Mesajı Okuyun
Old 30-09-2016, 15:08   #53
ersintoker

 
Varsayılan Denizminaresi

Denizin içinde iri bir kaya,,, kayanın üstünde bir adam yatıyor sırtüstü, elleri ensesinde, gökyüzüne bakıyor, maviden başka bir şey yok, bir de rüzgâr, bulutları süpürmüş, dalgaları kovalıyor, gelip kayaya vuruyor hırçın ve tarifsiz tek heceli bir sesle çınlıyarak,,, kumsala gidenler öyle değil, daha bir okşar gibi belki a’nın başına bir şapka taksak iyi anlatacak…

Gökyüzüne bakan adam düşünüyor,,, bir dizini kıvırmış çünkü ayağını uzattığı yerde bir boşluk var,,, dalga kayaya vurdukça deniz oradan püskürüp bedenine yayılıyor, köpüklerini bırakıp çekilirken sanki adamın düşündüklerini de çekip alıyor, güzelce yıkıyor onları, bilge bir yönetmen gibi bazı yerlerini değiştirip, belleğinde belki tarih öncesinden kalmış belki çok yakın zamanda edinilmiş, bazıları düşe benzeyen bazıları yaşanmış hikâyelerden esinlenmiş küçük alıntılarla zenginleştirerek yeniden kurguluyor ama bunları yeniden adamın yattığı o kayaya değil de az ötedeki çakıltaşlı kumsala gönderiyor dalgalarının sırtına yükleyerek… orada bu olup bitenden habersiz, sahilde yürüyerek denizkabukluları toplayan bir kadın var, son gelen dalganın getirip ayakları dibine attığı irice denizminaresini eğilip alıyor, çocukluktan kalma bir alışkanlıkla kulağına götürüp dinliyor, gülümsüyor, denize bakıyor, koyun ucunda kıyıya yakın doğal bir denizçakarı kaidesine benzeyen kayayı görüyor, kayanın üzerinde uzanmış yatan adamı görüyor,,, adam içine doğan bir sezgiyle doğrulup ona bakıyor, kadın el sallıyor, elinde deniz minaresi var, adam el sallananın kendisi olduğuna emin olabilmek için bir süre bekliyor, sonra ayağa kalkıp denize atlıyor, kıyıya doğru yüzüyor, kadın elindeki denizminaresini denize atıyor, dalgalar onu alıp açığa götürüyor, sonra rüzgâr diniyor, dalgalar başka kıyılara doğru çekiliyor, güneş uzaktaki adanın üzerinden acele etmeden ama hızlıca gözden kayboluyor, kaya keyifle gerinerek günün yorgunluğunu sırtından çıkarıp uykuya dalıyor.