Mesajı Okuyun
Old 03-01-2008, 17:27   #5
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
Esas: 2001/1804
Karar: 2001/4344
Karar Tarihi: 15.05.2001
ÖZET: Davacının tazminat istemine dayanak yaptığı hak, dava konusu programların Türkiye yetkili satıcısı olmaktan ibarettir. Oysa FSEK. nun 52 nci maddesinde, mali haklara dair sözleşme ve tasarrufların yazılı olması ve konuları olan hakların ayrı ayrı gösterilmesinin şart olduğu hükmolunmuştur. Bu durumda, davacı tarafa dayandığı sözleşme ibraz ettirilerek, bu sözleşmenin yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde davacıya hak sağlayıp sağlamadığı değerlendirilip, diğer bir deyişle davacının aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı üzerinde durularak, sonucuna göre işlem yapılması gerekir.

(5846 S. K. m. 2, 6, 8, 22, 52)
Dava: Taraflar arasında görülen davada Beyoğlu Asliye 2.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 29.11.2000 tarih ve 1999/308 - 2000/434 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi H. Ulus tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Karar: Davacı vekili, müvekkilinin Türkiye'deki tek distribütörü olduğu <P.> isimli veri tabanı programının davalı tarafından lisanssız olarak kullandığının saptandığını ileri sürerek, tecavüzün meni ile fazlaya ilişkin hak saklı kalmak üzere şimdilik 10.000.000.000.-TL. sının faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, daha sonra davalının artık bu programları kullanmadığını belirterek, davasını sadece tazminat istemine hasretmiştir.
Davalı vekili, dava konusu programın dava dışı M. A.Ş. tarafından kurulduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonucuna göre, davalının lisanssız program kullanımı nedeniyle davacının zarara uğradığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 635.625.060.- TL. sının faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, bilgisayar veri tabanı programının lisanssız kullanımından doğan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, maddi olay sabit addedilerek hüküm kurulmuştur.
FSEK. nun 2 nci maddesinde, fikir ve sanat eserleri çeşitlerinden olan ilim ve edebiyat eserleri sayılmakta olup, bilgisayar programları bu maddenin 1 nci bendinde yer almaktadır. Aynı yasanın 6/1 nci maddesi uyarınca ise, diğer bir eserden istifade suretiyle vücuda getirilip de bu esere nispetle müstakil olmayan yazılı fikir ve sanat mahsulleri işlenmedir. Aynı maddenin son fıkrasında, işleyenin hususiyetini taşıyan işlenmelerin bu kanuna göre eser sayılacakları belirtilmiştir. Anılan maddenin birinci fıkrasının devamında sayılan başlıca işlenmeler arasında bilgisayar veri tabanları da bulunmaktadır. Anılan yasanın 8 nci maddesinde ise, bir eserin sahibinin onu meydana getiren; bir işlenmenin sahibinin ise, asıl eser sahibinin hakları mahfuz kalmak şartıyla onu işleyen olduğu açıklanmıştır.
Somut olayda ileri sürülen, bilgisayar veri tabanı programlarının lisanssız kullanımı eylemi, FSEK. nun 22/son madde ve sonuncu fıkrasında açıklandığı üzere, bu programların izinsiz olarak başka bilgisayarlara yüklenmek ve depolanmak suretiyle çoğaltma hakkının ihlali kapsamına girmektedir. Aynı maddenin 1 nci fıkrasına göre ise, çoğaltma hakkı münhasıran eser sahibine aittir.
Davacı ise; eser sahibi olduğu iddiasında değildir. Davacının tazminat istemine dayanak yaptığı hak, dava konusu programların Türkiye yetkili satıcısı olmaktan ibarettir. Oysa FSEK. nun 52 nci maddesinde, mali haklara dair sözleşme ve tasarrufların yazılı olması ve konuları olan hakların ayrı ayrı gösterilmesinin şart olduğu hükmolunmuştur. Bu durumda, davacı tarafa dayandığı sözleşme ibraz ettirilerek, bu sözleşmenin yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde davacıya hak sağlayıp sağlamadığı değerlendirilip, diğer bir deyişle davacının aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı üzerinde durularak, sonucuna göre işlem yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde görülmediğinden kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 15.05.2001 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************