Mesajı Okuyun
Old 29-08-2007, 13:38   #2
akasya

 
Varsayılan soybağının reddi

T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi
Esas: 2003/4410
Karar: 2003/5601
Karar Tarihi: 17.04.2003
(4721 S. K. m. 285, 286, 287, 289, 291) (4722 S. K. m. 20) (743 S. K. m. 242, 246)
Dava: Yukar
ıda tarihi, numarası, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; Dairenin 13.1.2003 gün ve 14182-41 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Sözü geçen Dairemiz kararının düzeltilmesi istenilmekle, evrak okundu, gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: Davacı; Gonca ile 6.7.1992
’de evlendiğini, bu evlilikten 11.12.1992’de Uluhan isimli çocuğun doğduğunu, davalı ile evlilik öncesinde de ilişkisinin bulunduğunu, Uluhanın kendisinden olmadığını 3.10.2000 günlü raporla öğrendiğini, davalı tarafından iğfal edildiğini (kandırıldığını) ileri sürerek nesebin reddine karar verilmesini istemiştir.
1- 4722 sayılı Yasanın 20. maddesi; Türk Medeni Kanununun Yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan hak düşürücü ve zaman aşımı sürelerinin Türk Kanunu Medenisi hükümlerine tabi olmaya devam edeceğini ancak söz konusu sürelerin Türk Medeni Kanununun belirlediği süreden uzun ise, bu kanunun yürürlüğe girmesinden sonra, bu kanunda belirlenen sürenin geçmesi ile dolmuş olacağını hükme bağlamıştır.
Maddi hadiseler, Türk Kanunu Medenisi zamanında gerçekleşmiştir. 743 sayılı Medeni Kanunun 246/2. maddesindeki hak düşürücü sürede işlemeye başlamıştır. Yeni Medeni Kanunumuz daha uzun bir süreyi benimsediğine göre yeni kanunun uygulaması gerekmektedir
2- Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içerisinde doğan çocuğun babası kocadır. (MK. m. 285) Koca soy bağının reddi davasını açarak babalık karinesini çürütebilir. Dava, anaya ve çocuğa karşı açılır. Çocukta dava hakkına sahiptir (MK. m.286). Çocuk evlilik içerisinde ana rahmine düşmüşse davacı, kocanın baba olmadığını ispat etmek zorundadır (MK. m. 287/1). Koca davayı doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkekle cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her halde doğumdan itibaren beş yıl içersinde açmak zorundadır (MK. m. 289/1). Gecikme haklı bir sebepten ileri geliyorsa bir yıllık süre haklı sebebin ortadan kalktığı tarihten işlemeye başlar (MK. m. 289/2). Dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi halinde kocanın alt soyu da soy bağının reddine isteyebilir. (MK. m. 291) Kocanın açacağı soy bağının reddi davasına ilişkin hükümler kıyas suretiyle burada da uygulanır. (MK. m. 291/son)
743 sayılı Medeni Kanun; Kocanın doğuma muttali olduğu tarihten itibaren bir ay içersinde davayı açabileceğini (m. 242) iğfal varsa sürenin öğrenme tarihinden başlayacağını (m. 246/2) muhik sebepten söz edilmişse sebebin ortadan kalktığı tarihin esas alınacağını açıklamıştır. Yeni Medeni Kanunumuz süreleri farklı düzenlemiş; davanın, doğumu ve baba olmadığını, ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkekle cinsel ilişki bulunduğunu öğrenmesini takiben bir yıl, her halde beş yıl içersinde açılacağını öngörmüştür. (MK. m. 289/1) Ayrıca gecikme hakkı sebebe dayanmışsa, sebebin kalktığı tarihten itibaren bir yıl içinde açılması zorunlu olduğunu vurgulamıştır.
Görüldüğü gibi önceki yasadaki üç ayrı dava açma süresi ikiye indirilmiş önceki yasadaki iğfal (kandırma) ile ilgili düzenleme haklı sebep içersine dahil edilmiştir. İğfal (kandırma) hali varsa, bir yıllık hak düşürücü sürenin, öğrenme tarihinden başlaması gerekir.
Doğumdan itibaren, Medeni Kanundaki beş yıllık süre geçtikten sonra dava açılmış olması sebebiyle davanın reddi isabetsizdir.
İşin esası incelenmelidir. Temyiz incelemesi sırasında bu yönün gözden kaçtığı, hükmün onandığı görülmekle, davacının karar düzeltme isteğinin kabulüne, onama kararının kaldırılmasına, açıklanan sebeple de hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Sonuç: Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 440-442. maddeleri uyarınca, davacının karar düzeltme isteğinin kabulüne, onama kararının kaldırılmasına ve hükmün açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, Orhan E.
’den alının temyiz harcının ve Tashihi Karar harcının kendisine iadesine, oybirliği ile karar verildi.


MK.289/III gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa, bir yıllık süre bu sebebin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar. diyor. iğfal(kandırma) haklı sebep içersine dahil edilmiştir. olayda da anne bildiği halde kocayı kandırmıştır. İğfal (kandırma) hali varsa, bir yıllık hak düşürücü sürenin, öğrenme tarihinden başlaması gerekir.Yani koca öğrendikten itibaren 1 yıl içinde davayı açabilecektir. Doğumdan itibaren, Medeni Kanundaki beş yıllık süre geçtikten sonra dava açılmış olması sebebiyle davanın reddi isabetsizdir. sanırım sorunuzun cevabı bu...