Konu: Sizce ?
Mesajı Okuyun
Old 11-05-2002, 13:49   #4
aygül

 
Varsayılan

konuyu aklıma gelen çeşitli ihtimallere göre yanıtlamak istiyorum.

1-evlilik birliğinin sarsılması da boşanma sebeplerinden biridir.böyle bir sebebe dayanıldığında bile hakim davanın reddine karar verebilecektir.kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde,her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.
166.maddeden de anlaşıldığı gibi "evlilik birliğinin temelden sarsılması ancak 3yıl geçtikten sonra etkili bir sebep olmaktadır.
2-davacının kusuru daha ağır ise,davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır.
eğer davalı eş itiraz etmişse,evlilik birliğinin temelden sarsılma sebebi olsa bile hakim boşanmaya hükmetmeye bilir.çünkü davacı hem daha fazla kusurludur,hem de bir hak talep etmektedir.oysa hukukun genel ilkelerinden biri "hiç kimse kendi kusuruna dayanarak hak iddia edemez." diyelim ki,davacı olan eş erkektir ve eşini aldatmıştır,sürekli başka kadınlarla beraber olmaktadır.buna rağmen boşanma davası açmış ve "evet,ben eşimi aldattım ve bu boşanma sebebidir,bizi boşayın ya da boşanmak istiyorum " diyemez.çünkü bahsettiği aldatma olayı bir kusurdur ve kişi kendi kusuruna dayanıp hak iddia etmektedir.
(davalı taraf boşanmak istiyor mu ,istemiyor mu? bu konuya dair bir bilgi vermemişsiniz)
3-184.md
1. Hâkim, boşanma veya ayrılık davasının dayandığı olguların varlığına vicdanen kanaat getirmedikçe, bunları ispatlanmış sayamaz.
hüküm fıkrasında,hakimin "evlilik birliğinin temelden sarsıldığına" yer verdiğini söylemişsiniz.
eğer hakim,buna yer vermiş ve buna rağmen boşanmalarına karar vermemişse,demek daha az kusurlu olan karşı tarafın bir itirazı olmuş ve davacı taraf daha kusurlu..
diğer bir ihtimal,hüküm fıkrası "evlilik birliğinin temelden sarsılması sebebine dayanan,boşanma davasının reddine" şeklinde de olabilir.bu durumda hakimin "evlilik birliğinin temelden sarsıldığını "kabul ettiği gibi bir sonuç çıkmaz.aksine 184 maddede olduğu gibi,bu sebebe dair yeterli bir vicdani kanaatin oluşmadığını gösterir.

ayrıca kusurların kıyaslanıp kıyaslanamayacağını sormuşsunuz."daha kusurlu eş" ,"daha az kusurlu eş" gibi ifadeler kanunda kullanıldığına göre,demek ki kusurların kıyaslanması mümkün.mesela ,eşin yemek yapmaması bir kusursa,diğer eşin yemek yapmadı diye onu dövmesi daha kusurlu bir davranıştır.



hukuki sorunlara dair,araştırıp yanıtlamak ilgi alanıma girdiği halde,soruların açık bir şekilde sorulmaması,açık olmayan noktalara dair çeşitli olasılıkları gözönüne alıp da yanıtlamamı gerektirdiğinden konu çok karışık bir hal alabiliyor.böyle olunca da hata yapma ihtimali artıyor.öyle ki verdiğim bilgilerin size bir faydası olmadığı gibi,ben de karışık bir kafayla kalmış oluyorum.dilerim,bu mesajımı okuyan diğer arkadaşlar da,bundan sonra sorularını daha açık ve net bir şekilde sorma konusunda gerekli hassasiyeti gösterirler. böylece araştırıp yanıtlama heveslisi hukukçu arkadaşlarımıza bir kolaylık sağlanmış olacak.