Mesajı Okuyun
Old 17-02-2007, 16:22   #5
ahmetsacit

 
Varsayılan Yalova Baro Başkanı Yargıtay'ı işaret etti: Zaman aşımı suçluları ödüllendirdi

Marmara Depremi nedeniyle açılan ve henüz karara bağlanmamış ceza davalarının zaman aşımına uğraması, Yalova, Kocaeli ve Düzce'de, hukukçular ve dernek başkanları tarafından eleştirildi.
Yalova Baro Başkanı Cemal Öncü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 15 binin üzerinde kişinin ölümüne, yaklaşık 24 bin kişinin yaralanmasına neden olan, on binlerce insanın kalbinde de ''derin yara açan'' Marmara depreminden sonra açılan ve bugüne kadar sonuçlanmayan ceza davalarının, ''zaman aşımı'' nedeniyle artık yargı arşivlerinde yerlerini alacaklarını belirtti.
Çok sayıda davanın hala Yargıtay'da beklediğine ilişkin bilgilerinin bulunduğunu ifade eden Öncü, şöyle konuştu:
''Yıkılmış, harap olmuş bir yörede ağır ceza mahkemesi tek başına, zor koşullarda dosyalarının yüzde 99'unu karara bağlıyor, kamu vicdanını rahatlatıyor. Ancak mahkemelerimizin bu kadar ciddi çalışması Yargıtay'a takılıyor, her şey heba olup gidiyor. Yalova'daki yargılamadan memnunuz ama küçük bir ilin mahkemesinin zor koşullara rağmen karara bağladığı bu davaların yüksek yargıda sürüncemede kalmasından rahatsızız.
Ceza açısından zaman aşımı, af gibi kavramlar kamu vicdanını rahatsız ediyor. Zaman aşımı, yargının uzaması gibi hoş olmayan konularla, suçlular ödüllendirilmiş oluyor. Toplumumuz unutkan, affedici olabilir ama devlet ve devletin yargı gibi organları, teknik anlamda bu tür olayları unutmamalı, zaman aşımıyla suçlular ödüllendirilmemeli. Herkes bu davalarla ilgili zaman aşımının tarihini biliyordu, yargı da biliyordu. O halde yargıda neden yapay uzatmalar oluyor?''
Öncü, zaman aşımıyla düşen davalarda suçlular aklanırken, suçu olmadığı halde yargılanan ve ''aklanma ümidi taşıyan'' kişilerin cezalandırıldığını öne sürdü.
Bu kişilerin zaman aşımı nedeniyle ''aklanamadığı için toplum önünde göğsünü gererek gezemeyeceğini'' savunan Öncü, ''Biz, Yargıtay'da, deprem bölgesindeki davalarla ilgili özel hakimlik, tetkik hakimliği oluşturulmasını isterdik, Deprem davaları Yargıtay'da sıradan davalar gibi sıraya konulmamalıydı. Bu konuda ihtisas daireleri kurulabilir, heyet oluşturulup bu davalara öncelik verilebilirdi. Bu sayede davalar zaman aşımına uğramazdı, kamu vicdanı tatmin olurdu'' dedi.
''TAZMİNAT DAVALARINDA SON DURUM"
Depremle ilgili tazminat davalarında zaman aşımının söz konusu olmadığını, bu nedenle davaların devam ettiğini vurgulayan Öncü, ölümlere neden olan yıkımlar konusunda Yalova Asliye Hukuk Mahkemesince binleri aşan dava dosyası bulunduğunu, ceza davalarında yargılanan kişilerin bu davalarda da sanık konumunda olduklarını söyledi.
Öncü, ceza davalarından umduğunu bulamayan depremzedelerin bu konuda adalet ve hukuktan beklenti içinde olduklarını kaydetti.
Tazminat davalarının, zaman aşımı tarihinden önce açılması halinde zaman aşımına girmediğine dikkati çeken Öncü, ''Zaman aşımı nedeniyle ceza davasının suçluları hapis yatmaktan kurtulsalar bile hukuk mahkemesinde kusurları sabit olduğu için gerekli tazminatlara hükmedilecek'' diye konuştu.
''ZAMAN AŞIMI YÜREKLERİ BİR KEZ DAHA YAKTI''
Kocaeli Depremzedeler Derneği Başkanı Nurcan Taşpınar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, davaların zaman aşımına uğramasının depremzedeleri üzdüğünü ifade etti.
''Depremzedeler yargı erkine karşı inançlarını kaybettiler'' diyen Taşpınar, şunları söyledi:
''Caza davalarının zaman aşımı nedeniyle düşmesi yürekleri bir kez daha yaktı. Binlerce kişinin ölümünden sorumlu olan müteahhit, mimar ve mühendisler bu suçu işlememiş gibi yaşantılarına devam edecekler. Ülkede yargı yavaş işliyor, hatta hiç işlemiyor. Bundan dolayı yakınları ölen insanların hepsi çok üzgün ve tepkililer. İnsanların ölümüne neden olanlar yargılanmalı ve cezalarını çekmeliydiler.''
''MÜTEAHHİTLER MALZEMEDEN ÇALMAYA DEVAM EDECEKLER''
Taşpınar, ceza almaktan zaman aşımı ya da farklı nedenlerle kurtulan müteahhitlerin, bundan sonra da inşaat malzemelerinden ''çalmaya'' devam edeceğini iddia etti.
İddianamelerin hazırlanmasının bir yıl, kusur oranlarının belirlenmesi için üniversitelerden bilirkişi heyeti tespiti ile heyetin karar sürecinin 2-3 yıl, mahkeme kararlarının temyiz sürecinin ise 2 yıl kadar sürdüğünü, bu arada Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) değiştiğini, bazı davalarda sanıkların mahkemeye dahi getirilemediğini ifade eden Taşpınar, ''Kısaca 7.5 yıl böyle tamamlandı. Bu durum yargı sürecinin çok yavaş işlediğini göstermektedir'' diye konuştu.
Mağdurların, ceza davalarında yargı süreci tamamlanamadığı için AİHM'e başvurabileceğini belirtti.
Taşpınar, bu konuda kendilerine müracaat eden depremzedelere yardımcı olacaklarını bildirdi.
''VELİ GÖÇER KURBAN SEÇİLDİ''
Deprem dava sürecinin devam ettiği dönemlerde 176 kişinin ölümünden sorumlu tutulan Veli Göçer'in ''günah keçisi'' ilan edildiğini söyleyen Taşpınar, ''Bu depremde 176 kişi ölmedi, 20 bin kişi öldü. Veli Göçer 176 kişinin ölümünden sorumlu. Adalet Bakanlığının, 20 bin kişinin ölümünü Veli Göçer ile temizleme şansı yok'' dedi.
'AİHM YOLU AÇIK''
Kocaeli Depremzedeler Derneği Hukuk Danışmanı avukat Erbay Yucak ise yürütme ve yargının binlerce insanın beklentilerine cevap veremediğini, bu nedenle görevlerini yerine getirmediklerini iddia etti.
Dava sürecinin hızlandırılması gerektiğini savunan Yucak, ''Bu yapılmadı, toplumun beklentileri dikkate alınmadı. Kısaca 'adil yargılanma ilkesi' ihlal edildi. Bu durum, yargıya karşı güvensizlik oluşturacak. Depremzedeler, 'adil yargılama ilkesi' ihlal edildiği için AİHM'e başvurabilirler'' şeklinde konuştu.
''DELİLLER İYİ TOPLANAMADI''
Düzce Depremzedeler Derneği Başkanı (DEPDER) Avukat Ayşegül Şenol Can, Marmara depreminde çok sayıda binanın yıkıldığını, her bina için bölge adliyelerinde dava açıldığını belirtti.
Bu davaları kaldırabilecek mahkemelerin mevcut işlerini de görmekle mükellef olduğunu kaydeden Can, şunları söyledi:
''Mahkemelere çok sayıda dava yükü geldi. Bir kere delillerin toplanması aşaması zaman aldı. Her bir binadan beton örneği demir örneği alındı, yeterli yetersiz bilirkişi incelemeleri yapıldı. Arkasından ağır ceza mahkemesindeki davalar süreci başladı. Üstüne üstlük bölge idare mahkemelerinin binaları da hasar görmüştü. Bu durumdaki adliyelerin bu davaların altından kalkması zaten çok zordu'' dedi.
Şenol, delillerin yeteri kadar iyi toplanmaması ve çok sayıda bilirkişi incelemesi yapıldığını belirterek, '' Bilirkişi incelemeleri yeterli gelmedi, tekrar tekrar bilirkişi incelemeleri yapıldı. Bazı davalar, suç tarihinin deprem değil, binanın yapıldığı tarih esas alınmak suretiyle zaman aşımı nedeniyle bir kez ortadan kaldırıldı. Bunlar yargıtaya gitti bozuldu. Yargıtay, suç tarihi deprem tarihidir gibi bir karar verdi'' dedi. Ceza davalarının bitirilmesi gerektiğini ifade eden Şenol, ''Bu bitirilmediği zaman, kamu oyunda bu işin mağdurları açısından baktığınızda, adaletin yerini bulunmadığı sonucu ortaya çıkar'' diye konuştu.

http://www.zaman.com.tr/webapp-tr/ha...haberno=501721