Mesajı Okuyun
Old 19-09-2014, 17:11   #3
Av.Emre BARUTCU

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Bilal Barutcu
Merhaba değerli meslektaşlarım,
T.M.K nın 605.maddesinde yer alan "Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır." metninde yer alan ödemeden aczin açıkça belli olması... durumunda miras reddedilmiş sayılır ibaresinden anlamamız gereken nedir.Aczin açıkça belli olması durumunu ispatı nasıl gerçekleştirilecektir.Mirasın reddedilmiş sayılacağı hükmü nasıl uygulama alanı bulmaktadır.Mahkemeden her hengi bir karar alınmadan mirasın kendiliğinden reddedilmiş olması durumunu mu ifade etmektedir.Ölümü tarihinde mevcut borçları ve bu borçları ödeyebilecek herhangi bir malvarlığı olmadığı açıkça belli olan bir mirasbırakanın mirasçıları hakkında sözkonusu borçların tahsili için açılan icra takibine karşı mirasın kendiliğinden reddedildiği iddiasıyla açılacak icra takibinin hukuki açıdan yerindeliği nedir.Yerinde olduğu düşünüldüğünde açılacak davada mevcut durum ispat edilmiş olduğunu varsaydığımızda alacaklı tarafın icra dosyasına bu hususta herhangi bir itiraz yapılmadığı dolayısıyla böyle bir durumdan haberlerinin olmadığı gerekçesiyle yargılama giderleri ve vekalet ücretinin takdir edilmemesi hususunda sunabileceğini düşündüğüm savunma ne kadar yerindedir.Bu hususta meslektaşlarımın yorumlarını bekliyorum.


Saygı Değer Meslektaşım;
Zımni ret yani reddetmiş sayılma Medeni Kanunun 605. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir.Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras hükmen reddedilmiş sayılır.
Zımni rette,yasa koyucu şu mantıktan hareket etmiştir:Ölenin pasifi aktifinden fazla ise, yaşam deneyimleri bu mirasın reddedileceğini gösterir.
Yasa koyucu zımni rette mirasçıları bir külfetten kurtarmıştır.
Buna rağmen, mirasçı , mirası kabul etmek istiyorsa edebilir.Terekede tasarruf işlemi yaparak kabul yönündeki iradesini ortaya koyabilir.

Zımni reddin koşulları şunlardır:
1. Miras açılmış olmalıdır.
2. Mirasbırakan borç ödemeden acz içerisinde olmalı ve bu durum aşikar bir şekilde belli olmalıdır.Bunu açarsak Borç ödemeden aczin açıkca belli olduğu her türlü delille kanıtlanabilir. Veya mirasbırakanın borç ödemeden aczi,kesinleşen iflas kararı veya borç ödemeden aciz belgesi ile resmen tespit edilmiş olmalıdır.
3.Mirasbırakanın borç ödemeden aczinin açıkca veya resmen tespit edilmiş olması ölüm tarihi itibariyle olmalıdır. Mirasbırakanın aczi ölüm tarihinde ortadan kalkmış ise zımni ret söz konusu olmaz.
4.Mirasçı ret hakkının düşmesine neden olacak davranışlarda bulunmamış olmalıdır. Yani TMK m.620/f.2'deki haller mevcut olmamalıdır.

Zımni ret meydana geldiğinde mirasçının miras ile ilşkisi kesilir bu nedenle mirasbırakanın alacaklıları mirası zımnen reddetmiş olan mirasçıya karışı takip yapamaz ancak bunun istisnası mevcuttur. Bu istisna;

TMK m. 618'de düzenlenmiştir. TMK m.618/f.1'e göre :''Ödemeden aciz bir mirasbırakanın mirasını reddeden mirasçılar,onun alacaklılarına karşı, ölümünden önceki 5 yıl içerisinde ondan almış oldukları ve mirasın paylaşılmasında geri vermekle yükümlü oldukları değer ölçüsünde sorumlu olurlar.''
Bu maddedin uygulanabilirlik koşulları;
1. Miras açılmış olmalıdır.
2.Mirasçı mirası reddetmiş(veya zımni ret) olmalıdır.
3.Reddeden mirasçı,mirasbırakandan son 5 yıl içerisinde bir kazandırma elde etmiş olmalıdır.Denkleştirmeye tabi olmayan bir kazandırma olmalıdır.
4.Mirasbırakan mirasın açıldıgı tarihte ödemeden acz içinde olmalıdır.
5. Mirasbırakanın alacaklısı mirası reddeden ve kazanım elde eden mirasçıya karşı elde ettiği kazanım ile ilgili olarak dava açmalıdır.

Normaal koşullar altında zımni ret meydana geldiğinde mirasçının miras ile ilişkisi kesilir ve ona karşı takip yapılamaz. Eğer takip yapıldı ise kanımca şunlar yapılmalıdır. Takip hukukuna gelirsek;
Takip talebinde borçlu olarak gösterilen kimsenin de, bu takibin gerçek borçlusu olmalıdır ki kendisine karşı yapılan icra takibinde başarı elde edebilsin. Mesela, mirası reddetmiş(TMK m.605 vd.) olan bir kimseye karşı ,tereke alacağından dolayı ,icra takibi yapılırsa bu kimse(borçlu), mirası reddetmiş olduğunu,bu nedenle takipte borçlu(mirasçı) sıfatının bulunmadığını ileri sürerek(itiraz ederek), kendisine karşı yapılan icra takibini başarısızlığa uğratır(bkz. mesela: İİK m.68,f.4)

İİK m. 68/f.4: ''Borçlu murisine ait bir alacak için takip edilmekte olup da,terekenin borca batık olduğunu (TMK m.605) ileri sürerse bu hususta ilâm getirmesi için kendisine münasip bir mühlet verilir. Bunun dışında itirazın kaldırılması talebinin kabul veya reddi için ileri sürülen iddia ve savunmalar bekletici mesele yapılamaz.''

Görüldüğü üzere mirası reddetmiş ve zımnen reddetmiş kişilere karşı icra takibi yapılırsa takipte borçlu sıfatının bulunmadığını itiraz yolu ile ileri sürerek takibi durdurur.Takip edilmekte olan kişi ise genel mahkemede menfi tespit davası açarak kendisinin mirasçı olmadığını gösteren ilam elde etmek için İİK M.68/f.4'göre münasip mühlet verilir. Bu menfi tespit davası sonucunda mirasçı olmadığına dair yani mirası zımnen reddetmiş olduğuna dair ilamı elde edip, takip edilen kişi itirazın kesin kaldırılması yolunda savunma olarak bu ilamı ileri sürerse alacaklının itirazın kesin kaldırılması talebi reddedilecektir(İİK 68/f.3) ve takip edilen kişi tereke borcundan kurtulacaktır.