Alıntı: Yazan Av.Cengiz Aladağ Neden? 1-İçtihatlar kimsenin değildir. Hatta, kararı veren yüksek mahkemenin bile değildir. 2-İçtihat programı yapan firmaların bu kadar içtihadı nereden buldukları belirsizdir. Öyle ya; a) Yerel mahkemelerden alamazlar; taraf ya da vekil olmadıktan sonra. b) Aynı nedenle yüksek mahkemeden de alamazlar. c) Sırf dergilerden tarasalar, yayınlanmamış içtihatları nasıl açıklayacağız? d) Hepsini avukatlar yollamış olamaz. e) ..... 3- İçtihat prograından kopyala ve yapıştır yapılmış bir içtihat ile klavye ile yazılmış bir içtihadı (yazım hatası olasılığı hariç) birbirinden ayıramazsınız. 4- İçtihat programları kendilerine ait olmayan içtihadı satamayacaklarından, sattıkları şey, veritabanındaki kimseye ait olmayan içtihatlar arasında arama yapmanızı ve bulunan içtihadı görüntülemenizi, gereğinde çıktı almanızı sağlayan bir kullanıcı arayüzüdür. 5- İçtihat programlarında FSEK tarafından korunan eser, içtihat değil, 4.maddede açıkladığım kullanıcı arayüzü yani programdır. İçtihatlar o programda sadece bir veridir. Saygılarımla.

Av. Cengiz Bey'e ben de katılıyorum. Zira bir konu hakkında farklı programlardan içtihat aratırsanız bütün programlarda o konuyla ilgili hemen hemen aynı içtihatların olduğunu görürsünüz. o yüzden FSEK gereğince bir itiraza uğrayacağını ben de sanmıyorum. (uğrasa bile haklı olması zor) Ayrıca "içtihat programı yapan firmalar bu kadar programı nasıl buluyorlar?" sorusu da güzel bir soru. benim duyduğum kadarıyla çoğu firma Yargıtay dairelerinin yazı işleri müdürlerini maaşa bağlamışlar. müdürler de ellerine geçen önemli, özel ve seçmece kararları firmalara gönderiyorlar...