Mesajı Okuyun
Old 10-12-2011, 17:58   #24
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gemici
Sayın Av. Engin EKİCİ,
1. Asıl sorun 'arabuluculuk' kurumunun kendisinde değil, uygulamasında ve yasal düzenlemede, benim düşünceme göre. Herşeyden önce bu kuruma verdiğimiz isim yanlış. Diğer dillerde 'mediation' olarak adlandırılan kurumda, bizim arabulucu olarak adlandırdığımız, diğer sistemlerde mediator olarak adlandırılan kişinin görevi sadece ve sadece usul kurallarına uyulmasını sağlamaktır. İçerikten ve bulunacak çözümden taraflar sorumludur.

Sistem Almanya'da 1990lardan beri uygulanıyor. Birçok avukat belirli bir eğitimden geçtikten sonra mediator olarak çalışmaktadır. Ne şimdiye kadarki uygulamada, ne de yasaya karşı avukatlardan ciddi bir karşı çıkma gözlenmiştir. Avukatların şimdiye kadarki uygulamaya getirdiği tenkid, mahkeme ve hakim üzerinden yürütülen mediatona karşıdır. Tenkidin ana konusu: mediation tarafların inisiyatifine bağlı bir uygulama ise mahkemenin ve hakimlerin bu uygulamaya karışmaması gerekir; Çünkü mahkemenin ve hakimin olaya el atması ile mediation yargısal bir kimliğe bürünmektedir.

Benim konu hakkındaki düşüncem:
Mediation bir anlaşmazlığın hem hukuki, hem de psikolojik yönünü ilgilendiren bir kurumdur; Söz konusu anlaşmazlığı çözmede olayın hem hukuki yönü, hem de posikoljik yönü gözetilmelidir. Avukat olayın hukuki yönüne ve yasal düzenlemeye vakıf olabilir, ama bu hukuki yöne vakıf olmak hukuk dışı ve tarafların kendi iaradeleri ile bulmaları gereken bir çözümde yeterli değildir. Olayın çözümü, tarafların psikolojik durumunu ve pazarlık yapma sanatını da döz önünde bulunduran bir strateji gerektirir. Benim bildiğim, Sayın Av. Armağan Konyalı'nın deyimi ile, sadece yürürlükteki hukukla ilgilenmesi gereken ve hukuku uygulamakla görevli olan bir hukukçunun, olayın psikolojik yönünü kavramada zorluklarla karşılaşacağıdır, eğer bu konuda bir birikimi yoksa.
Bana göre çözüm:
1. Anlaşmazlığın tarafları mahkeme dışı bir çözüm istiyorlarsa mediation yoluna başvurarak, mediationluk eğitiminden geçmiş bir mediatör eşliğinde anlaşmazlıklarını çözebilmelidirler.
2. Mahkemeye düşmüş bir olayda hakimin taraflara önce mediation yoluna başvurmaları yolunu göstermesi, mahkeme yolunun ancak mediationdan başara sağlanamasa açık olabilmesi. Bu koşulun mahkeme tarafından taraflara bildirilmesi. Bu aşamadaki bir mediationda mediatörün hukukçu olması gereklidir.
3. Ben mediation konusundaki tartışmanın Türkiye'de ideolojik bir tartışma olarak yürütüldüğü görüşündeyim. Bir tartışma ideolojik düzeyde yürütüldüğü sürece bir sonuç elde etmek olanaksızdır; Bu durumda ne olaya karşı olan taraf mediationun faydaları üzerinde kafa yorar, ne de taraftar olan cephe mediationun yol açabileceği problemler üzerinde düşünür. Bu durumda alınabilecek bir sonuç ya bir tarafın, ya da diğer tarafın isteği yönünde olur, bu da diğer tarafın yenilgisi demektir ve başka problemlerin çıkmasına yol açar, çünkü saflar belirlenmiş ve taraflar karşı karşı karşıya cephe almışlardır. Çüzüm olanaksızdır, cepheleşme olduğu sürece.
Benim düşünceme göre mediation taraftarlarının ve mediation karşıtlarının bir MEDİATÖRE ihtiyaçları var. İsterseniz ARABULUCU'da diyebilirsiniz.

Saygılarımla
Sayın Gemici;

Konuya ideolojik olarak yaklaşmaktan ziyade, hem hukuki hem de psikolojik yönleriyle ihtilafı ele alabilecek şahısların avukat olması ve başka meslek mensuplarının görev almaması gerekliliği üzerinden yaklaştığımı söyleyebilirim. Yeter ki mahkemelere intikal etmeden arabulucular aracılığıyla ihtilafların en azından bir bölümü çözülebilir olsun.

Her ne kadar siyasi bir bakış açısıyla yaklaşmadığı ifade etsem de konuya siyasi endişelerle yaklaşılmasını gerektirecek izlenimler de mevcut görünüyor.

Saygılarımla..