Mesajı Okuyun
Old 08-06-2007, 11:15   #3
Defne Elif

 
Varsayılan

Sayın Umut,
Sayın Yılmaz'ın sunduğu karara ters bir kararı da ben ekliyorum.
Yargutay 13.H.D.25.12.1986 t. 1985/5422 E. 1986/6629 K.sayılı kararı:
(818 S. K. m. 289, 290)

Dava : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı, davalıya kuracağı sermaye şirketinde kullanılmak üzere 3.12.1982 tarihli taahhütname ve borç senedi başlıklı belge ile 5.000.000 TL. para verdiğini 10.4.1984 tarihinde ödenmemesi halinde 1.000.000 TL. ceza koşulunun kararlaştırıldığını, yaptığı icra takibine itiraz edildiğini söz ederek 6.000.000 TL.`sının % 15 icra inkar tazminatı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı, taahhütname ve borç senedindeki imzanın kendisine ait olduğunu kabul etmiş, bu belgeyi B. isimli şahsa boş olarak imzalayıp verdiğini sonradan üzerinin doldurulduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece belgedeki metin aralıklarının imzaya denk düşürülmek için birer satır atlanarak sayfanın doldurulduğu satırların metinde muntazam ve aynı çizgi üzerinde gibi yazılmasına rağmen isimlerin aynı çizgi üzerinde kalmadıkları bu nedenle metnin imzadan sonra yazılmış olabileceği şeklindeki bilirkişi raporu benimsenerek davanın reddine karar verilmiştir.

Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davalı boş kağıda attığı imzanın üst tarafının aleyhine doldurulup, borçlandırıldığını savunmuştur. Bu durum itibariyle uyuşmazlık itimadi muameleden doğduğu açıktır. Açığa imza atılmak suretiyle tanzim olunan senet anlaşmalara aykırı biçimde doldurulduğu usulen ve yasal delillerle kanıtlanmadığı takdirde hukuken geçerlidir.

Yazılı delil karşısında tanık dinletilmesine ilişkin istem karşı tarafın açık muvafakati olmaksızın kabul edilemez.

İmzalı boş kağıdı karşısındakine veren kimse onun üzerine kendisini zararlandırıcı mahiyette ilaveler yapılabileceğini bilir. Bu nedenle doğacak tehlike ve rizikoları ilk başta kabul etmiş sayılır. Mahkemenin bu yönü gözden kaçırarak hukuken geçerli senede rağmen bilirkişi görüşüne dayanarak davanın reddetmesi usule ve yasaya aykırıdır, hükmün bozulması gerekir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, 25.12.1986 gününde oybirliği ile karar verildi.

Bunun gibi bir çok karar olduğunu biliyorum.Sözleşmenin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu bunu iddia edenin yazılı kanıt ile kanıtlaması gerekir.Ya da karşı tarafın açık muvafakatı olduğu takdirde tanık dinlenebilir.
Sayın Yılmaz'ın sunduğu kararda şöyle bir husus var.Eklemeler çok bariz olarak göze çarpıyor.Kalem değişikliği,sıkıştırma yazılar vs.Bu durumda bilirkişi incelemesi yapılabilir görüşünü ben de taşıyorum.Ama matbu bir evrakta boş bırakılan bölümlerin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu ancak yazılı kanıt ile kanıtlanabilir diye düşünüyorum.Hoşçakalın.Cavit Tuna