Mesajı Okuyun
Old 24-04-2007, 16:31   #6
Bahadır Turan DURMAZ

 
Varsayılan

Seher hn,

Öncelikle belirtmek gerekirse bu husus HUMK 75. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu göre; Hakim davanın her safhasında iki tarafın iddiaları hududu dahilinde olmak üzere kendilerini istima ve lazım olan delillerin ibraz ve ikamesini emredebilir.



Bundan farklı olarak HUMK 179. maddesinde dava dilekçesinde dava iddiasının dayanağı olan delillerin nelerden ibaret olduğunun yazılması gerektiği hususu üzerinde durulmuştur.



Bu iki husus bir arada değerlendirilecek olursa hukuk davalarındaki yol belirlenecektir. Hukuk davalarında esas olan bir tarafın iddiası ve bir tarafın savunması sonrasında tarafların ileri sürdüğü delillerde dikkate alınarak bir karar verilmesidir. Hakim, taraflara hatırlatma yapamaz, kamu düzeninden olmayan hususlar hakkında re'sen hareket edemez ve karar veremez. Buna göre dikkat edilmesi gereken husus "kamu düzeninin" nerelerde var olup olmadığıdır. Dava çeşidi olarak tapu tescil ve iptal davaları kamu düzeninden değildir ancak diğer davalarla ortak kamu düzenine ilişkin hususları(yetki vs.) olabilir. Ancak, dava dilekçenizde belirttiğiniz ve iddialarınız doğrultusunda olması gereken delillerin ikamesini hakim emredebilir. Peki ya emretmezse ne yapılır, aslında sorunuzun esası bu olsa gerek. Hakim emretmez ise, yargıtay tarafından, yerel mahkeme kararı dayandığı delil ve gerekçelere göre tatmin edici bulunmaz ise bozulma ihtimali vardır.



Zannedersem akıl karıştıran şey, kadastro mahkemelerinin yargılama usulüdür. Kadastro Kanunu'na göre;

YARGILAMA USULÜ:

Madde 29 - Kadastro mahkemesinde gelmeyen tarafın yokluğunda duruşma yapılır. Taraflardan hiç biri gelmez ise dosya işlemden kaldırılmaz. Hakim, toplanması mümkün olan delilleri inceler ve 30 uncu madde hükmünce işi karara bağlar.

Bir mirasçı diğerlerinin muvafakatı olmadan dava açabilir ve yalnız başına davaya devam edebilir. Mirasçılarının tayin edilememesi sebebiyle ölü olduğu belirtilerek kayıt sahibi adına tespiti yapılan taşınmaz mallar hakkında, ölünün ismi açıklanarak mirasçıları denilmek suretiyle mirasçılar aleyhinde dava açılabilir. Dava sırasında davalının davadan önce öldüğünün anlaşılması halinde davaya mirasçıları aleyhine devam edilir.

Bu Kanunun tatbikinde ayrıca açıklık bulunmıyan hallerde basit yargılama usulü uygulanır.

Kadastro mahkemeleri adli tatile tabi değildir.

DELİLLER VE HAKİMİN TAKDİRİ:

Madde 30 - Kadastro tutanaklarında beyanlarına başvurulan kişiler, bu beyanlarına gerekçe gösterilerek itiraz edilmedikçe, yeniden dinlenmezler. Ancak hakim, kadastro tutanağındaki beyanla, duruşma sırasında topladığı deliller arasında çelişki görürse, bunu gidermek için tutanakta beyanlarına başvurulan kimseleri tanık sıfatıyla yeniden dinleyebilir.

Kadastro komisyonlarından gönderilen tutanaklar ile mahalli mahkemelerden devredilen dosyaların muhtevasından malik tespiti yapılamadığı veya dava açan mirasçının dışında başka mirasçıların da bulunduğu anlaşıldığı takdirde, hakim resen lüzum gördüğü diğer delilleri toplayarak taşınmaz malın kimin adına tescil edileceğine karar vermekle yükümlüdür. Taşınmaz malın ölü bir şahsa ait olduğu anlaşılır ve mirasçıları da tespit edilemezse, ölü olduğu yazılmak suretiyle o şahsın adına tescil kararı verilir.

Kadastro mahkemesinde açılmış davalarda, ihtilaf taşınmaz malın muayyen bir kısmına münhasır kalıyorsa, ilgililerin talebi üzerine ve imar mevzuatı da engel teşkil etmediği takdirde ihtilaflı olmayan kısım ifraz edilerek davaya ihtilaflı kısım üzerinde devam edilir.



Kadastro davaları kamu düzenindendir. Kamu düzenini ilgilendirdiği için farklı usüller benimsenmiştir. Ancak tapu tescil ve iptal davasında malesef böyle bir durum söz konusu değil diye düşünüyorum.Umarım cevap verebilmişizdir.