İZMİR Barosu tarafından düzenlenen 'Yargı Bağımsızlığı' konulu panele katılan Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu,

"En önemli sorun bence, mesleğe adaylığa kabul gücümüz. Bu gücün Adalet Bakanlığı'na tanınmış olmasıdır.

"Eğer istediğimiz gibi bir Türkiye Cumhuriyeti Başsavcılığı yerleştirebilseydik sorun çözülürdü. Türkiye Cumhuriyeti'nin iç ve dış güvenliğini sağlayacak olan bu örgütlü Başsavcılık, örgütlü suçlarla mücadele etme yolunu açabilecekti.

Ve artık her savcının aklına estiği gibi iddianeme yazma dönemi de bitecekti.

Eğer Türkiye Cumhuriyeti Başsavcılığı kurulmuş olsaydı bugün bu nasıl iş denen bir çok iş olmazdı.

Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ve YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu ise,

Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) ile tüm yargının gözlenir ve gözetlenir hale geldiğini belirten....... Her türlü bilgi yürütmenin elinde. Elbette yargı teknolojiden yararlansın ancak UYAP yoluyla teknoloji yargıyı kuşattı, bağımsızlığı elinden aldı" dedi

"Yargı reformu yapılacaksa bunu yapacak olan yargının kendisidir. Siyasi iradenin buna heveslenmemesini dilerim" dedi.

www.hurriyet.com.tr/gundem/11402420.asp?gid=229

her iki hukukçunun da derdi yargı bağımsızlığı falan değil tam tersine yargıç ve savcıların bir merkezden yönetilmesi bunu Sacid Kayasu, ferhat sarıkaya örneklerinde de yaşadık ayrıca yürütme ve yasamayı by pass etmek .

avrupa devletlerinde yargının bağımsızlığını korumak açısından değişik sistemler söz konusu. Söz konusu olan bu değişik sistemlerin hemen hemen hepsinin temelinde 1950 lerden sonra milletlerarası organizasyonların aldığı kararların gerçekleştirilmesi yatmaktadır.