Mesajı Okuyun
Old 12-07-2009, 16:30   #79
Academic

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan zeynel
Ülkemizde demokratik hakların birçoğu herhangi bir mücadele olmadan, birilerinin lütfetmesi ile verilmiştir.

Kadınların seçme ve seçilme haklarından tutun, sosyal ve siyasal birçok konuda aynı durum sözkonusudur.Haklar kazanılmadığından, sahip çıkma ve değer bilme konusunda gerekli hassasiyet gösterilmemektedir.

Birçok durumda, kadınlar kendi aleyhlerine olan durumların düzelmesi için erkek egemen toplumun harekete geçmesini beklerken, erkekler de: kadınlar çiçektir (koklanıp, seyredilesi) veya annedir (bakıp, besleyici) zihniyetiyle hak lütfetmeye devam etmektedirler.

Her çağdaş istek gibi, kadınların insan ve birey olarak sahip olması gereken haklara sahip oldukları sürece daha güzel bir dünya olacağı kuşkusuzdur. Ancak bunun için kaba tabirle kadınların kafalarının, gözlerinin yarılmasını göze alarak, mücadelelerine devam etmeleri gerekir.

Kanaatimce kötü başlayan, ancak Sayın Academic'in sabırlı ve isabetli yorumlarıyla faydalı bir mecraya giden tartışmaya bir tutam tuz ekmeye çalıştım. Saygılarımla..

Sayın zeynel, size katılıyorum.Anlaşıldığım için de memnun oldum. Teşekkür ederim.

Kadınlara hakların sunulması noktasında dünya tarihinde durum farklı olsa da özellikle ülkemiz için geçerli durum tespit ettiğiniz yöndedir.Yani Türk kadınına bazı haklar hazır sunulmuştur. Türk kadını dünyadaki hemcinslerinden çok daha erken siyasal haklarına kavuşmuştur ve Anadolu'da kadına verilen değer geleneksel yapımızda oldukça da etkindi. Özellikle de islamiyet öncesi Türk kültüründe kadın çok daha öncü roller oynamıştır. Ancak bahsettiğiniz gibi kadına bazı hakların gerekli savaş verilmeden ve mücadele edilmeden sunulmuş olması sahiplenilmesi noktasında da sıkıntılar yaratmıştır.

Kadına dair söylemlerde en zor olanı sanırım şudur. Hak taleplerinde erkek bakış açısı genellikle eleştirilmektedir. Erkek egemen toplumda kadına bakış açısını zaten biliyoruz ve bunu defalarca yinelemeye gerek yok. Fakat altının çizilmesi gereken esas noktanın kadının haklarına sahip çıkıp gereken mücadeleyi vermesi noktasında harekete geçmesi olduğunu söylediğimizde sanki sıkıntı doğuyor ve tepki ortaya konuluyor. Kadının önündeki engelleri sıralarken sorunun kaynaklarından birinin de erkek bakış açısının yanında kadının kendine bakış açısı ve kadının kendi sınırlarını dar çizmesi olduğunu bundan ötürü dile getirmiştim.

Bir de şöyle düşünüyorum. Kadınların haklarını elde etmeleri için kafa göz yarılmalarını itilip kakılmayı göze almaları gerektiğinden bahsetmişsiniz. Bugün kadına yönelik şiddet vakalarına baktığımızda bu hak savunusunda o zaman çok fazla kaybedecekleri bir şey olmamalı.