Mesajı Okuyun
Old 04-08-2009, 01:11   #2
arzaplı

 
Varsayılan

Olayınızda hukuki işlemden doğmuş bir temsil yetkisi sözkonusudur.

Hukuki işlemden doğmuş temsil yetkisi aksi taraflarca kararlaştırılmış olmadıkça ve işin niteliğinden anlaşılmadıkça taraflardan birinin ölümüyle son bulur.

Olayda temsil edilen kişi öldüğünden temsil yetkisi son bulmuştur.

Bu durumda temsilcinin bu durumu bilip bilmemesine göre yaptığı işlemlerin temsil edilenin mirasçılarını bağlayıp bağlaması durumu ortaya çözülmesi gereken problem olarak ortaya çıkar:

B.K 37'ye göre temsilci herhangi bir sebeple(olayınızda ölüm) temsil yetkisinin sona erdiğini öğrenmemişse temsil edilen adına yapılan hukuki işlemler temsil yetkisi devam ediyormuş gibi temsil edileni ve mirasçılarını bağlar.

Olaya dönecek olursak;
Temsilci olan kişi temsil edilen kimsenin öldüğünü bildiğinden temsil yetkisi sona ermiştir.Temsil yetkisi olmadan bir başkası adına sözleşme yapan kimsenin içinde bulunduğu durum "yetkisi temsil" olup bu kişinin eylemlerine yetkisi temsil kuralları uygulanacaktır.
Bu durumda bir kimse temsil yetkisi olmadan(olayınızda temsil yetkisi son bulduğu halde temsil edilen adına sözleşme yapması durumu)bir başkası adına sözleşme yaparsa bu sözleşme temsil edileni icazet vermediği taktirde bağlamaz.Yani temsil edilenin mirasçıları yetkisiz temsilci tarafından yapılan sözleşemeye icazet verirlerse sözleşme geçerli olup yapıldığı andan itibaren mirasçıları bağlar.

İcazet verilmezse sözleşme geçersiz olup iyiniyetli karşı tarafın menfi zararını yetkisiz temsilci ödemek zorundadır.Yetkisiz temsilci kusurluysa yani temsil yetkisine sahip olmadığını biliyor ise (olayımızda da biliyor) hakkaniyet gerektirdiği taktirde hakim müspet zararın ödenmesine de karar verebilir.

Umarım yardımcı olmuşumdur..