Mesajı Okuyun
Old 01-10-2006, 03:32   #2
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Silahlı kuvvetler kavramı Anayasının çeşitli maddelerinde yer almakla beraber, tanımı yapılmamıştır. Ancak, Anayasanın 117/3 maddesine göre
Alıntı:
Genelkurmay Başkanı; Silahlı Kuvvetlerin komutanı olup, savaşta Başkomutanlık görevlerini Cumhurbaşkanlığı namına yerine getirir. hükmüne yer verilmiştir. Öte yandan polis iç güvenliği ve asayişi teminle görevli silahlı bir güçtür.
Tartışma Anayasa'nın 38. maddesinde kastedilen silahlı kuvvetler tabirinin Ordu anlamında Türk Silahlı Kuvvetlerini mi? Yoksa genel anlamda iç ve dış güvenliği korumakla görevli tüm silahlı unsurları mı ifade ettiği noktasındadır. Söz konusu kurumların iç işleyişlerinin kendi kanunları ile düzenlendiği ve tarihsel süreçte silahlı kuvvetler denildiğinde akla ilk gelenin ordu olduğu gözetildiğinde kastedilenin ordu olduğu savunulabilir. Öte yandan Anayasanın düzenlemesinin neyi hedeflediği tam anlamıyla açık olmamakla birlikte silahlı kuvvetler kavramının geçtiği devam eden tüm Anayasa Maddelerinde orduya ilişkin düzenlemelerin yer aldığı görülmektedir. Hatta Anayasanın 33/6 hükmünde

Alıntı:
Birinci fıkra hükmü, Silahlı Kuvvetler ve kolluk kuvvetleri mensuplarına ve görevlerinin gerektirdiği ölçüde Devlet memurlarına kanunla sınırlamalar getirilmesine engel değildir.

hükmünde olduğu gibi kolluk silahlı kuvvetlerden ayrı bir kavramla karşılanmıştır. Bu maddede kolluktan, silahlı kuvvetlerin yanında ayrı bir unsur olarak bahsedilmesi ve silahlı kuvvetler kavramının yine bu kavramın geçtiği diğer madder bütünüyle incelendiğinde orduya vurgu yapıldığı dikkate alındığında söz konusu kavramın orduyu karşıladığı sonucuna varılabilir. Bu noktadan hareketle polis okullarında okuyan öğrencilere ilişkin uygulanan oda hapsi cezaları eğer bir kanun hükmüne dayanıyorsa Anayasa'nın 38. maddesi hükmüne aykırılık olduğu açıktır. Ayrıca eğer bir düzenleme olmaksızın böyle bir uygulama yapılıyorsa, hürriyeti tahdit suçunun oluşması da söz konusudur.