Mesajı Okuyun
Old 28-12-2009, 09:31   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

506 sayılı Yasanın 80/11. maddesi hükmü gereğince, sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, yasal süresi içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşlarının tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, mesul muhasip, sayman ile tüzel kişiliği haciz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
İİK. nun 82. maddesinin 2. bendi borçlunun zatı ve mesleği için lüzumlu elbise ve eşyalarının haczedilemeyeceğini öngörmüştür. Bu meslek için gerekli olan eşyalar daha ziyade el becerisine dayalı aletlerle ilgili olup sermaye değeri yüksek olan alet ve edavatı kapsamamaktadır.

İİK. nun 82/4. maddesi gereğince ise borçlunun (sanat ve mesleği için lüzumlu olan alet, edevat ve kitapları) haczedilemez.

Ancak, bunun için borçlunun haciz sırasında bir meslek veya sanatla uğraşıyor olması ve kendisi ile ailesinin geçimini anılan meslek ve sanatla sağlaması gerekir.

Yukarıda yer verilen madde gereğince haczedilemeyecek malların kapsamını tayin edebilmek için sanat sözcüğü ile eş anlamda kullanılmış olan meslek kavramını teşebbüsten ayıracak kıstasların açıklanması gerekir. Çünkü, borçlu bir meslek sahibi sayıldığı takdirde, bu mesleği ile ilgili alet, edevat ve kitapları haczedilemeyecek, aksine bir teşebbüs sahibi sayıldığı zaman, bu teşebbüsün malları sermaye ağırlıklı olup haczedilebilecektir. Borçlunun yaptığı işte sermaye ile emeğin karşılıklı oranları tespite çalışılır ve emeğin değerinin, sermayenin değerinden daha fazla olduğu görülürse "bir mesleğin" varlığına, aksi takdirde "bir teşebbüsün söz konusu olduğuna" hükmedilir. (Hukuk Genel Kurulu'nun 02.12.1972 tarih 1972/572-974 sayılı kararı). Uygulamada, bu şekilde incelemeye ekonomik kıstasın üstün tutulması adı verilmektedir. Somut olayda borçlunun sürücü kursu ve şirket olduğu ve borçluya ait aracın haczedildiği anlaşılmaktadır. Öncelikle sürücü kursu işinde işinde sermayenin değeri emeğin değerinden fazla olmakla meslek değil, teşebbüs olarak kabulü gerekir. Teşebbüsün malları da haczedilebilir.

Bu durumda borçlunun yaptığı sürücü kursu işletmek işinin meslek olmayıp teşebbüs olması karşısında İİK. nun 82. maddesinin 2. ve 4. fıkralarının olayda uygulama yeri yoktur. Bu durumda (İcra Hukuk Mahkemesine) yapacağınız şikayetin reddine karar verilecektir.