Mesajı Okuyun
Old 20-05-2010, 13:25   #2
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Konuyla ilgili karar

T.C.
YARGITAY
14. HUKUK DAİRESİ
E. 2008/2731
K. 2008/4178
T. 27.3.2008
• İPOTEĞİN FEKKİ ( İcra Dairesinin 15 Gün İçerisinde Daireye Gelerek Parayı Alması ve İpoteği Çözmesini Alacaklıya Usulünce Tebliğ Etmesi Gerektiği )
• GÖREV ( İpoteğin Fekki - İcra ve İflas Kanunu Md. 153 Uyarınca Yapılmış Bir İşlem Olmaksızın Doğrudan Getirilen Uyuşmazlıkta Davanın Çözümünde Görevli Yer Sulh Hukuk Mahkemesi Olduğu )
• İCRA MAHKEMESİNİN GÖREVİ ( Yasanın Öngördüğü Prosedürün İşletilmesi Durumunda Dahi İpoteğin Kaldırılmasına Karar Verecek Mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi Değil İcra Mahkemesi Olduğu )
2004/m.153
ÖZET : Dava, ipotek kaydının kaldırılması istemi ile açılmıştır. İcra ve İflas Kanununun 153. maddesi uyarınca işlem yapılabilmesi için, ipotekle temin edilmiş ve vadesi gelmiş bir alacağın borçlusunun icra dairesine müracaat etmesi, alacaklısının gaip ve ikametgahının bilinmediğini veya alacağı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina ettiğini beyan etmesi, bunun üzerine de icra dairesinin 15 gün içerisinde daireye gelerek parayı alması ve ipoteği çözmesini alacaklıya usulünce tebliğ etmesi gerekir. Şayet alacaklı 15 günlük süre içerisinde daireye gelmez veya gelip de parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina ederse, yapılacak iş icra dairesi tarafından dosyanın İcra Mahkemesine gönderilmesidir. İcra Mahkemesi borçlunun ipotek borcunu tam olarak yatırdığını saptarsa, yatırılan paranın alacaklı adına saklanmasına ve ipoteğin kaldırılmasına karar verir. Mahkemenin saptadığının aksine, Yasanın öngördüğü prosedürün işletilmesi durumunda dahi ipoteğin kaldırılmasına karar verecek mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi değil, İcra Mahkemesidir.

Mahkeme, önüne İcra ve İflas Kanununun 153. maddesi uyarınca yapılmış bir işlem olmaksızın doğrudan getirilen uyuşmazlıkta davanın çözümünde görevli yer Sulh Hukuk Mahkemesi iken ve davacının doğrudan genel mahkemede ipoteğin terkinini talep yetkisi varken somut uyuşmazlığın çözümü yerine yasaya uygun düşmeyen bazı nedenlerle görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir.

DAVA : Davacı tarafından, davalı aleyhine 26.03.2006 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin fekki istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; dava dilekçesinin görev yönünden reddine dair verilen 05.09.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR : Dava, ipotek kaydının kaldırılması istemi ile açılmıştır.

Mahkemece, görevsizlik kararı verilmiştir.

Hükmü, davacı temyiz etmiştir.

İpotek; kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. Alacak sona erdiği halde, alacaklı terkin taahhüdünü yerine getirmezse, taşınmaz maliki rehnin fekkini ( kaldırılmasını ) dava yolu ile mahkemeden isteyebilir.

23.08.1972 tarihli ipotek akit tablosunda taraflar Halide Aydıner ile Balcıoğlu Kolektif Şirketidir. İpoteğin alacaklının maliki olduğu taşınmaz üzerine yapılacak inşaatın bedeline karşılık konulduğu görülmektedir. Taşınmaz üzerine inşaat yapılmış, kat mülkiyeti kurulmuş, başlangıçta arsa kaydına konan ipotek kat mülkiyeti ile bağımsız bölüm niteliğini kazanan taşınmazlar kaydına yansıtılmıştır. Davacı, 664 parsel sayılı taşınmazdaki B blok 9 numaralı bağımsız bölümün malikidir.

Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden, davacının ipotekle temin edilmiş ve vadesi gelmiş bir alacağın borçlusu sıfatıyla icra dairesine başvurmadığı, İcra ve İflas Kanununun 153. maddesi uyarınca işlem yapılması talebi olmadığı, doğrudan genel mahkemeye müracaat ederek ipoteğin kaldırılmasını istediği görülmektedir. İcra ve İflas Kanununun 153. maddesi uyarınca işlem yapılabilmesi için, ipotekle temin edilmiş ve vadesi gelmiş bir alacağın borçlusunun icra dairesine müracaat etmesi, alacaklısının gaip ve ikametgahının bilinmediğini veya alacağı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina ettiğini beyan etmesi, bunun üzerine de icra dairesinin 15 gün içerisinde daireye gelerek parayı alması ve ipoteği çözmesini alacaklıya usulünce tebliğ etmesi gerekir. Şayet alacaklı 15 günlük süre içerisinde daireye gelmez veya gelip de parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina ederse, yapılacak iş icra dairesi tarafından dosyanın İcra Mahkemesine gönderilmesidir. İcra Mahkemesi borçlunun ipotek borcunu tam olarak yatırdığını saptarsa, yatırılan paranın alacaklı adına saklanmasına ve ipoteğin kaldırılmasına karar verir. Mahkemenin saptadığının aksine, Yasanın öngördüğü prosedürün işletilmesi durumunda dahi ipoteğin kaldırılmasına karar verecek mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi değil, İcra Mahkemesidir.

Mahkeme, önüne İcra ve İflas Kanununun 153. maddesi uyarınca yapılmış bir işlem olmaksızın doğrudan getirilen uyuşmazlıkta davanın çözümünde görevli yer Sulh Hukuk Mahkemesi iken ve davacının doğrudan genel mahkemede ipoteğin terkinini talep yetkisi varken somut uyuşmazlığın çözümü yerine yasaya uygun düşmeyen bazı nedenlerle görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir.

Karar, açıklanan nedenlerle bozulmalıdır.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 27.03.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.