Mesajı Okuyun
Old 13-10-2014, 08:59   #21
avbulut

 
Varsayılan

aşağıdaki karar, davacısı olduğum bir davada verilmiştir, karar gerçekten ibretlik olduğu için sizinle paylaşmak istedim, sayın hakimimiz avukatların dolandırıcı olduğundan o kadar emin ki, hukuki hiç bir doneye ihtiyaç duymadan aşağıdaki kararı verebiliyor.Bu arada dosyada kötüniyet tazminatı talebi bile yok.

""TÜRK MİLLETİ ADINA"
T.C.
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

DAVA : İtirazın İptali (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVAavacı vekili 12/06/2013 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin İstanbul İlinde halen avukatlık yaptığını, davalıların babalarının vefatı ile … Mahallesindeki 37 ada 48 parsel sayılı taşınmaza hissedar olduklarını, davalıların söz konusu taşınmazdaki ortaklığı anlaşarak gideremediklerini bunun üzerine ortaklığın giderilmesi davası açılması ve yürütülmesi için müvekkiline 3 adet vekaletname verdiklerini, müvekkilinin üzerine düşen görevleri yerine getirmekte iken davalılar Sulh Hukuk Mahkemesine verdikleri dilekçeleri ile anlaştıklarını davanın müracaata bırakılmasını ve müvekkilinin davadan azlettiklerini,davalıların yaptıkları azilin haksız ve kanuna aykırı bir azil olduğunu, bu nedenle mahkemece verilecek kararın infazının sağlanması ve ileride telafisi imkansız zararların önlenmesi açısından davalıların miras sebebiyle hissedar bulundukları … Mahallesi, Atatürk Bulvarı Mevkii, 37 Ada 48 Parsel sayışı taşınmazdaki hisselerine dava sonuna kadar tedbir konulmasına, yapılacak yargılama neticesinde de davalıların icra takibine yapmış olduğu haksız ve yersiz itirazlarının iptaline ve icra takibinin devamına, itirazın haksız, yersiz ve kötü niyetli olması sebebiyle davalının alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatını müştereken ve müteselsilen ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Davalılar benzer mahiyetteki cevap dilekçelerinde özetle; ikametgah adresinin … olduğunu bu nedenle davaya bakmaya yetkili mahkemenin … Mahkemeleri olduğunu, davanın yetki yönünden reddi gerektiğini, ayrıca davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde açılması gerektiğini, tedbir isteminin haksız ve yersiz olduğunu, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini, davacı tarafın dava dilekçesindeki aleyhine olan tüm hususları alacaklı olduğu iddiasındaki miktarı da kabul etmediğini, bu nedenlerle hukuki dayanaktan yoksun, dava şartları içermeyen ve kötüniyet taşıyan hakkaniyete aykırı davanın reddine, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER: İcra Müdürlüğünün 2013/212 Esas sayılı dosyası, … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/13 D.İş Esas sayılı dosyası ve Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/41 Esas 2012/155 Karar sayılı dosyaları dosyamız arasına alınmıştır. Mahkememiz huzurunda tanıkların beyanları alınmıştır.
GEREKÇE: Dava vekalet sözleşmesinden kaynaklanan ücret alacağı davasıdır. Davacı
davalıların paydaş olduğu taşınmazın izale-i şuyu davasında davalıların avukatlığını yaptığı davalılar ile aralarında ücret sözleşmesi yapılmadığını, bu sebeple taşınmazın toplam değerine göre paydaşlara düşen miktar üzerinden vekalet ücretine hak kazandığını beyanla dava konusu taşınmazın davalılara düşen hissesinin değerleri toplamının %10'una tekabül eden miktarın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalılardan alınarak kendisine verilmesi talebiyle dava açmıştır.
Davalılardan …. dava konusu taşınmazın izale-i şuyu davasına bakması
konusunda davacı ile anlaştıklarını, davanın sulh yolu ile çözülebileceğini davacı ile konuştuklarını,davanın sulh yoluyla çözülmesi durumunda 5000 TL vekalet ücretinin kararlaştırıldığını davacının akrabası olması sebebiyle güvendiğini, davacıya vekalet ücretinin ne kadar olacağını sorduğunda davacının kendisine " amca at ile deve değil ne kadar duruşmaya girersem o kadar ücretimi alırım" dediğini beyan etmiştir.
Diğer davalılarda benzer beyanlarda bulunmuşlardır.
Mahkememizce yapılan tahkikatta davacının davasının haksız olduğu anlaşılmıştır. Her şeyden önce davacı avukatın kendisine vekalet veren müvekkilini ücret konusunda aydınlatması gerekir, vekalet ücretinin net ve kesin olarak belirlenmesi gerekir. Bu avukatın yükümlülüğüdür.
Davacının isticvap edilmek suretiyle alınan beyanında davalı … gereken bilgiyi verdiğini beyan etse de bu inandırıcı bulunmamıştır.
Davalının beyanlarında da çelişkiler bulunmaktadır, fakat özü itibariyle doğru söylediği, davacı avukatın vekalet ücreti konusunda "at ile deve değil ya ..." gibi ifadeyle net konuşmadığı gerekli açıklamayı yapmadığı anlaşılmıştır.
Davacı dava dilekçesinde davalılar ile vekalet ücret sözleşmesinin yapılmadığını beyan etmiştir, fakat isticvap edilmek suretiyle alınan beyanında davalılardan … ile vekalet sözleşmesi yapıldığını beyan etmiştir. Davacı; davalı … ile vekalet sözleşmesi yapıldığını beyan etmesine rağmen vekalet sözleşmesini dosyaya sunmamış ve ilk dilekçesinde de vekalet sözleşmesi yapılmadığını beyan etmiştir.
Öncelikle davalıların beyanlarında çelişkiler bulunsa da doğru söyledikleri, kesin net bir vekalet ücreti belirlenmediği, görüşmeyi yapan davalı …vekalet ücretinin ne kadar olacağının kesin olarak bildirilmediği fakat at ile deve değil, 3000-5000 TL gibi belirsiz ifadelerin kullanıldığı tanıkların bu duruma işaret eden beyanları ile anlaşılmıştır.
Tanık beyanları da bir tarafa davacı ve davalının beyanları değerlendirildiğinde bile inandırıcı olan davalıların beyanıdır.
İzale-i şuyu davasında sulh yolu ile davanın bitirilebileceğini beyanla davacı avukat duruşmada süre istemiştir. Buda davalıların beyanlarını doğrular niteliktedir.
İş Mahkemeleri işveren karşısında işçiyi korumakta ispat yükünü çoğunlukla işverene yüklemektedir. Bankalar karşısında tüketici korunmaya çalışılmaktadır. Bunların sebebi işçinin ve tüketicinin zayıf durumda olmasıdır.
Avukatın karşısında vatandaş bunların hepsinden daha zayıf daha korumasız durumdadır. Vatandaş en zor durumda derdine derman için avukatlara sığınmaktadır. Hal böyleyken avukatların hukuki bilgilerini de kullanarak, savunmasız ve çaresiz olan vatandaşa karşı haksızlık yapmasına müsade edilecek olursa artık adaletin varlığından bahsedilemez.
Somut olayda davacı avukatın davalılara büyük bir haksızlık yapmak istediği anlaşılmaktadır. Böyle büyük haksızlıklara mahkemelerce müsaade edilecekse basit olaylarda sağlanan adaletin bir önemi olmayacak adalet sembolik kalacak, sadece güçsüzlere güç yetinen, güçlülere karşı güçsüzleri koruyamayan bir faaliyetinden ibaret kalacaktır.
Avukatlara karşı çok zayıf olan vatandaş adalete en çok avukatlar karşısında ihtiyaç duymaktadır. Böyle durumlarda adaleti sağlayamazsak mahkemelerin adaleti avukatları aşıp vatandaşa ulaşamaz ve adaletten de bahsedilemez.
Somut olayda vatandaşın ücret konusunda aydınlatılmadığı davanın sulh yoluyla bitirileceğinin beklendiği konuşmanın bu temel üzerinden yapıldığı açıktır ve maksimum 5000 TL ücretin düşünüldüğü anlaşılmıştır.
Davacı dava dilekçesinde davalılarla yazılı sözleşme yapmadığını beyan etmiş isticvap ile alınan beyanında ise sadece … ile yazılı sözleşme yapıldığını beyan etmiştir, fakat dosyaya davacı avukat tarafından sunulan bir sözleşme yoktur. Aksine davalı dosyaya bir sözleşme sunmuştur.
Esasen bu sözleşme geçerli de kabul edilemez. Ortada aydınlatılmış irade ye dayanan bir sözleşme yoktur. Sözleşmenin de orada bulunan bir şahsın sırtında imzalandığı kanaatine varılmıştır. Fakat geçerli kabul edilecek olsa bile bu sözleşmeye göre de sulh durumunda ücretin 5000 TL olarak belirlendiği açıktır. Sözleşmeye göre sulh durumunda iş sahibi avukata durumu haber verecektir. Fakat avukat, sulh olunduğunu duruşmada öğrendiğini ve azledildiğini beyan etmiştir, fakat sulhun kendisine haber verilmemesinin yaptırımı daha fazla vekalet ücreti olamaz,sözleşmede de böyle bir şey yoktur.
Vekalet ücreti işbu davaya konu izaleyi şuyu davasında davacının alacağı olan vekalet ücretinin yukarıda açıklanan gerekçelerle 5000 TL'den fazla olamayacağı kesin kanaatine varılmıştır. Bu beş bin TL'ye masrafların dahil olduğu anlaşılmış ve 2000 TL'sinin ödendiği anlaşılmıştır. Zira davacı avukatta, buna işaret eder şekilde, kendisine … tarafından bir ödemenin yapıldığını beyan etmiştir. 3 davalı ise yapılan icra takibinin 1000 TL'lik kısmına itiraz etmemiş ve 1000'er TL borcu ve toplamda 3000 TL borcu kabul etmişlerdir.
Avukatın fazla vekalet ücreti talebinin ise reddi gerekmiştir. Netice olarak adalet ve hakkaniyet kuralları ve vicdanımız bizi davacı avukatın davasının tereddütsüz olarak reddedilmesi gerektiği sonucuna ulaştırmış ve kalp huzuru içinde davacının davasının reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM:
1- Davacının davasının REDDİNE,
2-Reddedilen alacak davasının %20'sine tekabül eden 5.786,96 TL kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak5.586,96 TL'sinin tüm davalılara müştereken verilmesine, 200,00 TL'sinin ise sadece davalılar … mirasçılarına müştereken verilmesin..."