Mesajı Okuyun
Old 28-08-2009, 07:54   #2
Viyola

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

10. CEZA DAİRESİ

E. 2004/20415

K. 2004/12070

T. 1.12.2004

DAVA : 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanuna muhalefet suçundan sanık Sabri Efezeybek'in anılan Kanunun 4814 sayılı kanunla değişik 16/1.maddesi uyarınca çek bedeli kadar 2.000.000.000 TL. ağır para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin İZMİR 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.05.2004 gün ve 2003/808-2004/519 sayılı kararını havi dosya incelendi:
Tebliğat Kanunun 35. ve Tebliğat Tüzüğünün 55. maddesi uyarınca yapılacak tebliğat işleminde, tebliğat memurunun Tüzüğün 28. maddesinin ilk fıkrasındaki usule göre muhatabın yeni adresini araştırması, bulunamama nedenini bu maddede belirtilen usulle tutanağa geçirip, beyanına başvurulan ilgili kişilerin imzası ile tevsik etmesi ve muhatabın yeni adresinin belirlenmemesi durumundu, mahkemenin tebliğat üzerindeki Tebliğat Kanunun 35. maddesine göre tebliğat yapılması yolundaki kaydına uyarak, 35. madde uyarınca tebliğat yapılması gerekmekte olup; adres araştırmasının Tebliğat Tüzüğünün 28. maddesinde belirtildiği şekilde tutanağa geçilmemiş olması nedeniyle CMUK.nun 225. maddesindeki meşruatı içeren davetiyenin, usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiş olması karşısında, sanığa usulüne uygun olarak yeniden meşruatlı davetiye tebliğ edilmesinin sağlanmasından sonra, yokluğunda karar verilebileceği bu hususun Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 30.03.2004 gün ve 2003/1589-2004/3741 sayılı ilamı ile de kabul edilmiş bulunduğu gözetilmeksizin sanığın savunma hakkının kısıtlanması suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle;
CMUK.nun 343. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğün ifadeli 24.09.2004 gün ve 41335 sayılı yazılı emirlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Yargıtay C.Başsavcılığının 05.10.2004 gün ve YE. 189596 sayılı tebliğnamesi ile Daireye gönderilmekle incelendi ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Tebligat Kanunu'nun 35/son ve Tebligat Tüzüğü'nün 55/son maddeleri uyarınca "Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, taraflar arasında yapılan, imzası resmi merciler önünde ikrar olunmuş sözleşmelerde belirtilen adresler ile kamu kurum ve kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına, ticaret sicillerine ve esnaf ve sanatkarlar sicillerine verilen en son adreslerdeki değişiklikler hakkında da bu madde hükümleri uygulanır."
Söz konusu yasa hükmü uyarınca, daha önce adli mercilerce ve usulüne uygun olarak yapılmış bir tebligat bulunmasa bile, imzası resmi merciler önünde ikrar olunmuş sözleşmelerde belirtilen ya da anılan kurum ve kuruluşlara bildirilen adreslerdeki değişikliklerin bildirilmemesi durumunda da, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesindeki hükümler uygulanır. Dolayısıyla, daha önce adli mercilerce usulüne uygun olarak yapılmış bir tebligat bulunmasa bile, belirtilen nitelikteki sözleşmelerde yer alan veya söz konusu kurum ve kuruluşlar tarafından bildirilen adrese, mahkemece, önce, bu adresin değişip değişmediğinin bilinememesi nedeniyle anılan yasanın 35. maddesi dışındaki maddeler uyarınca tebligat çıkarılması ve tebligatın yapılamayarak, tebligat memurunca sanığın adresinin değiştiğinin belirlenmesi ve Tebligat Tüzüğü'nün 55/2. maddesi yollamasıyla 28. maddesinde belirtilen usule uygun olarak yapacağı araştırma sonucunda yeni adresinin de tespit edilememesi durumunda, tebliğ olunacak evrakın bir nüshasının eski adrese (bilinen en son adrese) ait binanın kapısına asılması gerekir ve kapıya asma tarihi tebliğ tarihi sayılır. Bu tebligattan sonraki tebligatlar da, sanığın yeni adresinin hala bilinmemesi durumunda, kapıya asma usulüyle yapılır.
Tebligat Tüzüğü'nün 28. maddesi uyarınca, tebliğ memurunun adreste bulunmama nedenini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti kurulu veya meclis üyeleri, zabıta amir ve memurlarından araştırarak, beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak imzalaması gerekmektedir. Adres araştırmasına ilişkin söz konusu imzalı açıklamanın tebliğ tutanağında yer alması, zorunlu şekil şartı olup; belirtilen usule uygun olarak araştırma yapılmaması ve bu nedenle mahkemece, en son bilinen bu adresten sanığın ayrıldığının ve yeni adresinin tespit edilemediğinin kolluk görevlileri aracılığı ile de belirlenmemesi durumunda, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesinde belirtilen şekilde tebliğ evrakının kapıya asılması suretiyle tebligat yapılması mümkün değildir.
SONUÇ : Dosya kapsamına göre, duruşma aşamasında, sanığın duruşmaya çağrılması için çıkarılan davetiyenin, bankadan gönderilen evraklar arasında yer olan ve anılan yasanın 35/son maddesi kapsamındaki kamu kurumlarından olan vergi dairesi müdürlüğünce düzenlenmiş vergi levhası örneği, noterlikçe düzenlenen imza beyannamesi ile ilgili esnaf ve sanatkarlar sicilince bildirilen ve henüz sanığın değiştirip değiştirmediği bilinemeyen adrese, öncelikle 35. madde dışındaki maddeler uyarınca tebliğe çıkarılarak, tebligat memurunca, sanığın bu adresten ayrılıp ayrılmadığı ve ayrılmış ise Tebligat Tüzüğü'nün 28. maddesi uyarınca yapılan araştırma sonucunda yeni adresinin tespit edilemediği belirlenmeden, doğrudan adresteki binanın kapısına asılma suretiyle, 35. maddeye aykırı olarak tebliğ edilmiş olması nedeni ile, gerekçeli kararın belirtilen yasal zorunlu usul izlenmeden doğrudan kapıya asma suretiyle tebliğ edilmesinin mümkün olmadığı gözetilmeksizin, sadece evrakın kapıya asılması ile yetinilmesi, böylelikle tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 35 maddesine uygun olarak yapıldığının kabulünün de mümkün olmaması karşısında, usulüne uygun olarak sanığa tebliğ edilmemesi nedeniyle kesinleşmeyen hüküm hakkında yazılı emir yoluna başvurulamayacağından, yazılı emir talebinin CMUK'nın 343. maddesi uyarınca REDDİNE; dosyanın incelenmeksizin ve mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı makamına TEVDİİNE, 1.12.2004 tarihinde oy birliği ile karar verildi.