Mesajı Okuyun
Old 21-11-2008, 13:16   #207
nesli dogan

 
Varsayılan

29 Nisan 1920 tarihinde TBMM'nin iki numaralı kanunu olarak geçmişteki adıyla Hıyanet-i Vataniyye Kanunu çıkarılmıştır. Amacı TBMM'nin otoritesine karşı çıkan kişi yada gurpların etkisiz hale getirilmesidir. Bu kanunda görülen vatana ihanet kavramı ; "Yeni Cumhuriyet rejimini ve rejimin ortaya koyduğu temel yapıyı yıkmak için harekette bulunanların eylemi" şeklinde değerlendirilerek günümüzdeki terör eylemlerine karşılık gelen yasal bir mevzuatın temeli niteliğindedir. 15 Nisan 1923 yılında kanuna eklenen bir maddeyle saltanatı geri getirmeye çalışanların da vatan haini sayılacakları hükme bağlanmıştır.

25 Şubat 1925 tarihinde Musul ve Kerkük'ün kaybedilmesine etki sağlayan Şey Sait ayaklanması üzerine Hıyanet-i vataniyye kanunu'na yeni bir ekleme yapılarak dini alet ederek ahaliye fesat ve nihak sokarak dinin politikaya alet edilemeyeceği hükme bağlanmıştır.1923 döneminde cumhuriyet rejiminin temel değerlerinin korunması amacıyla çıkarılan Hıyanet-i Vataniyye Kanunu ile cumhuriyet rejimini yıkmak yada rejimin temel değerlerini ortadan kaldırmak amaçlı yapılan eylemler vatan hainliğiyle eş değer ttulmuş ve bu suç idam cezasıyla karşılık bulmuştur.

12 Nisan 1991 tarihinde çıkarılan 3713 sayılı Terörle Mücadele kanunu ile 1923 döneminin Hıyanet-i vataniyye kanunu yürürlükten kalıdırılmış yerine vatana İhanet Kanunu çıkarılmamıştır.Vatana İhanet Kanunu yerini terörle Mücadele Kanuna bırakmıştır. Günümüz Anayasasında Cumhurbaşkanlarının ancak " vatana ihanet" suundna yargılanabilecekleri yazılıdır ,buna karşın günümüz Türkiyesinde böyle bir kanun yoktur. Eylemi suç sayan bir kanun olmadığından eylemin suç teşkil ettiği de söylenemeyeceğinden günümüzde vatana İhanetin suç olmaktan çıkarıldığı görülmektedir.

1923 de yapılan kanun ruhunda devletin milleti ve ülkesiyle bölünmez bütünlüğünün yanında anayasal cumhuriyetin laik,demokratik,sosyal br hukuk devleti yapısına yönelik her türlü saldırının da vatana ihanet kapsamında değerlendirileceği hükme bağlanmış iken, günümüz Terörle Mücadele kanununda sıradan bir ceza soruşturması geçirilmesi Türkiye'Nin ihtiyaçalrına cevap vermemektedir. Zira Terörle Mücadele kanununda terör genel anlamıyla "cebir ,şiddet kullanarak Anayasa'da belirtilen cumhuriyetin niteliklerini ve düzenini değiştirmek ,Türk devletinin ve cumhuriyetinin varlığını tehlikeye düşürmek ,devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü bozmak ,temel hak ve hürriyetleri yok etmek " şeklinde tanımlanmıştır. Bu tanım 1923 döneminin Hıyanet-i vataniyye kanunu ile kısmen örtüşmektedir.Ancak 1923 'de çıkarılan kanunda din ve vicdan duygularının kullanılarak eylem yapılması da hükme bağlanmıştır. Günümüz Terörle Mücadele kanunun'da ise böyle bir hüküm bulunmamktadır. Yani bugün şiddet yoluyla rejimi değiştirmeye çalışmak terör suçudur ve bazı farklılıklarla normal cezai soruşturma hükümlerine tabidir ancak şiddet kullanmadan yapılan eylem suç değildir.

Benim görüşüm yıllar geçtikçe kanunlarımız daha da sağlaml hale geleceğine birçok konuda Temel hak ve özgürlükler adına ödün verilmektedir.Devletin bölünmez bütünlüğüne ve rejim değişikliğine karşı her türlü eyleme karşı özel hükümler düzenlenmesi ve cezasının idamla sonuçlanması gerektiği kanaatindeyim.