Mesajı Okuyun
Old 04-08-2014, 20:40   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

11.Hukuk Dairesi
Esas: 2001/2562
Karar: 2001/3389
Karar Tarihi: 19.04.2001


GENEL KURUL KARARININ İPTALİ İSTEMİ - GENEL KURUL KARARININ KARAR YETER SAYISI BULUNMADIĞI İDDİASI - ORTAKLARIN TOPLANTI SONUNA KADAR BEKLEMELERİNİN GEREKMESİ

ÖZET: Dava, davalı kooperatifin süresine ilişkin ana sözleşme değişikliğini karara bağlayan genel kurul kararının, karar yeter sayısı bulunmadığı iddiasıyla iptali istemine dayanmaktadır. yasada ana sözleşmeyle öngörülebileceği belirtilen ağırlaştırılmış nisap amaçlanmamıştır. Toplantıya başlangıçta katılan ortakların, daha sonra toplantıyı terk etmeleri, toplantı nisabını etkilememesi kaydı ile mümkündür. Ortakların toplantı sonuna kadar beklemelerini zorlayacak bir hukuki düzenleme de mevcut değildir. Bu durumda, görüşme sırasında kalan üyelerin sayısı üzerinden nisap hesaplanmalıdır.

(1163 S. K. m. 51)

Dava: Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 9.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 16.11.2000 tarih ve 1999/233-2000/540 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Salih Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacı vekili;15.9.1969 yılında 30 yıl için kurulan davalı kooperatifin,11.4.1999 tarihinde yapılan genel kurulunda sürenin 40 yıla uzatılmasına ilişkin gündem maddesinin, 82 katılan üyeden 50 üyenin olumlu oyu ile karara bağlandığını ancak ana sözleşmenin 33.maddesi uyarınca, ana sözleşmede değişiklik yapılmasına ilişkin kararların ortaklar cetvelinde imzası bulunanların 2/3 çoğunluğunun olumlu oyu ile alınabileceğini, bu durumda 55 üyenin kabul oyunun gerektiğini dolayısıyla ana sözleşmenin uzatılmasına ilişkin karar nisabının oluşmadığını, kararın yoklukla malul olduğunu öte yandan, yasanın 3, ana sözleşmenin 2.madde hükümleri uyarınca, toplantıdan önce Bakanlıktan izin alınması gerekirken, iznin toplantıdan sonra 15.4.1999 tarihinde almadığını, Bakanlık temsilcisinin de izin alınmadan toplantı yapıldığını gözden kaçırdığını ileri sürerek, süre uzatımına ilişkin alınan kararın bozulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, görüşme sırasında sayının 58'e düştüğünü, 50 ortağın olumlu oyu ile karar nisabının oluştuğunu, hükümet komiseri toplantıya müsaade ettiğine, Bakanlığın da kararı resen geçersiz sayabilecekken böyle yapmadığına göre iznin var olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, kayıtlı 217 üyeden 82 üyenin katılımı sonunda 50 üyenin kabul,8 üyenin ret oyu kullandığı, süre uzatımına ilişkin kararın ana sözleşme değişikliği niteliğinde olduğu ve 55 olumlu oy gerekirken,50 olumlu oy verildiği, bu durumda karar nisabının oluşmadığı, öte yandan toplantı öncesi bakanlıktan izin de alınmadığı gerekçeleri ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Dava, davalı kooperatifin süresine ilişkin ana sözleşme değişikliğini karara bağlayan genel kurul kararının, karar yeter sayısı bulunmadığı iddiasıyla iptali istemine, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 51.maddesi uyarınca, ana sözleşmenin değiştirilmesi kararlarında fiilen kullanılan oyların 2/3 çoğunluğu gereklidir. Ana sözleşme, bu kararların alınması için oy çoğunluğu hakkında daha ağır hükümler koyabilir. Davalı kooperatif ana sözleşmesinin 33. maddesine göre de, genel kurulda kararlar, ortakların en az 1/4'ünün hazır olması şartıyla oylama sırasındaki mevcudun yandan fazlasının oyu ile alınır. Ancak, ana sözleşmede değişiklik yapılması ile ilgili kararlar ortaklar cetvelinde imzası bulunanların 2/3 çoğunluğu ile verilir.

Dairemizin yerleşik uygulamasına göre, yasa ve ana sözleşmede toplantı ve karar nisabı yönünden bir fark bulunmamakta, sadece ana sözleşmede yer alan "hazırım cetvelinde imzası bulunanlar" ibaresi yönüyle bir farklılık göze çarpmaktadır. Oran ağırlaştırılmadığına göre, yasada ana sözleşmeyle öngörülebileceği belirtilen ağırlaştırılmış nisap amaçlanmamıştır. Toplantıya başlangıçta katılan ortakların, daha sonra toplantıyı terk etmeleri, toplantı nisabını etkilememesi kaydı ile mümkündür. Ortakların toplantı sonuna kadar beklemelerini zorlayacak bir hukuki düzenleme de mevcut değildir. Bu durumda, görüşme sırasında kalan üyelerin sayısı üzerinden nisap hesaplanmalıdır. Aksi halde, karar almak imkânsız hale ve kooperatif çalışamaz duruma getirilmiş olur. Hukuki işlemi batıl kılacak yorum yerine onu geçerli hale getirecek yorum tarzının tercih edilmesi (güven ilkesi) çağdaş hukukta kabul gören yorum tarzıdır.

Bu açıklamalar karşısında, dava konusu gündem maddesinin görüşülmesinde başlangıçta 217 kayıtlı ortaktan 82'si toplantıya katıldığına, daha sonra 58 ortak kaldığına, dolayısıyla toplantı nisabı da bulunduğuna göre, bu durumda karar nisabının kalan 58 ortak sayısı dikkate alınarak belirlenmesi gerekmektedir. Karar 50 oyla alındığına göre, yasada ana sözleşme değişikliği için öngörülen fiilen kullanılan oyların 2/3 çoğunluk nisabı gerçekleşmiştir.

O halde, davanın reddine karar verilmek gerekirken, yazılı gerekçelerle kabulü, bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı kooperatif yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 19.04.2001 tarihinde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı