Bugünkü Hürriyet'in Avrupa Baskısının üçüncü sayfasındaki iki haber aile içi şiddet veya 'kadına karşı şiddet' konusunda düşünmeme yol açtı.

İlk haber:
O KARDEŞLER TEDAVİ EDİLSİN
'Sarışınsın, 0...sun' deyip dövdüler
Mahkeme, 30 yaşındaki kızkardeşlerini, 'Makyaj yapıyorsun; saçların sarı; o...sun' diyerek beyzbol sopasıyla döven iki erkek kardeşin akıl sağlıklarının kontrolünü ve tedavilerini istedi.
...
Ankara 11'ci Aile Mahkemesi de 6 ay süreyle kolluğun verdiği geçici koruma kararlarını onadı, ek tedbir olarak iki kardeşin tedavisine hükmetti. Hakim Mustafa Karadağ'ın iki kardeş için verdiği koruma kararında şunlara yer verildi: 'Şiddet uygulayanların bir sağlık kuruluna muayene veya tedavi için başvurup tedavileri sağlansın. Korunan kişinin konutuna yaklaşamazlar.'
Oya Armutçu/Ankara

İkinci haber:
Arzu'nun anne ve babası da yargılanacak
ALMANYA'nın Detmold kentinde Alman erkek arkadaşı olduğu gerekçesiyle, sevgilinin evinden kaçırılarak ağabeyi Osman Ö. tarafından öldürülen 18 yaşındaki Arzu Ö. cinayetiyle ilgili savcılık, genç kızın anne ve babasının da yargılanmasını istedi.
OLAY nasıl olmuştu?
DAHA önce aile içerisinde şiddet görerek kadın sığınma evine kaçan 18 yaşındaki Arzu Ö., 1 Kasım 2011 tarihinde ailesi tarafından, Alman fırınında birlikte çalıştığı Alexander (20) adlı Alman sevgilisinin evinden silah zoruyla kaçırılmıştı. Arzu için İnterpol de devreye girmiş, aramalar Türkiye'de de sürdürülmüştü. Arzunun cesedi Schleswig-Holstein Eyaleti'ne bağlı Grossensee Köyü yakınlarında bulunmuştu.
Detmold/Almanya

Aklıma takılanlar:
Aile içi şiddetin veya kadına karşı şiddetin temelinde 'akıl sağlığı' sorunu mu yatmaktadır?
Soruya evet cevabı verirsek, Türkiyede kaç kişinin tedaviye ihtiyacı var dersiniz?

Saygılarımla