Mesajı Okuyun
Old 16-09-2006, 12:27   #8
medenikal

 
Varsayılan

Çocukların cinsel istismarı
Madde 103- (1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismar deyiminden;
a) Onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
Anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/12 md.) Cinsel istismarın üstsoy, ikinci veya üçüncü derecede kan hısmı, üvey baba, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, sağlık hizmeti veren veya koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle veya birden fazla kişi tarafından birlikte gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehdit kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması halinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması halinde, onbeş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
(7) Suçun mağdurun bitkisel hayata girmesine veya ölümüne neden olması durumunda, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.

beden sağlığının veya ruh sağlığının bozulması halinde;

beden sağlığı ile kızlık zarı arasında bir bağlantı olduğunu düşünmüyorum.

bir eylem var tecavüz ,bu eylemin sonucunda zarın olmaması,yırtılmaması yırtılması ,şeklindeki sonuçlar ,beden sağlığının bozulması olarak düşünülemez.

bu eylem sonuçunda zarın yırtılıp yırtılmaması veya var olup olmaması dikkate alınmaz.

sonuçta suç unsurları gerçekleşmiş ise ,suç oluşaçaktır.


bedenen verilen zarar nedir.zarın yırtılması olmadan zaten o şuçu işlemek büyük oranda mevcut olmaz,

yani suçun gerçekleşmesi için ,suçun sona ermesi ve bu madde konusu olması için ,zarın yırtilması,kalkması zaten olması kuvvetle muhtemel ise;

bedeni zarar olarak ,zarın yırtılmasını da içeriğe almak olası olmamalıdır;

bedeni zarar derken mesele ,bu fiil yapılırken ,zar dışında tıbbi olarak ,yani hem cinsel organ hemde ters ilişki olarak düşünülen bir madde söz konusudur.

mağdur bir de küçük ise bu durumda bu cinsel eylemler nedeniyle ,organlarda bedensel zararlar meydana gelmektedir.yırtılmalar ve kanamalar uzun tedaviyi gerektirebilmekte hatta ameliyat ile çeşitli düzenlemeler yapılmaktadır.

bu nedenle bedensel zarar olarak madde de düzenleme konusu yapılan;

organlar daki ,olağan durumun bozulması dır.

tabi bunun dışında eylem gerçekleştirilirken;

bedensel zarar verilmesine yönelik , bıçak vesair araçlarla veya müessir fiille işlenen beden de kalıcı olan zararlar düşünülmüş; ruhsal olarak ta aynı şekilde ;

kısaca eylem sonucu kalıcı hasar olarak bakılmış;

eğer bedensel veya ruhsal olarak kalıcı hasar yoksa bu fıkra hükümleri uygulanmayacak;

peki şu soruyu sormak lazım ruhsal etki değerlendirmesi yapılırken ,doktor kalıcı bir ruhsal etki yok ,derse yani eylem sonucunda küçük belki durumun bile farkında olmayan küçük ğün ruhsal durumunun tespitindeki kalıcılığı veya geçiciliği nasıl tespit edecek, işte bu konu tartışmaya değer.