Mesajı Okuyun
Old 08-05-2008, 12:11   #6
yacimin

 
Varsayılan

Nilay hanım aradığınız karar bu mu acaba?
T.C.
YARGITAY
HUKUK DAİRESİ 6

Esas No.
2001/9920
Karar No.
2002/1377
Tarihi
05.03.2002

743-TÜRK KANUNU MEDENİSİ/2/658/659

ŞUF'A DAVASI
ŞUF'ALI PAYIN SATIŞI
RIZAİ TAKSİM
OBJEKTİF İYİNİYET

ÖZET
ŞUFALI PAYIN İLİŞKİN OLDUĞU TAŞINMAZ PAYDAŞLARCA TAKSİM EDİLİP, HER BİR PAYDAŞ BELİRLİ BİR KISMI KULLANIRKEN, BUNLARDAN BİRİ KENDİ TASARRUFUNDAKİ YERİ ÜÇÜNCÜ ŞAHSA SATARSA, SATICI ZAMANINDA O YERDE HAK İDDİA ETMEYEN DAVACININ, TAPUYA PAY SATIŞI NEDENİYLE ŞUFA HAKKINI KULLANMASI OBJEKTİF İYİ NİYET KURALI İLE BAĞDAŞMAZ.

DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan şufa davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davacı tarafından süresi içinde istenilmekle dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava şufalı payın iptal ve tescili istemine ilişkindir. Mahkeme davayı reddetmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Şufalı payın ilişkin olduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak taksim edilip herbir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin tasarrufundaki yeri ve ona tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında o yerde hak iddia etmeyen davacının, tapuda pay satışı şeklinde yapılan işlem nedeniyle şufa hakkını kullanması MK.2. maddesinde yer alan objektif iyi niyet kuralı ile bağdaşmaz. Kötüye kullanılan bu hak kanunen himaye görmez. 14.2.1951 gün ve 17/1 sayılı içtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu hususun davanın her aşamasında ileri sürülmesi, hatta mahkemenin kendiliğinden nazara alması gerekir. Savunmanın tevsii bu gibi durumlarda söz konusu değildir. Davanın bu bakımdan reddi gerekir.
Olayımızda: Davacı, şufalı payın ilişkin bulunduğu taşınmazda paydaş olduğunu, paydaşlardan Mualla'nın 4/12 payını davalıya 2.2.2001 tarihinde bedelde muvazaa yaparak sattığını, gerçek bedelin 30 milyar TL olduğunu iddia ederek 26.2.2001 tarihinde süresinde açmış olduğu iş bu dava ile şufalı payın iptali ile adına tescilini istemiştir. Davalı, taşınmazın paydaşları arasında taksim edildiğini, bedelde muvazaa yapılmadığını, davanın reddini savunmuştur. Mahkeme fiili taksimin varlığını kabul ile davanın reddine karar vermiştir.
Şufalı payın ilişkin bulunduğu taşınmaz, tapuda eski eser şerhli, ev ve dükkanlar olarak kayıtlıdır. Davalının savunmasında geçen, mahkemenin fiili taksime esas aldığı Bursa 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1999/245 esas 2001/65 karar sayılı davacının açtığı reddedilerek kesinleşen taksim suretiyle ortaklığın giderilmesi dosyasının incelenmesinden, taşınmazın mevcut projesi dahilinde, projesine uygun olarak proje üzerinde tüm paydaşlar arasında rizaen taksim edildiği, bu proje ve anlaşma dahilinde davacıya, 01 nolu zeminde, net 35,26 m2 alanlı 2 katlı mağaza ile buna bitişik 02 nolu net 35.26 m2 alanlı 2 katlı mağazanın, davalının bayii paydaş Mualla'ya 03 nolu net 70 m2 alanlı 2 katlı mağazanın, diğer paydaşlara eşit hisselerle net 70 m2 alanlı 2 katlı mağazanın verildiği anlaşılmaktadır. Bu proje tüm paydaşlarca 5.3.1999 tarihinde hakim huzurunda imzalanarak onaylanmıştır. Rizai taksime esas bu projenin fiilen tatbikinin mümkün olmadığı ihtilafsızdır. Tüm paydaşların proje üzerinde mağazaları taksim ettikleri görülmekte ise de; bu projenin taşınmazın mevcut durumuna ve paydaşların projenin düzenlenmesinden önceki fiili kullanımlarına uygun olarak yapılıp yapılmadığı anlaşılamamaktadır. Bu nedenle öncelikle tarafların gösterdikleri tanıklar ile taşınmazda keşif yapılarak, taşınmazın mevcut durumu ve projenin düzenlenmesinden önce paydaşları arasında fiili olarak taksim edilip edilmediği hususu üzerinde durulması, sonucuna göre davacının bedelde muvazaa iddiası da değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken noksan araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olmuştur.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenle ( BOZULMASINA ), davacı yararına takdir edilen 60.000.000.TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 5.3.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.