Mesajı Okuyun
Old 28-02-2008, 17:16   #2
Av. Nurten Kozan

 
Varsayılan

Sayın Meslekdaşım;
TMK 166/son da kusur araştırması yapılmasına gerek yok. Evlilik birliğinin 3 yıl içinde kurulamamış olması yeterlidir. Tazminatlar yönünden, red edilen davada yapılan kusur tespiti esas niteliktedir.Yeni olay- delil- kusur tespiti gerekmez. Boşanma nedeniyle maddi- manevi tazminat talep etmek için dava açma zorunluluğu yoktur. Bu talepler boşanmasın ferisi niteliğinde olmakla, davalıda talep edebilir. Cevap dilekçesinde istenebileceği gibi, yargılama başladıktan sonrada talepte bulunabilir.
Kolaylıklar dilerim....
ARGITAY 2.HUKUK DAİRESİ
Tarih: 23.6.2003 Esas: 2003/8470 Karar: 2003/9338

TMK.`nın 166/son Maddesine Dayanan Boşanma Davalarında 3 Yıl Biraraya Gelinmemişse Kusur Durumu Dikkate Alınmaksızın Boşanmaya Karar Verilmelidir
Özet:Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı boşanma davalarında, boşanma davasının reddinden sonra eşler 3 yıl bir araya gelmemişlerse boşanmaya karar verilmesi gerekir. Boşanmanın ferileri ile ilgili olan kusur durumu dikkate alınarak redde karar verilmesi hatalıdır.



- 4721 sayılı TÜRK MEDENİ KANUNU m.166

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayanan boşanma davası olup, tarafların red ile sonuçlanan ilk davadan sonra 3 yıl biraraya gelmedikleri toplanan delillerle sabittir. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya karar verilmesi gerekirken, boşanmanın fer`ileri ile ilgili olan kusur durumunun nazara alınarak davanın red edilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Temyize konu kararın gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 23.6.2003.



YARGITAY 2.HUKUK DAİRESİ
Tarih: 27.4.1998 Esas: 1998/3787 Karar: 1998/4945

Boşanma Davası Açan ve Davası Reddedilen Kişinin Fiili Ayrılık Nedeniyle Açtığı Davadaki Kusur Durumu Maddi Tazminat


Özet:Boşanma davası açan ve açtığı davası reddedilen kişi başkaca bir olay ortaya koyup ispat etmedikçe fiili ayrılık davasını açan kişi de olsa tamamen kusurludur. Boşanma yüzünden mevcut ve hatta muntazar menfaatleri haleldar olan kabahatsiz eş, kabahatli eşten maddi tazminat isteyebilir. Dosyada toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda kadının hiçbir kusuru olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu kadın, en azından eşinin desteğini yitirmiştir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak, kadın lehine uygun miktarda maddi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmadan karar tesisi bozma nedenidir.




- 743 sayılı TÜRK KANUNU MEDENİSİ ( MÜLGA ) m.134/4,143



Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm tazminat ve nafaka yönleri temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Kesinleşen boşanma konusunda yeniden hüküm kurulması doğru değilse de, bu yön, sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamış, yanılgıya işaret edinilmekle yetinilmiştir.
2- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalının aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
3- İştirak nafakası velayet hakkı kendisine verilmeyen tarafın çocuğun bakımına katkısı için verilir. Oysa yoksulluk nafakası boşanma yüzünden yoksulluğa düşen ve kusuru daha az olan eşe verilir. Bu nedenle mahiyetleri farklıdır. O halde davalıya yoksulluk nafakası hükmedilecek yerde iştirak nafakasına hükmolunması bozma nedenidir.
4- Boşanma davası açan ve davası reddedilen davacı daha sonra Medeni Kanun`un 134/4. maddesi uyarınca boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurludur.
Medeni Kanun`un 143/1. maddesi mevcut ve hatta muntazar (beklenen) bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kabahatsız karı veya kocanın, kabahatli olan taraftan maddi tazminat isteyebileceğini, 152. maddesi de, evin seçimi, karı ve çocukların uygun biçimde geçindirilmesinin kocaya ait olduğunu öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda kadının hiçbir kusurunun olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu kadın, en az eşinin desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile hakkaniyet ilkesi (MK mad.4) dikkate alınarak, kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: 1- Hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu kesimlerine yönelik temyiz itirazlarının 2. bentte gösterilen nedenlerle REDDİNE,
2- Hükmün 3 ve 4. bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, 27.4.1998 tarihinde, oyçokluğu ile karar verildi.
Muhalefet Şerhi
Medeni Kanun`un 143/1. maddesi mevcut hatta muntazar bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kabahatsiz karı veya kocanın kabahatli olan taraftan münasip maddi tazminat istemeye hakkı vardır, hükmünü koymuştur.
Görüldüğü üzere boşanan eşlerin diğerinden maddi tazminat isteyebilmesi için diğer şartların yanında maddi tazminat isteyen eş boşanmada kusursuz olacak, maddi tazminat istenen eş de boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu olacaktır. Kusurlu olmak demek evlilik birliğini müşterek hayatı sürdürmeyi imkânsız hale getirmek, aile birliğini temelinden sarsan olayların yaratıcısı olmak demektir. Eğer kusurlu ya da kusuru fazla olan eş dava açarsa, davalı eşin açılan boşanma davasına itiraz hakkı vardır (MK mad.134/2). Bilindiği gibi Medeni Kanun`un 134. maddesindeki 3444 sayılı kanunla yapılan değişiklikten önce boşanma davaları toplumda acı yara açan bir duruma neden olmuştur. Bu olumsuzluğu ortadan kaldırmak için 3444 sayılı kanunla 134. maddedeki değişiklik getirilmiştir. Medeni Kanun`un 134/4. maddeye göre boşanma sebebinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu davanın kesinleştiği tarihten itibaren üç yıl geçmesi halinde her ne sebeple olursa olsun, müşterek hayat yeniden kurulmamışsa, eşlerden birinin talebi üzerine boşanmaya karar verilir hükmü konmuştur. Boşanma ve sonuçları bir koşula bağlanmamıştır. Sayın çoğunluk "boşanma davası" açan ve davası reddedilen davacı boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurludur görüşündedir. Demek ki, bir boşanma davası açan eş, kusursuz olduğu halde davalıya atfettiği boşanma sebeplerini ispat edemezse, ya da hukuki bilgisizliğinden dolayı davası red olursa, Medeni Kanun`un 134/4. maddeye göre dava açması halinde kusurlu olacaktır. Bir kimse ya ilk açtığı boşanma davasını kazanacak ya da 134/4. maddeye göre dava açmayı düşünmesi halinde kusurlu eş durumuna düşmeyi göze almış olacaktır. Maddi ve manevi tazminatı düzenleyen 143/1. ve 2. madde 3444 sayılı kanundan önce de vardır. Uygulamada ve öğretide ilk davayı kaybedip de boşanmak için ikinci davayı açan eş, kusurlu duruma gelir diye bir yorum olmamıştır. Bu nedenlerle bozma ilamının 4. maddesindeki görüşe iştirak etmiyorum.