî çoğunluğu tarafından değil, ancak nitelikli çoğunluğu tarafından değiştirilebilir. (Kemal Gözler, Milletlerarası Andlaşmalara Kanun Üstü Bir Değer Tanınabilir Mi?)



Bu tartışmaların yanında, 'bir antlaşmanın temel hak ve özgürlüklere ilişkin olduğunun belirlenmesi' sorunu da vardır. Yanlış bilmiyor isem; bu hususu belirleme yetkisi Dışişleri Bakanlığında idi. Şu halde, Anayasa'ya aykırı olduğu düşünülen bir hükmün, milletlerarası antlaşma yoluyla hukukumuza ihdas edilmesinin nasıl önleneceği hususu da, ayrı bir sorun ve ayrı bir tartışma konusu teşkil etmektedir.

Saygılarımla.