Mesajı Okuyun
Old 22-12-2020, 21:09   #2
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Zeytin
2- Sulh Hukukta tahliye davası açsak? Onda bir süre var mı?


Özellikle ikinci sorumun cevabını (sulh hukukta temerrüt nedeniyle tahliye davası için bir süre olup olmadığını) merak ediyorum. Eğer yoksa, icra hukukta 6 aya takılırız diye sulh hukukta açmak mantıklı gibi.

Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 2011/8997 Esas 2011/14048 Karar 08.12.2011 Tarih:

Dava: Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarda tarih ve numarası yazılı tahliye-alacak davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Karar: Dava, temerrüt sebebiyle tahliye ve kira alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece tahliye isteminin reddine, kira alacağının tahsiline karar verilmesi üzerine hüküm davacı tarafından tahliyeye dair olarak temyiz edilmiştir.

Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının 1.4.2009 tarihli kira sözleşmesi gereğince aylık 275 USD kira parasıyla kiracı olduğunu, davalının 2009 yılı Nisan ila Ağustos arasındaki 5 aylık kira parasını ödememesi sebebiyle 27.8.2009 keşide tarihli temerrüt ihtarı gönderildiğini, ihtarın davalıya 28.8.2009 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı kiracının 30 gün içinde kira borcunu ödememesi sebebiyle temerrüt gerçekleştiğinden temerrüt sebebiyle tahliyeye ve ödenmeyen 3.575 USD kira alacağının tahsilini talep etmiştir. Davalı, kira süresinin bitiminden itibaren 1 ay içinde dava açılmadığından davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının 1.4.2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayanarak davalıya 27.8.2009 tarihli ihtar göndermiş ise de davayı 1.4.2009-1.4.2010 kira dönemi bitiminden sonra yenilenen dönemde 4.5.2010 tarihinde dava açtığı, davacının akdin devamında rızası olması karşısında temerrüt sebebiyle tahliye isteminde iyi niyetli olmadığı gerekçesiyle tahliye davasının reddine, ödenmeyen 3.575 USD kira alacağının tahsiline karar verilmiştir.

Taraflar arasında 1.4.2009 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi düzenlendiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı tarafça, davalı kiracıya gönderilen 27.8.2009 keşide tarihli temerrüt ihtarnamesi davalıya 28.8.2009 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı kiracının 30 gün içinde kira borcunu ödememesi üzerine 4.5.2010 tarihinde temerrüt sebebiyle tahliye davası açılmıştır. B.K.'nun 260. maddesi gereğince temerrüt ihtarnamesinde 30 günlük ödeme süresi verileceği düzenlenmiştir. İhtarın tebliğinden itibaren 30 günün geçmesiyle davacının dava açma hakkı doğmuş olur. B.K.'nda dava açma hakkı kazanan davacının hakkını kullanması süreye bağlı tutulmamıştır. Kiralayan her zaman davasını açabilir. Ancak istisna olarak taraflar arasında yeni bir sözleşme yapılmışsa veya ihtarın tebliğinden itibaren çok uzun bir süre geçmiş ise eski zamana ait ihtarname tahliyeye esas olamaz. Olayımızda ise, temerrüt ihtarnamesi davalı kiracıya 28.8.2009 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı kiralayan 4.5.2010 tarihinde tahliye davasını açmıştır. İhtarnamenin tebliğ tarihiyle dava tarihi arasında çok uzun bir süre geçmediği gibi, dava 1.4.2010-1.4.2011 kira döneminin henüz başında açılmıştır. Bu durumda mahkemece MK. nun 2 nci maddesine aykırılık teşkil edecek uzun bir süre geçmediğinden kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle tahliye isteminin reddine karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan sebeplerle davacının temyiz itirazlarının kabulüyle tahliyeye dair hükmün BOZULMASINA, istenmesi halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 08.12.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

*Yeni TBK 315- Eski BK 260

Saygılar,