Mesajı Okuyun
Old 03-12-2009, 00:17   #103
Nur Deniz

 
Varsayılan

Yola bakan bir bağım var. Bağ dedi isem, bağ değil, bademlik.(Dedemin bağıydı.)..15 yaşımdan beri bu bağa ait hayallerim vardı benim..Halende yapabilmiş değilim..

750 metrekare, güney cephe, dublex daire arsası (şimdilik harika biberlerin, domateslerin, bamya, roka, marul ve taze soğanların yetiştiği alan) hariç, 20 terası ve her terasında 15 sert kabuk Teksas bademi dikili, terasların altında ise 4 tane 60 yıllık devasa çam ağacı bulunan, hem aşağıda hem yukarıda çeşme, çeşmelerin hemen kenarında çimento ile yapılmış kocaman hazır mangallar bulunan ...

Eğimli olduğu için 14 metrelik, dağın yağmurla kaymasını engellemek için taş duvarın ortasından yapılmış bir merdivenle çam ağaçlarının altına ulaşılıyor..2 dayım ve bir teyzem olduğu için, bu arsa dedemin eski evinin yeri olduğu için çam ağaçları için birer tanesi bizim deselerde ben, onlar, çam ağaçları yaşadıkça ağaçlarımı sahipleniyorum..10.000 nüfusluk ilçenin %80 nini gören, ve bizi anayola bağlayan yolun manzarasına sahip bir görüş alanı...

Zambak, gül, nergisler diktim geçen yıl çamların altına, çeşmenin başına, mangalın yakınına.. Çamların altı tamamen doğal yetişmiş çimenlerle kaplı zaten...Haaa! Birde mor menekşeler.(Dedemin sevdiklerinden.)

Her terasa her yıl farklı bir şey ekilir, sırf eğlencesine..Yeşil görünsün diye.Alt kısma malum sebzeler... Mahallenin maydonoz ve soğan yeri yani...

Bir çok çeşit ağaç var, kiraz, erik, kayısı, yeşil elma, ayva hatta ıhlamur..

Lise 3. sınıfta staj dönemindeyken piknik yapmıştık çamların altında henüz 16 yaşımda iken..O zaman kuzenlerle yenilen iştahlı bir yemekten sonra etrafı seyrederken bir hayal kurmuştum..

Burası benim olur ise; Bir bağ evi yaptıracağım.. Benle birlikte hayalimde zamanla büyüdü ve teknolojiye de uydu..Çamların hemen altındaki geniş alana düşündüm böyle bir yeri..Tek ve kocaman bir salon olacak..Duvarlar ahşap ve derin olacaktı. Derinlik neden der iseniz; çift kişilik yatakta dahil hemen kullanılabilir her şey duvara gömülü olacak.. Bir dolap kapağı açılacak, bir askıyı çekeceksiniz hop yatak ortada.. Plazma televizyon, gardrop gömülü, çift ve kocaman pencereler, iki pencerenin orta köşesinde şahane bir şömine, duvarlar çam ağacı lambiri..Mis gibi çam kokan bir oda..Yola bakan pencerenin önünde kanaviçe işli örtüler serili bir sedir olacak illaki, bakır bir cezve şömineye yakın...Mis gibi türk kahvesi kokusu odayı dolduracak..

Bir banyo, bir küçücük mutfak..Fırına dahi gerek yok, küçük bir ocak..Her şey çift ama..Minik bir buzdolabı..Ve keten rengi perdeler... Bir duvarı tamamen kitaplık, en sevdiklerimden oluşan, bıkmadan usanmadan yeniden ve tekraren okumak istediklerimden..

Her şey ihtiyaca binaen..

Dış cephe su geçirmez kaplama..

Oofff! En güzel kısmı tavanı...Dört yönde içerisini aydınlatacak ama yağan karın kapatmasını engelleyecek dört pencere olacak...

Sarmaşık pembe güller ekecektim minicik terasıma, kenarda zambaklar ve zambağın ıhlamura eklenen şahane kokusu..

Yazları mangal partileri, kışları şahane kar manzarası..

Geceleri halen uyuyamayan ben, güneş doğduktan sonra yatacaktım her sabah.. Öğle üzeri , üzerimde sabahlığım elimde bir fincan kahve, çamlardaki hayli çok olan kumru sesleri ile merhaba diyecektim güne ve güneşe, senede 20 günde olsa..

Kahvaltımda taze biber ve domates olacaktı en sevdiğim beyaz peynirin , kendi yaptığım yeşil zeytinin yanında.. Bir tutam kekik koparıverecektim üstteki terastan , elimle topladığım üzüm asmasının sarmasına katıvermek için...

Koyu ve serin çam ağacının gölgesinde kitabımı okuyacak en sevdiğim müzikleri dinleyecek, düşünecektim hayatın anlamını..

Saçmalarcasına yazacak, alınganlara hitap edecek şekilde notlar alacaktım..Aşklarımı dertlerimi anlatacaktım bembeyaz sayfalara.. Aaa!Unutmadan, bir kedim olacaktı muhakkak..

Yazılmamış şiirler yazıp, anlatılmamış hikayeler anlatacaktım ..

Güneşin batışını göremezsiniz o açıdan, sadece doğuşunu görebilirsiniz.. Bu nedenle ne hayalleriniz biter nede yaşayacaklarınız... Her günün yeniden doğuşu gibi yenilenir durursunuz...Ama ayrılıkların hüznünü yaşamaz, acısını çekmezsiniz..Hep yenidir güneş, her hayat gibi..

Bağım orada öylece duruyor, zor olmasada yapmak , beklemek zorundayım..

Hayat güzel.. Kurallar koymak kendince kalbine dair, ve uymak kurallara zor gelir bazen.. Ama yapmalısındır...Zor olsada..

Bir gün, severek yıpranan kalbimi dinlendireceğim, yaralarımı saracağım bir mekanım olacak yer yüzünde..Gayrısının ne önemi var? O zaman, en keskininden sevmek ve ayrılmak zamanıdır bu...

Kumrular uyandırır beni nasıl olsa.. Her rüyadan ve her hayalden...