Mesajı Okuyun
Old 28-05-2014, 17:49   #2
Av. Fırat BİLBAY

 
Varsayılan

1-) Anlattığınız hadisede borcun yenilenmesi (imhal) değil borcun temliki söz konusudur.

2-) Hacizlerin fekki hususunda talepte bulunmaya yetkili kişi alacaklıdır. Aynı şekilde harç yükümlüsü de alacaklı olacaktır

3-) Bu durumda alınacak harç tahsil harcı değil, yarısı nispetindeki feragat harcıdır.

4-) Evvelce 12. Hukuk Dairesi'nin salt haciz fekkinin takipten feragat anlamına gelmeyeceği düşüncesiyle tahsil harcı alınmaması gerektiği istikametinde kararları vardı. Bu içtihat daha sonra aynı daire tarafından değiştirildi. Önceki ve sonraki kararlar aşağıdadır.


T.C. YARGITAY 12. Hukuk Dairesi
Esas : 2004/9189 Karar : 2004/13126 Tarih : 24.05.2004
ÖZET : Alacaklı asil, icra dairesine yapmış olduğu başvuruda yalnızca hacizlerin kaldırılmasını talep etmiş olup, takipten vazgeçtiğine ait beyanı bulunmamaktadır. 492 S. Harçlar Yasasının 23. maddesinde, takipten vazgeçilmesi halinde tahsil harcı alınacağı öngörülmüş olup, anılan maddenin olayda uygulama yeri bulunmadığından icra müdürlüğünce tahsil harcı alınması doğru değildir. Ayrıca; alacağını tahsil edemeyen alacaklının yeniden haciz istemesine engel bir hal de bulunmamaktadır.
(492 sayılı Harçlar K. m. 23)
KARAR METNİ : YARGITAY İLAMI
Yukarıda gün ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içerisinde temyizen incelenmesi Alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı asil, icra dairesine yapmış olduğu 30.3.2004 günlü başvuruda yalnızca hacizlerin kaldırılmasını talep etmiş olup, takipten vazgeçtiğine ait beyanı bulunmamaktadır. 492 S. Harçlar Yasasının 23. maddesinde, takipten vazgeçilmesi halinde tahsil harcı alınacağı öngörülmüş olup, anılan maddenin olayda uygulama yeri bulunmadığından icra müdürlüğünce tahsil harcı alınması doğru değildir. Ayrıca; alacağını tahsil edemeyen alacaklının yeniden haciz istemesine engel bir hal de bulunmamaktadır. İcra müdürünün anılan durumun aksine yaptığı işlem yerinde olmadığından mahkemece şikayetin kabulüne karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24.05.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2007/7454
Karar Numarası: 2007/10088
Karar Tarihi: 16.05.2007
*
ALACAĞIN HARİCEN TAHSİLİ
TAHSİL HARCI
İCRA TAKİBİNDEN VAZGEÇİLMESİ
*
492 s. HarçlarK/23
*
ÖZETİ: Alacaklı İcra Dairesine başvurarak icra takibi sebebiyle borçlu adına taşınmazlar üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasını talep ettiğine göre, bu istek alacağın haricen tahsil edildiğine karine teşkil edeceğinden, hacizlerin kaldırılabilmesi için kanun hükmüne uygun olarak tahsil harcının ödenmesi zorunludur.
*
Yukarıda gün ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içerisinde temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
492 s. Harçlar Yasanın 23. maddesi uyarınca “Her ne sebep ve suretle olursa olsun, icra takibinden vazgeçildiğinin zabıtnameye yazılması için vazgeçilen miktara ilişkin tahsil harcının yarısı alınır. Ancak haczedilen mal satılıp paraya çevrildikten sonra vazgeçilirse tahsil harcı tam olarak alınır.” Somut olayda alacaklı İcra Dairesine başvurarak icra takibi sebebiyle borçlu adına taşınmazlar üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasını talep ettiğine göre, bu istek alacağın haricen tahsil edildiğine karine teşkil edeceğinden, hacizlerin kaldırılabilmesi için yukarda belirtilen kanun hükmüne uygun olarak tahsil harcının ödenmesi zorunludur. Dairemizin yeniden oluşan ve istikrarla uygulanan son içtihatları açıklanan şekilde olup, bu halde mahkemece şikayetin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ:Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK. 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 16.05.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.