Mesajı Okuyun
Old 15-06-2008, 00:36   #4
Av.Feridun Yurtsever

 
Varsayılan

Sayın Av.A.Bilgili,
Anladığım kadarıyla, sözkonusu icra takibinde müvekkiliniz borçlu; banka da alacaklısıfatına sahip. Müvekkilinizin itirazı üzerine duran takibe devam etmek için banka itirazın iptali kaldırılması yoluna gitmiş,banka alacağını ispat edememiş ve icra mahkemesi de itirazı haklı bulmuş. Umarım doğru anlamışımdır; zira cevaplarımı buna göre veriyorum.
Öncelikle icra mahkemesi itirazın kaldırılması yolunda inceleme yaparken, sizin de bildiğiniz üzere, tüm delilleri değerlendirememektedir. Yani dar kapsamlı bir delil incelemesi yapmaktadır. Bunun anlamı da İİK m. 68 anlamındaki deliller ışığında bir karar vermesidir. Bu nedenle maddi anlamda bir kesin hükümden bahsedilemez.Ancak bana göre mahkeme bu nedenle değil bilirkişi incelemesi istememiştir. Bu delile başvurmasının nedeni, manevi tazminat talebini inceleyen mahkeme, bilirkişi incelemesi yapılmadığından bahisle, Yargıtay'ın hükmü bozması "kesinliğinden" çekindiği için istemiştir. Zira Yargıtay, bilirkişi incelemesini takdiri bir delil değil; sanki hakimin mutlaka başvurması gereken bir delil, bir zorunlu usul işlemi gibi görmektedir. Bence neden budur. Buna göre şahsi kanaatim, bilirkişi ücreti yatırmadığınızda, icra mahkemesinin itirazın kaldırılması için yeterli bulamadığı delilleri, alacağın varlığını ispat hususunda yeterli görecek ve aleyhinize bir karara hükmedecektir. Yanlış anlaşılmasın, manevi tazminat talebini inceleyen mahkeme tabi ki alacağın varlığını veya yokluğunu araştırmayacaktır. Bu konuda da bir hüküm kurmayacaktır. Ancak, manevi tazminat talebinin dayandığı nokta "alacağın yokluğu" olduğu için, manevi tazminata hükmedilmesi için alacağın olmadığının davacı tarafndan ispat edilemediğine hükmedecektir.