Mesajı Okuyun
Old 19-01-2011, 12:19   #20
Av.ŞAKAKLI

 
Varsayılan

Bu olayda, iş aktini fesheden taraf işçidir. İşverenin, işçinin işe gelmemesinden dolayı akti feshetmesinin bir önemi yoktur. Çünkü siz zaten akti tek taraflı olarak feshetmişsiniz.

İspat açısından ise;
İş K. md. 25/II/g'de işçinin, işverenden izin almaksızın yada haklı bir nedene dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü işe gelmemesi... halinde işverenin fesih hakkından bahseder. Oysa işçi burada haklı bir nedene dayanarak sözleşmeyi feshetmiş ve işe gitmemiş. Bu nedenle işverenin feshinin hukuki açıdan bir değeri yoktur. Ayrıca, ücretin 20 gün süreyle ödenemesi de işçiye işi bırakma hakkı verir. Bilindiği gibi ücret sadece maaş olarak değil, fazla mesai, yıllık ücretli izin hakkı, genel tatil ücreti v.s. olarak kabul edilmektedir Yargıtay tarafından. Bu nedenlerle kanaatimce bir sıkıntı yaşamazsınız.

İzleyeceğiniz yol açısından ise;
Bence öncelikle dava açmalısınız. Çünkü ilamsız takibe muhakkak ki işveren itiraz edecektir. Alacak likit olmadığından inkar tazminatı da olmaz. Takipteki miktarı neye göre belirleyeceksiniz? Düşük belirleseniz daha sonra tekrar ilamsız takip açıp aynı prosedürü izleyeceksiniz. Zaman kaybına yol açar.
Yüksek bir miktarla açarsanız. İtirazın iptali davasına bakan mahkeme daha düşük bir tazminata hükmederse bu kez karşı tarafa da vekalet ücreti ödemeniz gerekecektir.
Bu nedenlerle, harca esas değeri düşük belirleyerek dava açın ve bilirkişi raporundan sonra ıslah edin. En sağlıklı yöntem budur. Biz bu yöntemi kullanıyoruz. Saygılar.