Mesajı Okuyun
Old 16-02-2009, 16:56   #7
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
4.Hukuk Dairesi

Esas: 2007/12673
Karar: 2007/13588
Karar Tarihi: 05.11.2007

ÖZET: Davalının hatalı davrandığı ileri sürülerek tazminat isteminde bulunulmuştur. Şu durumda, açıkça kişisel kusura dayanılmıştır. O nedenle, Anayasa'nın 129/5. maddesi hükmünün göz önünde tutulabilmesi söz konusu değildir. Mahkemece, işin esasının incelenmesi; davalının kişisel kusurunun bulunup bulunmadığının araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Ayrıca dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine karar verilmesi gerekir.


(2709 S. K. m. 129) (2577 S. K. m. 2, 11)

Davacı, Ergun K. vekili Avukat Ahmet E. tarafından, davalı Gönül Z. ve Sağlık Bakanlığı aleyhine 10.08.2005 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 10.11.2005 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

1- Davacının davalı Gönül Z.’e yönelik temyizi yönünden;

Dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davalı Gönül Z. Yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı Bakanlık yönünden ise mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. Karar davacı tarafça temyiz edilmiştir.

Davacı, davalı Gönül Z.’in dikkatsiz ve özensiz şekilde yaptığı iğne sonucu, ayağında oluşan sinir zedelenmesi nedeniyle sakat kaldığını iddia ederek iş güç kaybı ve manevi tazminatın tahsilini istemiştir. Mahkemece, davanın idare aleyhine karşı açılması gerektiği davalıya husumet yöneltilemeyeceği gerekçe gösterilerek yazılı şekilde karar verilmiştir.

Anayasa'nın 129/5. maddesinde, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının, ancak idare aleyhine açılabileceği benimsenmiştir. Ne var ki bu kural mutlak olmayıp idari yetkilerin kullanılma alanı ile eş anlatımla, idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlar ile sınırlıdır.

Özellikle, haksız eylemlerde; kamu görevlisinin Anayasanın bu güvencesinden yararlanma olanağı bulunmamaktadır. Somut olayda, davalının hatalı davrandığı ileri sürülerek tazminat isteminde bulunulmuştur. Şu durumda, açıkça kişisel kusura dayanılmıştır. O nedenle, Anayasa'nın 129/5. maddesi hükmünün göz önünde tutulabilmesi söz konusu değildir.

Nitekim, bu hususlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.10.2007 tarihli, 2007/4-640 Esas, 725 Karar ve 31.10.2007 tarihli 2007/4-800 Esas, 797 Karar sayılı kararlarında da aynen benimsenmiştir.

Mahkemece, işin esasının incelenmesi; davalının kişisel kusurunun bulunup bulunmadığının araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Açıklanan nedenlerle, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

2- Davacın davalı Sağlık Bakanlığı'na yönelik temyiz istemine gelince;

İdari Yargılama Usul Yasası'nın 2. maddesinde hangi işlerin idari yargı yerinde bakılacağı belirtildikten sonra aynı yasanın 11. maddesinde idari yargı yerine başvurmanın yöntem ve usulü de hüküm altına alınmıştır. Anılan yasa maddesi gözetildiğinde, mahkemenin talep halinde ve dosya kesinleştiğinde Kastamonu İdare Mahkemesine gönderilmesine ilişkin kararının bu maddeye aykırı olduğu açıktır.

Şu halde, dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine karar vermek gerekirken, gönderme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda 1 ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 05.11.2007 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluğun bozma kararının 1. bendine katılmıyoruz. (¤¤)

(KAYNAK: Av. Ahmet EREN)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları