Mesajı Okuyun
Old 18-07-2006, 08:30   #3
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

HUMK.da fer’i müdahale tanımlanmıştır. Asli müdahaleye yer verilmemiştir. Bununla beraber öğretide ve Yargıtay kararlarında asli müdahale kabul edilmektedir.

Fer’i ve asli müdahalenin tanımları (Almila) nın sorusunda ve (ibreti) nin yanıtında belirtilen şekildedir. Fer’i müdahale 3.kişinin kendi menfaati dolayısıyla taraf olmadığı davada taraflardan birine yardım için yargılamaya katılmasıdır . Asli müdahalede ise 3.kişi dava konusu üzerinde davacı ve davalının değil kendisinin hak sahibi olduğunu iddia etmesi söz konusudur. B.Kuru’nun verdiği örneğe göre, “ B bir araziden kömür çıkartıp satmıştır. A kömür çıkartılan arazinin kendine ait olduğunu ileriye sürerek B ye karşı tazminat dav ası açmıştır. Hazine aynı mahkemede dava açarak arazinin A veya B ye değil hazineye ait olduğunu bu nedenle B nin hazineye tazminat ödemesini istemiştir. Burada Hazinenin açtığı davaya asli müdahale Hazineye de asli müdahil denilir. “ ( Medeni Usul Hukuku 2005 s. 600 ve dev. )

Nitekim Adalet Bakanlığınca hazırlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu tasarısında asli müdahaleye de yer verilerek şu tanımlar yapılmıştır.

Aslî müdahale
MADDE 71– (1) Bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir.
(2) Aslî müdahale davası ile asıl yargılama birlikte yürütülür ve karara bağlanır.

Fer’î müdahale
MADDE 72– (1) Üçüncü kişi, davayı kazanmasında hukukî yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer’î müdahil olarak davada yer alabilir.

Asli müdahale davacısının bu dava için ayrı harç ödemesi gerekir. Çünkü asli müdahale davası ilk davadan bağımsız ayrı davadır. Asli müdahil gerekli harcı ödemezse mahkeme asli müdahale talebini inceleme konusu yapamaz ( bkz. Harçlar K. m.27,III,m.32) “ (B.Kuru s.603)

**
Somut olayda, 3. Kişi alacaklının durumu açıkça fer’i müdahale durumuna uymaktadır. Açılan tapu iptali davasının borçlu lehine sonuçlandırılmasında alacaklının hukuki yararı bulunmaktadır. Davalı borçlu B ye yardım edip tapu iptali ve tesçil davasının reddini sağlama durumundadır. C burada taşınmazın kendisine aidiyeti ileriye sürmediğinden esasen alacaklı sıfatıyla şahsi hak sahibi olup ayni hak ileriye süremeyeceğinden asli müdahale talebinde bulunması mümkün gözükmemektedir. Borçlunun yanında fer’i müdahil olabilir. Ayrıca peşin harç ve başvurma harcının ödemedikçe asli müdahale talebi inceleme konusu yapılamaz. (Örnek 1. Karar )

**
Genel kural bu olmakla beraber bir ayrıntıya da işaret etmek gerekir. Diyelim ki, açılan davada davacı ile davalı , davacı lehine anlaştı veya davalı borçlu davayı kabul etti , ya da aralarında muvazaalı işlem yapıldı. Fer’i müdahilin tek başına temyiz hakkı bulunmadığından böyle bir durum mağduriyetine neden olabilecektir. “Yargıtay kararlarında ve doktrinde , bazı durumlarda , doğrudan bir hak talebi olmadan , özellikle muvazaalı davaların ve taleplerin hüküm altına alınmasına engel olmak içinde asli müdahale yoluna başvurulacağı kabul edilmektedir. “ (Pekcanıtaz, Atalay, Özekes Medeni Usul Hukuku 2005 s. 195 )
Örnek 2. Karar )

Not: Örnek kararları ayrıca sunacağım

Saygılarımla.