Mesajı Okuyun
Old 24-03-2009, 10:36   #8
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Sayın Katılımcı;

Medeni Kanun 169.maddesi uyarınca, hakim boşanma davası açılmakla, boşanma süresince, tarafların barınmalarına ve geçinmelerine yönelik önlemleri almak durumundadır.
Alıntı:
III. Geçici önlemler

Madde 169 - Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri resen alır.

Şu anda çocukların ve sizin nerede yaşadığınızı belirtmemişsiniz. Eğer eşinizin Türkiye'de bulunduğu tarihlerde birlikte oturduğunuz konutta iseniz, aile mahkemesi yargıcından bu evin ve ev eşyalarının sizin ve çocuklarınızın kullanımına özgülenmesini isteyebilirsiniz.

Ve halen oturmakta oludğunuz bu evin aile konutu olarak belirlenmesini aile mahkemesi yargıcından (boşanma davasına bakan da olabilir ayrıca da açabilirsiniz bu davayı) talep edebilirsiniz. Böylelikle ev kira dahi olsa sizin izniniz olmadan kira akti sona ardirilemez, kiralayanan yapacağınız bu bildirim ile aktin tarafı haline gelirsiniz.

Ayrıca, icra iflas kanununda nafaka ödememek cezai yaptırıma bağlanmıştır. Eşiniz belki bu olumsuz duruma düşmemek için nafaka ödemeyi üstlenebilir..

Alıntı:
Nafakaya ilişkin kararlara uymayanların cezası:

Madde 344 - (DEĞİŞİK MADDE RGT: 01.06.2005 RG NO: 25832 KANUN NO: 5358/15) (KOD 1)
Nafakaya ilişkin kararların gereğini yerine getirmeyen borçlunun, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra kararın gereği yerine getirilirse, borçlu tahliye edilir.

Borçlunun, nafakanın kaldırılması veya azaltılması talebiyle dava açmış olması halinde, ileri sürdüğü sebepler göz önünde bulundurularak, tazyik hapsinin uygulanması bu davanın sonuna bırakılabilir.

Bir de belki işinize yarayabilir, Medeni KANUN dışında 4320 sayılı ailenin korunmasına ilişkin kanun çerçvesinde, eğer kayınvalideniz ve kayınpederinizden, maddi, manevi, ekonomik şiddet görüyor iseniz;

Alıntı:
Türk Medenî Kanununda öngörülen tedbirlerden ayrı olarak, eşlerden birinin veya çocukların veya aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireylerinden birinin veya mahkemece ayrılık kararı verilen veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı olan veya evli olmalarına rağmen fiilen ayrı yaşayan aile bireylerinden birinin aile içi şiddete maruz kaldığını kendilerinin veya Cumhuriyet Başsavcılığının bildirmesi üzerine Aile Mahkemesi Hâkimi meselenin mahiyetini göz önünde bulundurarak re'sen aşağıda sayılan tedbirlerden bir ya da birkaçına birlikte veya uygun göreceği benzeri başka tedbirlere de hükmedebilir:

Kusurlu eşin veya diğer aile bireyinin;

a) Aile bireylerine karşı şiddete veya korkuya yönelik söz ve davranışlarda bulunmaması,

b) Müşterek evden uzaklaştırılarak bu evin diğer aile bireylerine tahsisi ile bu bireylerin
birlikte ya da ayrı oturmakta olduğu eve veya işyerlerine yaklaşmaması,

c) Aile bireylerinin eşyalarına zarar vermemesi,

ç) Aile bireylerini iletişim araçları ile rahatsız etmemesi,

d) Varsa silah veya benzeri araçlarını genel kolluk kuvvetlerine teslim etmesi,

e) Alkollü veya uyuşturucu herhangi bir madde kullanılmış olarak şiddet mağdurunun yaşamakta olduğu konuta veya işyerine gelmemesi veya bu yerlerde bu maddeleri kullanmaması,

f) Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması.

Yukarıdaki hükümlerin uygulanması amacıyla öngörülen süre altı ayı geçemez ve kararda hükmolunan tedbirlere aykırı davranılması halinde tutuklanacağı ve hakkında hapis cezasına hükmedileceği hususu şiddet uygulayan eş veya diğer aile bireyine ihtar olunur.

Eğer şiddeti uygulayan eş veya diğer aile bireyi aynı zamanda ailenin geçimini sağlayan yahut katkıda bulunan kişi ise hâkim bu konuda mağdurların yaşam düzeylerini göz önünde bulundurarak daha önce Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre nafakaya hükmedilmemiş olması kaydıyla talep edilmese dahi tedbir nafakasına hükmedebilir.

Bu Kanun kapsamındaki başvurular ve verilen kararın infazı için yapılan icraî işlemler harca tâbi değildir."

Burada şiddet iddiasında bulunmak yeterlidir, çocuklarınızı elinizden alacaklarını beyan etmeleri, bu konuda hakaret veya korkutma görmeniz manevi şiddettir. Yine parasal anlamda yoksun bırakılmak da şiddettir. Bu yasal yolu da deneyebilirsiniz.

Sayın Katılımcı;

Bizlerin amacı kadını hakları konusunda aydınlatmak ve etkin kullanması için mutlaka bir avukattan hukuki destek almasını sağlamaktır.

Şu anda işinize yarar gözükmeyen maddeler, daha sonra şartların değişmesi ile uygulanır hale gelebilir. Biliyor olmanız YARARARINIZADIR.

Saygılar.