Mesajı Okuyun
Old 18-10-2006, 12:29   #3
MEHMET BİROL ŞAHİN

 
Olumlu SeÇİlme YaŞi’na Alt Sinir Varsa Üst Sinir Da Konulmalidir!.


Gençleri meclise taşıyacak Anayasa değişikliğine, bu ülkenin genç nüfusunun hem yönetime hem de siyasete daha etkin katılabilmesi adına açık destek verdik.Bu nedenle TBMM’de seçilme yaşının 30’dan 25’e indirilmesine olumlu oy kullanan bütün partilere ve milletvekillerine teşekkür ediyoruz.
18 yaşında reşit kabul ettiğimiz ve bir çok yükümlülükle baş başa bıraktığımız gençliğin, özellikle siyaset noktasında sorumluluk mevkisine ancak 30 yaşında kazanması ciddi bir adaletsizlik oluşturuyordu.
Ülkemizde insanlar bir nevi 30 yaşına kadar siyasi hakları bakımından kısıtlı olarak yaşıyorlar.
TBMM’nin bu kısıtlamayı ortadan kaldıracak ve gençleri meclise taşıyacak Anayasa değişikliği önerisi bu noktada önemli bir gelişme hiç şüphesiz.

'25 yaş', girmek istediğimiz Avrupa Birliği'ne üye veya aday ülkelerdeki milletvekili seçilme yaşları arasındaki en yüksek yaştır. Bunu da, sadece üç ülke uygulamaktadır. İtalya, Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi...
Almanya, Hollanda, Danimarka gibi sayılı ülkelerinde içinde bulunduğu on sekiz Avrupa ülkesinde seçilme yaşı 18; Avusturya'da 20; Belçika, İngiltere, İrlanda ve Lüksenburg'da 21; Fransa'da 23…

Ama ne olursa olsun bugün gelinen nokta, 1982 Anayasası ile siyasetin dışına itilen, ancak DYP iktidarında 1995 yılında yapılan değişikliklerle 18 yaşında seçme hakkına kavuşabilen gençliğin yeniden siyasette sorumluluk alması bakımından çok önemlidir.

Fakat bize göre bu yeterli değil.

Seçme yaşın ile seçilme yaşının farklı oluşu bizce doğru değildir.
18 yaşını dolduran herkes her türlü cezai, hukuki haklara sahipken seçilme hakkına ancak 25 yaşını bitirince kavuşacak olması bir çelişkidir.
Gençleri siyasetten uzak tutmanın ülkeye hiçbir yararının olmayacağını düşünüyoruz.
Gençliğe getirilen 7 yıl süreli seçilme yasağı doğru bir uygulama değildir.
Bu farklılığın gerekçesini 18 ila 25 yaş arasındaki insanlara güvenilmemesine bağlandığını görmek bizlere doğru gelmemektedir.
Seçilme yaşında alt sınır konuluyorsa aynı gerekçelerle üst sınır da konulması gerekir.
Devlet emeklilik yaşını 65 olarak belirlemiş ve çalışma yaşına üst sınır koymuştur.
Tecrübeden istifade etmek için belirli bir yaştan sonra “danışmanlık” kurumu daha uygun bir çözümdür.Gelişmiş demokrasilerde belirli bir yaştan sonra kişiler aktif siyasi hayatlarına son vererek danışman olarak partisine ve ülkesine katkı sağlamaya devam etmektedirler.
Bu nedenle seçilme yaşını ya 18 e indirmek ya da üst sınır koyarak örneğin 65 yaş ile sınırlamak gerekmektedir.
Seçilme yaşına üst sınır koymak demokrasimizi ve siyasi partilerimizin yapısındaki, siyaset alanındaki statükonun dinamizme dönüşmesi ve daha iyi yönetilen bir Türkiye'ye ulaşmak yolunda önemli bir "zihniyet değişimini" sağlayacaktır.