Mesajı Okuyun
Old 25-03-2014, 11:12   #15
ER_CAN

 
Varsayılan nispeten eski tarihli, farklı bir karar...

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=15743

T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/847

K. 2008/1542

T. 31.1.2008

TÜKETİCİ KREDİSİ ( Bankanın Asıl Borçluya Başvurmadan Kefilden Borcun İfasını İsteyemez Hükmü - Kefil Hakkında Asıl Borçlu İle Aynı Gün Takip Yapılmış Olduğundan İhlal Edilmediği )

• BORÇLU İLE KEFİL HAKKINDA AYNI GÜN TAKİP YAPILMASI ( Bankanın Asıl Borçluya Başvurmadan Kefilden Borcun İfasını İsteyemez Hükmünün İhlal Edilmediği - Tüketici Kredisi )

• TAKİP ( Tüketici Kredisi - Bankanın Asıl Borçluya Başvurmadan Kefilden Borcun İfasını İsteyemez Hükmü/Kefil Hakkında Asıl Borçlu İle Aynı Gün Takip Yapılmış Olduğundan İhlal Edilmediği )

4077/m. 10

ÖZET : Tüketici kredisi veren alacaklı bankaca, kefil hakkında asıl borçlu ile aynı gün takip yapmış olduğundan, 4077 Sayılı Yasa’nın 10/3 maddesinde belirtilen “...tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde kredi veren asıl borçluya başvurmadan kefilden borcun ifasını isteyemez.” hükmü ihlal edilmemiştir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 4077 Sayılı yasanın 10/3.maddesine göre tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde kredi veren asıl borçluya başvurmadan kefilden borcun ifasını isteyemez. Somut olayda, tüketici kredisi veren alacaklı banka kefil hakkında 22.09.2006 tarihinde genel haciz yoluyla icra takibini İstanbul 4.İcra Müdürlüğü’nde başlattıktan sonra aynı tarih olan 22.09.2006 tarihinde asıl borçlu Ayhan Yavuz hakkında İstanbul 4.İcra Müdürlüğü’nün 2006/12931 sayılı dosyası ile takibe geçtiği görülmüştür. Alacaklı tarafından yukarıda belirtilen yasa maddesindeki koşullar gerçekleştirilmiş olmakla kefil hakkında takip yapılmasında yasaya uymayan bir yön yoktur. Diğer borçlu itirazları incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken esasa ilişkin inceleme yapılmaksızın asıl borçlu hakkında takip yapılmadığından bahisle ret kararı verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. Maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ) bozma nedenine göre de borçlu vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 31.01.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.