Mesajı Okuyun
Old 11-01-2010, 23:04   #5
altiokebru

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Engin Özoğul
Kabahatler Kanunu

Madde 14:

Sosyal güvenlik kurumları ve mahalli idareler tarafından verilen idarî para cezaları, ilgili kanunlarında aksine hüküm bulunmadığı takdirde, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre kendileri tarafından tahsil olunur. Diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından verilen ve Genel Bütçeye gelir kaydedilmesi gerekmeyen idarî para cezaları, ilgili kanunlarında özel hüküm bulunmadığı takdirde genel hükümlere göre tahsil olunur.


6183 sayılı Kanun

Madde 5:
Takibat, alacaklı amme idaresinin mahalli tahsil dairesince yapılır.

Madde 3:
Tahsil dairesi terimi: Alacaklı amme idaresinin bu kanunu tatbik etmekle vazifeli dairesini, servisini memur veya memurlarını,


Belediye Tahsilat Yönetmeliği

Madde 1:
Tahsilat servisinin yürütmekle mükellef olduğu işler şunlardır :
A) Resim, harç, ücret ve cezalarla umumi hükümlere ve amme alacaklarının tahsil usulü hakkındaki kanuna göre kabili tahsil hale gelmiş olan belediye alacaklarını tahsil etmek,


----------

Kabahatler Kanunu'nun 14. maddesine göre mahalli idareler(belediye) kendi alacaklarını kendisi tahsil edebilir. Yani bu alacaklar genel bütçeye gelir kaydedilmez. Ancak mahalli idareler bu alacaklarını tahsil ederken 6183 sayılı Yasaya göre hareket etmelidir. Alacakları genel bütçeye gelir kaydedilmeyen diğer kamu kurum ve kuruluşları ise genel hükümlere göre tahsilat yapar. Yani diğer kamu kurum ve kuruluşlarının genel bütçeye gelir kaydedilmeyen alacakları için İcra ve İflas Kanunun'na göre takip yapılabilir. Ancak mahalli idareler için böyle bir imkan tanınmamıştır. Mahalli idareler 6183 sayılı Yasaya uygun olarak tahsilat yapacaktır.

6183 sayılı Yasaya göre ise amme alacağı idarenin tahsil dairesince yapılır. Tahsil dairesi ise amme idaresinin bir birimidir.

Belediye Tahsilat Yönetmeliğine göre ise belediye içinde bir tahsilat servisi kurulmalıdır. Bu servis cezaları tahsil etmekle yükümlüdür.

Tüm bu hükümleri birlikte değerlendirdiğimizde bir mahalli idare olan belediye kendi içinde bir tahsil servisi kurmak suretiyle idari para cezasını bu servis vasıtasıyla tahsil etmelidir. Genel hükümlere göre takip yapıp tahsilat yapma imkanı olmadığı sonucuna varabiliriz.

Ancak konuyla ilgili diğer başkaca hükümler varsa bunların değerlendirilmesi gerekir.

Önemli Not: Yorum yoluyla vardığım sonucu Sayın Av.Armağan Konyalı'nın kontrolünden geçtikten sonra dikkate alınız...

Sn.Özoğul, bir ilçe belediyesi ile ilgili olarak 6183 sayılı Kanuna göre oluşturulacak tahsil dairesinin nasıl meydana getirileceği ve nasıl uygulama yapması gerektiğini araştırırken yanıtınızı okudum. Öncelikle yanıtınız için teşekkür ederim, benim için de aydınlatıcı oldu. Konu hakkındaki bilgilerinizi aşağıdaki sorularımla ilgili paylaşırsanız çok sevinirim.

Tahminimce, bu tahsil dairesi belediyenin sözleşmeli avukatı olamaz, kendi içinden ve memur statüsündeki biri görevlendirilmeli haciz vs icrai işlemlerinin yapılması için. Çünkü kamu erkini ilgili kamu kurumu bizzat kullanır, gibi bir kanıya sahibim; sizce yanılıyor muyum?

AATHK'na göre hala mal beyanında bulunmamaktan dolayı tazyik hapsi için şikayet şansı var kanundan anladığıma göre..Ancak kanunu ilk defa gözden geçirdiğim ve uygulaması hakkında bilgi sahibi olmadığım için adli yargıda olduğu gibi AATHK'da da şikayet için 3 ay veya daha farklı bir hak düşürücü süre var mı merak ediyorum.

Bir de aslında AATHK'na tahsil edilecek vergi resim ve harç dışındaki bir alacak için belediye yanlışlıkla ödemeye çağrı mektubu ve sonra da ödeme emri göndermiş ise daha sonra alacağın bu kanuna göre değil adi icra yolu ile tahsili gerektiği anlaşılmış ise ödeme emri iptal edilerek doğru olan yoldan tahsilata girişmek alacaklı kurum açısından sıkıntı doğurabilir mi, böyle bir yolu tavsiye eder misiniz. Ödeme emri zamanında itiraz edilmeyip kesinleşmiş ise bu yola devam etmek de avantajlı olabilir belki..

Teşekkür ederim, saygılar..