Mesajı Okuyun
Old 18-03-2010, 12:08   #19
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Hukuka Saygı
...Duruşması bugündü ve mahkeme, tebligatın davalıya usulsüz tebliğ edilmiş olması nedeniyle, dava dilekçesinin davalıya tekrar tebliğine karar verdi...

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, 02.02.2005 T., 2004/3962 E., 2005/430 K.: "...Tebligat Yasasının 20, 21 ve özellikle Tüzüğün 28. maddesi uyarınca muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiç biri gösterilen adreste bulunmaz iseler tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini, bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek, beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak imzalaması gerekir. Gösterilen şekil geçerlilik koşuludur ( YHGK. 29.12.1993 tarih E.1993/18-778 K.1993/876 sayılı kararı ). Olayda muhatabın ne sebeple adreste bulunmadığı tevsik edilmediği gibi, haber bırakılan komşunun imzası da alınmamıştır ( HGK. 12.6.2002 gün 2002/18-474 E. 514 K. ). Bu hali ile dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliğine ilişkin tebligat geçersizdir. Bir davanın görülmesi için taraf teşkili esastır. Hakimin bu hususu re'sen gözetmesi gerekir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. HUMK.nun 73. maddesi hükmünde çok açık bir şekilde vurgulanan temel kurala göre, mahkeme tarafları dinlemeden, iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez.
Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilip, dava hakkında savunması alınmadan, taraf teşkili yapılmadan davanın sonuçlandırılması usul ve yasaya aykırı olup, kararın bozulması gerekmiştir..."

Alıntı:
Yazan Hukuka Saygı
Ancak icra dosyasına bir baktım, ihtarlı ödeme emri de aynı şekilde usulsüz olarak muhtara tebliğ edilmiş.
Şimdi ben ikinci defa İcra Mahkemesinin dava dilekçesini tebliğe çıkardım. Bu kez usulüne uygun olarak tebliğ olsa bile, hakim icradan gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliği yüzünden davamı reddeder mi?

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 09.04.2002 T., 2002/6504 E., 2002/7357 K.: "Borçlu hakkında yapılan tahliye istemli takipte örnek 51 ödeme emri tebliği üzerine İİK' nun 269/a maddesi koşullarında itiraz ve yasal sürede ödeme olmadığından alacaklının merciden tahliye istemesinde yasaya uymayan bir yön yoktur. Ödeme emri tebliği usulsüz olsa bile bu hususta borçlu tarafça ayrıca mercie müracaat ile tebliğ işlemi iptal edilmediği sürece tahliye ile ilgili yargılama aşamasında bu eksiklik mercice re'sen nazara alınamaz. Mercice alacaklı isteminin incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğundan bahisle tahliye isteminin reddi isabetsizdir".

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 18.02.2002 T., 2002/2338 E., 2002/3422 K: "Borçlu hakkında 1.1.1994 başlangıç tarihli kira akdine dayanarak yapılan tahliye istemli takipte ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğünü ileri sürerek 17.8.2000 tarihinde Merciden tebligatın usulsüzlüğünü ve muttali olduğu tarihin 15.8.2000 olarak tespitini istemiştir. Borçluya tebliğ edilen 51 örnek ödeme emri 7201 Sayılı Kanununun 21. maddesine göre tebliğ olunmuş ise de, tüzüğün 28. maddesine ilişkin her hangi bir açıklama olmadığından bu tebliğ işlemi usulsüzdür. Dairemiz süreklilik arzeden içtihatlarında da gözlendiği gibi itiraz edilmeyerek takibin kesinleşmesi üzerine alacaklının temerrüt süresinin dolmasından sonra Merciden tahliye istenmesi halinde ödeme emri tebliği usulsüz olsa dahi bu husus ayrıca şikayet konusu yapılıp tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin olumlu bir karar alınmadığı sürece tahliye ile ilgili incelemede re'sen dikkate alınamaz. Yargılama aşamasında tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin varlığı ileri sürülmedikçe Mercice de bu husus bekletici mesele yapılamaz. Bu kurallar ışığında somut olayın incelenmesinde borçlu hakkında yapılan takibin kesinleşmesi üzerine alacaklının Merciden aldığı tahliye kararının tebliği ile takibe muttali olduğunu belirtmiş ve muttali olduğu tarihe göre de yasal süresi içerisinde icrasına borca itiraz ile, Merciden de tebligatın usulsüzlüğünün tespitini istemiştir. Bu olgular karşısında Mercice yapılacak iş yukarıda açıklandığı üzere tebliğ işleminin usulsüzlüğü nedeniyle borçlunun usulsüz tebligata muttali olduğu tarihin tespitine ilişkin karar vermekten ibarettir. Aksine düşüncelerle tahliye dosyası ile ilgili kararın kesinleştiğinden bahisle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir."

P.S: Tahliye konusunda "temerrüt" olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin de hakim tarafından re'sen nazara alınması gerekmesi sebebiyle; yukarıdaki 15 HD nin kararındakine eş bir durumun varlığı gerektiği konusunda Sayın Ergin'e katılıyorum...Yalnız 12 HD nin eklediğim 2. kararında olduğu gibi borçluya tanınan bir hakkın varlığı ve bunu kullanması da hakkaniyete uygun kabul edilebilir (diye düşünüyorum )

Saygılarımla...