Mesajı Okuyun
Old 14-03-2009, 12:38   #1
duyurucu1

 
Mutlu 13-Eureka! Eureka!

13-EUREKA! EUREKA!

Dedim ya bu duyurucu1 denen ve avukat olduğu bile meçhul zatın esasında katli vaciptir.Yüzlerce yıllık teamül var gelenekler varken kalkmış sağa sola dilekçe veriyor.Neymiş efendim “Ben GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ”DENİLDİĞİNDE AYAĞA KALKACAK MIYIM?Tamam anladık,bütün avukatlar 1904 yılında Nobel Fizyoloji veya Tıp ödülünü alan pavlovun civcivleri gibi ayağa kalkmaktalar.Hatta avukatlar işi o kadar cıvıttılar ve o kadar temyiz kudretlerini yitirdiler ki,içerisinde “gereği” ve “düşünüldü” geçen her cümlede ayağa kalkar oldular.

Örneğin geçenlerde bir avukat arkadaşımın bürosunda sohbet ediyorduk.

Ben konuşma sırasında siyasetten söz ediyordum.Bir ara ““Gereği” neyse o yapılmalı meslektaşım “ demişim.Avukat arkadaşım hop ayakta.Bir türlüde oturmuyor.

Ben “ne oldu” falan derken.

”Abi bende tik oldu.Her “gereği” kelimesinde ayağa kalkıyorum.dedi.Meğer psikolojik tedaviye başlamış.Her Cuma ve Salı günü saat 16.00’da Bakırköy Ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde tedavi seansına gidiyormuş.

Yine geçenlerde mahkemedeyiz.Hakim avukata sordu. “Nasıl tedavinde gelişme var mı?”dedi

Meğer o avukat arkadaşımızda da tik olmuş. Her “düşünüldü” kelimesinde ayağa fırlıyormuş.Bu biraz daha ileri düzeyde .Çünkü kendisi ayağa kalkmakla yetinmiyor illa diğer avukatları da ayağa kaldırıyormuş.

Bunun üzerine ben de kendimi dinlemeye başladım.Birde ne göreyim.Ben de her “gereği” kelimesinde ayağa kalmaya hamle diyorum.”düşünüldü” kelimesinde ise “ıh” diyorum.

Ne yapacağız ?Ne edeceğiz?Ayağa kalkacak mıyız?Kalkmayacak mıyız?diye baroya baş vurdum.Barolardan bu konuda “tık yok”

“Ne yapsam ,ne etsem diye düşünürken,banyoda aklıma bir fikir geldi o anda gözüm döndü,uçtum.Ben, “Eureka!Eureka!(Türkçesi:"Buldum!Buldum!)”diye banyodan anadan üryan fırlamışım.Neyse beni evdekiler zar zor sakinleştirdi.Kurulandım.Giyindim.Bulduğum ve aklımı oynatan beni banyodan dışarı fırlatan düşünce şuydu;Bundan böyle her davam olan her mahkemeye dilekçe verecektim.Bu düşünce uyarınca pazartesinden itibaren; aşağıdaki dilekçeyi her girdiğim Mahkemeye vermeye karar verdim.

Neme gerek arkadaş.Ben Öyle Ömer Kavili gibi hakimlerle tartışamam.Zaten ufak tefek bir şeyim.Bakarsın iri kıyım bir hakime rastlarım adam üzerimden tır gibi geçer.Yada cüsseli bir mübaşir, hakimin “dövün şunu!”kararını icra eder. Ederde dövüldüğüme ilişkin bir tane dahi şahit bulamam.

Ben munis ve de uysal bir adamım.Zaten anam adımı uysal koyacakmışta.Babam “Hayır! onun zaten soyadı uysaluyaroğlu.Adını da uysal koyarsan prozodiye uymaz.”demiş ve adımı Duyurucu1 koymuşlar.Bu nedenle neme gerek.Ben öyle mahkemelerde ağız dalaşına girmem.Duruşmalar başlamadan veririm dilekçemi ,alırım cevabımı.

Hakim;”Otur!”derse.Otururum.Yerimden kalkmam.

Hakim;”Kalk!”derse.Kalkarım.”otur!”deyinceye kadar da oturmam.

Benden hepinize tavsiye sizde böyle yapın.Öyle Ömer Kavili gibi orta yaş avukatların gazına gelmeyin!Siz benim dediğimi yapın. Aşağıdaki örneğini verdiğim dilekçeyi duruşma başlamadan bir gün önce götürün hakime havale ettirip dosyanıza koyun.

Yada isterseniz beni bekleyin.Benim başıma neler geliyor.İzleyin.Eğer beni hakimler ,savcılar ve de mübaşirler mahkeme koridorunda dövüp linç etmezlerse O zaman siz de verin. (ki bu ancak Türk Hukuk Sitesine eğer yazılarım devam ederse anlaşılır aksi halde bilin ki linç edilmişimdir ve sakın ola dilekçe vermeyin!)

İşte dilekçe aşağıya yazıyorum.

.. Mahkemesi Sayın Hakimliği’ne
MERSİN
DOSYA NO:

TALEBİM:Son zamanlarda hukuk camiasında ,Avukatların yargılamanın aşamalarında konuşurken(soru sorarken ,sorulara cevap verirken,savunma yaparken,…)ve Hakimler GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ dediklerinde verdikleri ara kararlarını tutanağa yazdırırken ,ayağa kalkıp kalkmayacakları konusunda tereddütler yaşanmaktadır.

-Bazı mahkemelerde avukatlar ayağa kalkmadıkları zaman hakimler tarafından “Hakime saygısızlık” olarak algılanmaktadır.
-Bazı Mahkemelerde de hakimler avukatları sözlü uyarmak suretiyle ayağa kalkmalarını sağlıyorlar.
-Bazı mahkemelerde de hakimler mübaşirlere talimat vermek suretiyle avukatları mübaşir vasıtasıyla uyarıyor ve ayağa kaldırıyorlar.
-Bazı mahkemeler ise avukatları ayağa kaldırmıyorlar.Avukatların ayağa kalkıp kalkmamasını sorun dahi etmiyorlar.

Hal böyle olunca ben ne yapacağımı şaşırdırm. Mahkemenizde yargılamanın seyri esnasında ayağa kalkıp kalkmamakta tereddüt ediyorum.Ne yapacağımı bilemiyorum.

Mahkemenize karşı saygıda kusur etmemek için yargılamanın seyri esnasında ne yapmam gerektiğini gerekçeli bir şekilde tutanağa yazdırmanızı arz ve talep ederim.

Benim görüşüm; ,Avukatların yargılamanın aşamalarında konuşurken(soru sorarken ,sorulara cevap verirken,savunma yaparken,…)ve Hakimler GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ dediklerinde verdikleri ara kararlarını tutanağa yazdırırken aşağıda gerekçelerini belirttiğim nedenlerden dolayı ayağa kalkmamak şeklindedir.


TALEBİM KONUSUNDA BENİM GÖRÜŞÜM:

[B]Hüküm fıkrasından ne anlaşılmak lazım gelir?[/b]

Hüküm fıkrasından ne anlaşılmak lazım geldiği CMK.223/1 de açıklanmıştır.Buna göre
Hüküm;
a)Beraat
b)Ceza verilmesine yer olmadığı
c)Mahkumiyet,
d)Güvenlik tedbirine hükmedilmesi
e)Davanın reddi
f)Davanın düşmesi kararları hükümdür.

Hüküm kanunda sayılmak suretiyle belirtilmiştir.Diğer taraftan Anayasa madde:9”Yargı yetkisi,Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerse kullanılır.”demektedir.Mahkemelerin ve hakimlerin yargılama faaliyetleri kendi adlarına yada bir sınıf adına değildir.Bu yetkiler Türk Milleti adına kullanılmaktadır.Keza Yasama Organı da yasa çıkarma yetkinsi Türk Milleti adına kullanmatadır.Yürütme Organı da yürütme yetkisini Türk Milleti adına kullanmaktadır.

Bir kararın hüküm olup olmadığı nasıl anlaşılır?

CMK:223/1 nelerin hüküm olduğunu saymak suretiyle belirtmiştir.
CMK 224 hükümlerde gerekli oy sayısını
CMK.225 hükmün konusunu belirtmektedir.

CMK.232 şekli unsurlarını belirtmektedir. Hakimin verdiği karar eğer hükümse CMK.232 de belirtilen şekil şartlarına uygun olmalıdır.CMK 232 dışındaki kararlar hüküm değildir.

HUMK’da da hükümün ne olduğunu Onuncu fasılda 382-412 maddelerinde tereddüte yer vermeyecek şekilde belirtmiştir.

Hükmün ne olduğu konusunda yasamızda muğlaklık yoktur.

Hüküm dışında Hangi kararlar-eylemler ayakta karşılanacak?

Bazı kararlar ve işlemlere-eylemler saygı gereği ayakta karşılanır.Örneğin Baroda stajyer bir avukat adayının yemin etmesi sırasında herkes ayağa kalkar.Keza Mahkemelerde CMK.55/2 uyarınca yemin sırasında herkes ayağa kalkar.Ve yemini ayakta karşılar.Bayrak göndere çekilirken.İstiklal Marşı söylenirken herkes ayakta karşılar.Cumhurbaşkanı bir yere geldiğinde Milletin ve Devletin başı olması hesabıyla herkes ayakta karşılar.

Mahkemelerin tüm kararlarını ayakta karşılamak gerekir mi?

Yargılama faaliyetlerinde bulunan mahkemelerin faaliyetinin tümünü ayakta karşılamak gerekmez.Çünkü mahkemelerin işlemlerinin çoğunluğu idari işlem niteliğindedir.Örneğin “Nüfus kaydının istenmesine..”şeklinde verilen bir G dedikten sonraki ara kararı neden ayakta karşılansın?”Tanıkların zorla getirilmelerine..”kararı neden ayakta karşılansın?

[COLOR="black"]Mahkemelerin hangi kararı ayakta karşılanır?[/color]

Hüküm hakimin uyuşmazlıkla ilgili” Türk Milleti adına!” verdiği ve yargılamayı bitiren ve dosyadan elini çekmesini sağlayan nihai kararıdır.İşte gerek Ceza Mahkemelerinde gerek Hukuk Mahkemelerinde ve diğer mahkemelerde “Türk Milleti adına!”verilen kararlar ayakta karşılanır.Bunun dışında hangi ad ile verilirse verilsin mahkemelerin verdiği kararlar ayakta karşılanmaz.

CMK.231/4 açık bir şekilde ve CMK:223/1 de saymak suretiyle belirtilen hüküm fıkrasının herkes tarafından ayakta dinleneceğini belirtmektedir. Ayakta dinlenmesi gereken ve sayılan nihai kararlar şunlardır:
(a)Beraat
b)Ceza verilmesine yer olmadığı
c)Mahkumiyet,
d)Güvenlik tedbirine hükmedilmesi
e)Davanın reddi
f)Davanın düşmesi) kararları hükümdür. Nihai karar ,Türk Milleti adına verildiği için ve yargılamayı bitiren bir karar olduğu için ayakta karşılanmak lazımdır.Bunun dışında verilen ara kararı niteliğindeki kararlar için ayağa kalmak gerekmez.

Mahkemelerde hakimlerin “Gereği Düşünüldü” dedikten sonra zabıtlara yazdırdıkları ara kararlar hüküm değildir.Avukatın yada tarafların ayağa kalkması gerekmez.

Hüküm açıklanırken hakim/hakimler ve savcı ayağa kalkmalı mı?

CMK:231 gerekçesinde ise ”Hüküm açıklanırken mahkeme kurulu ve Cumhuriyet Savcısı hariç,duruşma salonunda bulunan herkes ayağa kalkmak zorundadır”denmektedir.Bu ibare karşısında hüküm açıklanırken hakim ve savcı ayağa kalkmazsa kimse bir şey diyemez.

Ancak;

Bize göre “herkes” kavramı içerisine kararı veren hakimler ve Cumhuriyet Savcısı da girmektedir.Çünkü; nasıl yemin sırasında CMK55/2 uyarınca yemini yaptıran hakim/hakimler dahi ayağa kalkıyorsa ve yemin sırasında kendilerini “herkes”kavramı içerisine koyuyorlarsa,yeminle özdeş bir eylem olan “Türk Milleti adına” verilen bir hükmün açığa vurulması eylemi olan nihai kararın açıklanması eyleminde de kararı veren hakim/hakimler ve Cumhuriyet Savcısının da kendini “herkes”kavramı içerisinde görmesi ve ayağa kalkması gerekir.Türk Milleti adına nihai karar açıklanırken o kararda taraf olunsun yada olunmasın oturmak Türk Milleti’ne karşı hasmane olmasa bile saygıda eksiklik diye algılamaktayız.


NETİCE OLARAK:
Avukatların yargılamanın aşamalarında konuşurken(soru sorarken ,sorulara cevap verirken,savunma yaparken,…)ve Hakimler GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ dediklerinde verdikleri ara kararlarını tutanağa yazdırırken ,ayağa kalkmaması şeklindedir.

Bu konuda sayın mahkemede aynı görüşte ise tutanağa kısaca yazdırmasını aksi görüşte ise de tutanağa gerekçesi ile yazdırmasını arz ve talep ederim

Davacı/davalı/müşteki/sanık/
Vekili
Avukat……