Mesajı Okuyun
Old 04-07-2010, 22:00   #15
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hakan ÇIRAK
Benim söylemek istediğim şudur:
Mahkemelerin karar metinlerindeki hüküm fıkralarında madde numarası verilerek hüküm tesis edilir.
Bu madde numaraları icra takibine konu edilmek bakımından ayrı ayrı ele alınır.
Bir hüküm fıkrasında hem gayrimenkulün aynına (ya da kasinleşme şartı aranan başka bir dava konusu) ilişkin bir hüküm, hem para alacağına ilişkin bir hüküm ve hem de yargılama masrafları ve vekalete ilişkin bir hüküm bulunursa,
- bu durumda karar kesinleşmeden tapuda bu karara istinaden işlem yapılamaz.
- karar kesinleşmeden para alacağına ilişkin hüküm (örneğin tazminat) ile yargılama masrafları ve vekalet ücretine ilişkin hüküm icra takibine konulabilir.
Bunun en tipik örneği kamulaştırmasız el atma davalarıdır ki, her gün elimden onlarcası geçmektedir.

T.C.
YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/14935

K. 2005/18780

T. 3.10.2005

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Alacaklı; Gaziantep 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin kamulaştırmasız el atma nedeniyle alacak ve taşınmazın idare adına tapuya kayıt ve tesciline ilişkin ilamın tazminata ilişkin kısmını takip konusu yapmıştır. Söz konusu ilamda hükmedilen tescil kararı kamulaştırma yasası uyarınca verilmiş olup bu konuda taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmamaktadır. HUMK.nun 443/4. maddesi uyarınca sözkonusu ilamda hükmedilen tazminatın gayrimenkulün aynına ilişkin olmadığından kesinleşmeden infazı mümkündür. İcra mahkemesince aksine düşüncelerle şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 3.10.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın Çırak,
1.si kararda "mülkiyet ihtilafı"nın olmadığının neden özellikle belirtildiğini düşündünüz mü?

2.si ısrarla yargılama giderlerine ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretine "para alacağı" demenizin hukuki olarak yanlış olduğunu düşünüyorum.

Sizin söyleminize dair konuyla ilgili durumda yanlış gördüğüm şeyi bir karar üzerinden anlatalım :

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 25.05.2009 T., Esas: 2009/3408, Karar: 2009/10930: "Borçlu vekili, takip konusu ilamın taşınmazın aynına ilişkin olduğunu, kesinleşmeden takip konusu edilemeyeceğini ileri sürerek takibin iptalini istemiştir. Mahkemece, takip konusu ilamın gayrimenkulün aynına ilişkin olduğu ve kesinleşmeden takip konusu edilemeyeceği gerekçesiyle talebin kabulüne karar verilmiştir.

Takip konusu ilam incelendiğinde, davalı alacaklının;
1 - Eser sözleşmesinin feshi,
2- 157 parsel sayılı taşınmazla ilgili tapu iptal ve tescil,
3- İnşaatı bitmiş ve başkalarına satılmış binaların yer aldığı 162 ve 163 sayılı parsellere karşılık eser sözleşmesinin feshinden doğan alacak davası olmak üzere üç ayrı isteğinin olduğu görülmektedir.
12.11.2008 tarihli takip talebinde de, takip konusu ilamın "c" bendinde yer alan 161 ve 162 parsel sayılı taşınmazlara karşılık hükmedilen alacağın takibe konulduğu görülmektedir. Bilindiği üzere aynı davada birden çok istem yer alabilir. Bu istemlerin bazısının kesinleşmeden takibe konulamayacak olması, bundan bağımsız diğer alacak kalemlerinin takibine engel değildir. Nitekim alacaklının, yargılama giderlerinin 190/240'ını takibe koyduğu, tapu iptal ve tescil ile ilgili "b" bendindeki karara isabet eden yargılama giderlerini özenle ayırdığı görülmektedir. Hal böyle olunca, ilamın alacağa ilişkin bölümünün kesinleşmeden takibe konulması doğru olup, mahkemece şikayetin reddi yerine aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir."
Olay budur Sayın av.cafer özkan ın da benim de vurguladığım budur. Umarım artık anlatabilmişimdir

Saygılarımla...