Mesajı Okuyun
Old 28-08-2010, 12:54   #3
Yılmaz Topcuk

 
Varsayılan

Sayın Bilen,

Sosyal Güvenlik Kurumunda malulen emekli aylığı işlemleri özet olarak şu şekilde yapılmaktadır: Malulen emekli olmak isteyen kişi öncelikle Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne/Merkez Müdürlüğüne müracaat eder. Kurum, müracaat eden sigortalıyı üniversite hastanesine ve/veya Sağlık Bakanlığına ait Eğitim Hastanelerine sevk eder.Eğer müracaat eden sigortalının yaşadığı ilde üniversite ve/veya eğitim hastanesi yok ise kişiyi devlet hastanesine sevk edilir. Hastaneden alınan sağlık kurulu raporu ve diğer belgeler (kişinin askere gidip gitmediği, sürücü belgesi olup olmadığı, işe girerken herhangi bir sağlık raporu alıp almadığı..vs.)Kurum (Bölge) Sağlık Kurulunda değerlendirilir. Kurul, değerlendirme yaparken 01.10.2008 tarihinden sonraki taleplerde “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği”ni baz alırken, bu tarihten önce yapılmış müracaatlarda ve kontrol muayenelerinde ise “Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü” hükümlerine göre işlem yapmaktadır. Kurum Sağlık Kurulun verdiği karar, kişinin malul olduğu yönünde ise ve yeterli sayıda prim ödeme gün sayısı da varsa kişi malulen emekli edilir. Kurum Sağlık Kurulu, kişinin malul olmadığına karar vermesi halinde sigortalılarının yapabileceği iki yol bulunmaktadır. 1 – Bölge Sağlık Kurulun verdiği karara karşı bir üst kurul olan Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kuruluna itiraz edebilir. 2 – Bazı veri ve belgelerinin incelenmediğini belirterek Bölge Sağlık Kuruluna itiraz edebilir. Bölge Kurum Sağlık Kurulunun verdiği kararı, Yüksek Sağlık Kuruluna itiraz etmeden doğrudan mahkeme yoluna gitmek bize göre çok mantıklı bir yöntem değil.
Bu noktada şunu da vurgulamak gerek: Kamuoyunda, maluliyetle özürlülük durumu bir biri ile karıştırılan bir konu. Özürlülük durumu “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre belirlenirken, malüliyet durumu, yukarda belirtildiği gibi “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre belirlenmektedir. Her iki yönetmeliğin ihtiva ettiği kıstaslar çok farklıdır. Her özürlü sigortalı malül sayılmayabilir. Bunun tersi durumda mümkündür. Bu durum, sigortalılar yönünden şıkça şikayet konusu yapılıyor. Zaman zaman, her iki yönetmeliğin birleştirilmesi, ortak bir yönetmelik yayımlanması yönünde görüş serdedenler oluyor. Eğer her iki yönetmelik birleştirilir, özürlülük yönetmeliği formatında bir yönetmelik yayımlanırsa belki bu şikayetler azalır, ancak malülüllük aylığı alan sigortalıların sayısı hızla artacağından sosyal güvenlik sistemine ciddi darbe indirilmiş olunur. Bize göre mevcut yapı devam ettirilmeli, ancak kamuoyu bilgilendirilerek, sigortalıların kafalarında oluşan istifamlar giderilmelidir.

Sayın Bilen, dikkatimi çeken diğer bir nokta, SSK Hastanelerinden bahsetmişsiniz. Bilindiği gibi SSK Hastaneleri 2005 yılında Sağlık Bakanlığına devredildi. SSK(yeni adıyla SGK)'nın kendine ait herhangi bir sağlık tesisi bulunmamaktadır. Eğer mükellefinizin müracaat tarihi 2005 ve daha önceki bir tarih ise, yeniden malülük için müracaat etmenizde herhangi bir hukuki sınırlamada bulunmuyor. Yeniden müracaat edilerek süreç yeniden işletilebilir de.