Mesajı Okuyun
Old 28-07-2007, 18:14   #3
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

mümkün olabileceğini düşünüyorum.
saygılarımla.
T.C.

YARGITAY

18. HUKUK DAİRESİ

E. 1996/2181

K. 1996/2777

T. 19.3.1996

• AD DEĞİŞTİRİLMESİ İSİM DEĞİŞTİRİLMESİ ( Çifte vatandaşlık )

743/m.26

ÖZET : Medeni Kanun’un 26. maddesine göre, bir kimse haklı nedenlere dayanarak adının değiştirilmesine isteyebilir. Alman Vatandaşı iken, Türk kadını ile evlenmek suretiyle Türk Vatandaşlığını da kazanan bir kimsenin, bu nedenle Türkçe ad ve soyadı alması zorunlu değildir.
DAVA VE KARAR : Dava dilekçesinde, A. K. olan (Türkçe) isim ve soyadının, R. D. (Almanca) olarak düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece, davanın reddi cihetine gidilmiş;
hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü:
YARGITAY 18. HUKUK DAİRESİ KARARI :
Davacı, Alman Vatandaşı iken Türk Vatandaşlığına geçmek için isim ve soyadının da değiştirmesi gerektiği zannı ile R. D. (Almanca) olan isim ve soyadını, evlendiği Türk kadınının soyadını da kullanmak suretiyle A. K. (Türkçe) olarak idari yolla değiştirip, bu yolla nüfusa tescil edildiğini, Alman Vatandaşlığını da muhafaza ettiğini, buna göre çifte vatandaşlığa sahip olduğunu, pasaportunda Alman uyruğu olarak Alman ad ve soyadını taşımasına rağmen nüfus kaydında Türk ad ve soyadını taşıdığını, bu hususların gerek kendisi ve eşi için gerekse çocukları için karışıklık ve zorluk yarattığını ileri sürerek, ad ve soyadının vatandaşlığa girmeden önce olanları ile değiştirilmesini istemiştir.
Bu durumda davanın hukuki dayanağı, Medeni Kanun’un 26. maddesi olup, yasalara aykırı bir durum ifade etmeyecek haklı nedenin tesbiti halinde davanın kabulüne karar vermek gerekir.
Mahkemece, her ne kadar davayı, nüfus müdürlüğü ile iddia makamının ileri sürdüğü mütalâaya dayanarak davacının Türk Vatandaşlığına kabulü için Türkçe ad ve soyadı almasının zorunlu olduğu, Türk Vatandaşı olması nedeni ile bu isim ve soyadını muhafaza etmesi gerekli olup, yabancı isim ve soyadı almasının mümkün görülmediği gerekçesi ile davayı reddetmiş ise de, ne Türk Vatandaşlık Kanunu’nda ne de Nüfus Kanunu’nda bu gerekçenin dayanağı mevcut değildir.
Bu nedenle mahkemece dava Türk Medeni Kanunu’nun 26. maddesi kapsamında tahkik edilip incelenerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinin dikkate alınmaması doğru görülmemiştîr.
SONUÇ : Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.
(kazancı)