Merhaba arkadaşlar görüş ve yardımlarınızı beklediğim olayın özeti;

Bir izale-i şuyu davası açılıyor ve satış yapılıyor.Satış bedelinin bir kısmı bankaya soyadı bilinmeyen bir paydaş olan Mehmet Kızı Şükriye adına açılan hesaba aktarılıyor.

Bu aşamada devreye giren bir avukat her nasılsa durumdan haberdar oluyor ve Mehmet Kızı Şükriye mirasçılarından olduğunu düşündüğü üç kişiyi telefonla arayarak ”Sizin bankada paranız var,Baromuz işinizi çözmek üzere bana görev verdi” diyerek ofisine davet ediyor.Şahıslar görüşmeye gittiklerinde yapılacak işleri sıralayan avukat “Sizinle birlikte mirasçı olan 70-80 kişi daha olmalı,bunların en az yarısının vekaletnamesini alabilirsem işinizi takip ederim.Sizler de bana bu konuda yardımcı olmalısınız” diyerek uyarıyor.
Bu arada bu üç kişiden vekaletname alıyor ve sözleşme imzalatıyor.Ne var ki diğer mirasçılar talep edilen ücreti fazla bulduklarından avukata vekalet vermiyorlar.Bu durum üzerine avukat ilk çağırdığı üç kişiye vekaletnamelerini de iade ederek;”Üç kişi için bu işle uğraşamaya değmez “ ifadesi ile gönderiyor.

Sonrasında mirasçıların tümü başka bir avukatla anlaşıyorlar.Diğer avukat müvekkillerle yaptığı ilk görüşme sonrası meslektaşını arayarak “İşi siz kabul etmemiş olsanız da, durumdan haberdar olmanızı istedim “diyerek ilk avukatı bilgilendiriyor ancak avukat “Madem öyle bu işe birlikte bakalım” diyerek ikinci avukatı bir ay boyunca manevi olarak taciz ediyor. Teklifinin kabul edilmemesine öfkelenen ilk avukat bu üç kişiyle birlikte, kendisine vekalet vermeleri için defalarca evlerinden arayıp rahatsız ettiği ancak vekaletlerini alamadığı dört mirasçıya karşı avukatlık ücreti için alacak ve manevi tazminat davası açıyor.

Meslek ahlakı ve onurunu hiçe sayarak ,vatandaşı yanıltmak suretiyle ofisine çağıran,herhangi bir iş yapmayan bu avukatın açtığı dava sizce nasıl sonuçlanır?Elinizde konu ile ilgili içtihat var mı?İlgi ve emeğiniz için sonsuz teşekkürler.