Mesajı Okuyun
Old 08-12-2012, 11:28   #2
halit pamuk

 
Varsayılan

1) 1086 sayılı kanun döneminde ölen kişiye ya da ölen kişi adına dava açılamadığı gibi ıslah dahi edilemiyordu. Yeni HMK ile ölen kişiye dava açılması durumunda, dava reddedilmemeli davaya mirasçıları katarak devam edilmelidir.

Ancak ortaklığın giderilmesi davalarında eskiden beri bu kural uygulanmıyordu...



Yargıtay
6. Hukuk Dairesi
Esas : 2011/8041
Karar : 2011/9947
Tarih : 29.09.2011

Mahalli mahkemece verilen yukarda tarih ve numarası yazılı ortaklığın giderilmesine ilişkin kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine karar Dairemizin 18.3.2010 gün ve 11584 - 3020 Esas ve Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiş idi. Bu kez paydaş Mehmet Yüksel mirasçılarından Nedret Yüksel tarafından maddi hatanın düzeltilmesi isteminde bulunulmuş olmakla dosyadaki tüm kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı vekili İstanbul Pendik Kurtköy’de kayıtlı olan 3996 ada 1 Parsel sayılı taşınmazın mümkünse taksimi, değilse satış suretiyle ortaklığının giderilmesini istemiştir. Mahkemece 4.6.2009 tarihinde satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiş, hüküm Dairemizin 18.3.2010 tarih, 11584 - 3020 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiştir. Bu defa temyiz eden Nedret Başaran vekili tapu kaydında ismi geçen Yahya oğlu Mehmet Yüksel’in dava tarihinden önce 20.8.1981 tarihinde vefat ettiğini dosyada kendisine gönderilen tebligatların torunu olan aynı isimli Mehmet Yüksel’e yapılmış olduğunu belirterek maddi hataya dayalı onama kararının kaldırılarak hükmün bozulmasını talep etmiştir. Dilekçeye ekli Kartal 1. SHM nin 15.3.1985 tarih ve 1985/172 - 246 sayılı Yahya Yüksel’e ait mirasçılık belgesinden de oğlu Mehmet Yüksel’in 20.8.1981 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır. Ölü kişi aleyhine dava açılamaz kuralı, temel bir kural olmakla beraber ortaklığın giderilmesine ilişkin davaların özelliği itibariyle bu temel kuralın dışında tutulması gerekir. Paydaş Mehmet Yüksel’in yukarıda belirtilen mirasçılık belgesine göre ölü olduğu ve mirasçılarının bulunduğu ancak davaya dahil edilmedikleri görülmektedir. Mahkemece paydaş Yahya oğlu Mehmet Yüksel’in mirasçılık belgesinin ilgilisinden ibrazının istenerek varsa mirasçılarının davaya dahil edilmek suretiyle taraf teşkilinin sağlanması, ondan sonra işin esasının incelenmesi gerekirken bu husus üzerinde durulmadığı bu defaki incelemeden anlaşılmakla maddi hatanın düzeltilmesine ilişkin talebinin kabulü ile mahalli mahkeme kararının taraf teşkili yönünden bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Maddi hatanın düzeltilmesi isteminin kabulü ile Dairemizin 18.3.2010 gün ve 11584 - 3020 sayılı onama kararının kaldırılarak mahalli mahkemenin kararının yukarıdaki gerekçeyle BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 29.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


2) İhalenin feshinde taraf sıfatı (aktif husumet ehliyeti) ile ilgili bir karar:

Yargıtay
12. Hukuk Dairesi
Esas : 2009/26690
Karar : 2010/8272
Tarih : 06.04.2010

-YARGITAY İLAMI-
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
Tuzla İcra Müdürlüğü'nün 2006/1007 talimat esas sayılı dosyasında 26.10.2006 tarihinde yapılan menkul (inşa halinde motor yatın-gemi siciline kayıtlı olmayan) ihalesinin feshini, istihkak iddiasında bulunan üçüncü kişi talep etmiş, mahkemece bu kişinin açtığı istihkak davası neticesi beklenmiş ve davanın kabulü nedeniyle ihalenin feshine karar verilmiştir.
Menkul ihalelerinde de uygulanan İİK.nun 134/2. maddesinde ihalenin feshini isteyebilecek ilgililer sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar "satış isteyen alacaklı, borçlu ve pey sürmek sureti ile ihaleye iştirak edenler “dir.
O halde mahkemece ihale konusu menkul üzerinde istihkak iddiası bulunan şikayetçinin ihalenin feshini isteyebilecek kişilerden olmadığı nazara alınarak aktif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddi yerine, işin esasının incelenerek yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 06.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.