Mesajı Okuyun
Old 01-09-2006, 18:19   #9
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yargıtay kararı: Basındır abartır
23/08/2006 (130 kişi okudu)

RADİKAL - ANKARA - Yargıtay, basın özgürlüğünün abartı ve kışkırtma da içerdiğini, gazetecilerin kullandığı deyimlerin polemik niteliğinde olsa da, asılsız, kişisel saldırı olarak görülemeyeceğine karar verdi.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, basın özgürlüğünü yorumladığı kararını, gazeteci Tuncay Özkan hakkında açılan davada verdi. Özkan 20-23 Nisan 2001 tarihlerinde Milliyet gazetesinde yayımlanan yazı dizisinde, dönemin İstanbul Valisi Erol Çakır'ın, dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'a yazdığı bir mektuba yer vermişti. Özkan, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde 'Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Büro Amirliği' adıyla gizli bir istihbarat örgütü kurulduğunu, aralarında Vali Çakır'ın da bulunduğu bazı isimlerin bu örgütçe izlendiğini öne sürmüş, Tantan'ı eleştirmişti.

Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Tantan'ı basın yoluyla adiyen tahkir ettiği gerekçesiyle hakkında dava açılan Özkan'ın beraatine karar vermişti. Ancak Yargıtay 4. Ceza Dairesi bu kararı bozmuştu. Yargıtay Başsavcılığı da bozmaya itiraz ederek beraat kararının onanmasını istemişti. Yargıtay Ceza Genel Kurulu itirazı kabul ederek beraat kararını oyçokluğuyla onadı.
'Kamu görevi yapanlar sert eleştirilebilir'

Kararda, basın özgürlüğü şöyle yorumlandı: "Eleştirinin sert üslupla gerçekleştirilmesi, kaba olması ve nezaket sınırlarını aşması, eleştirenin amacına, psikolojisine, eğitim ve kültür düzeyine bağlı bir olgu. Ancak kabul edilmelidir ki basın özgürlüğü, belli ölçülerde abartmayı, hatta kışkırtmaya başvurmayı da içerir.

Gazetecilerin kullandıkları deyimler, 'polemik' niteliğinde olsa da nesnel bir açıklamayla desteklendiğinde bu ifadeler asılsız kişisel saldırı olarak görülemez. Kamu görevinde bulunan veya talip olanların, diğerlerine oranla daha sert eleştirilere muhatap olması da doğal karşılanmalı. Eylem, bakanı görevinden dolayı aşağılama ve küçültme boyutunda değil."



Sayın ahmetsacit,

Aynı haberi Radikal gazetesi böyle vermiş.(Ama kuşa çevirmemiş.) Zaman Gazetesinin amacı (ısrarla söylüyorum) haber vermek olsaydı, kararın can alıcı yerlerini ıskalamazdı....

8 inci maddede iki farklı tavırdan bahsetmek istemiştim. Konu başlığınız zaten buydu. İlk mesajımda sizde mi böyle düşünüyorsunuz diye sordum. Siz de evet ben de böyle düşünüyorum dediniz. 8 inci maddeye son verdiğiniz yanıt da açık olmamakla birlikte ilk fikrinizden caydığınızı düşündürtüyor...

Ben 8 inci maddeye ilk önce şöyle yazacaktım: "Henüz hukuk öğrencisi iken dahi, görmediğiniz kararları eleştirip bir kanaat edinecek kadar engin hukuk bilgisini nereden edindiniz? Bana da öğretirmisiniz?"

Ancak daha nazik olmaya karar vermiştim. Ama görüyorum ki aynı nezaketi siz bana göstermediniz.

Madde madde verdiğiniz yanıtları yanıtlamak istemiyorum. Gördüğüm kadarıyla hem haberi anlamamışsınız, hem de benim yazdıklarımı...Haberi ve yazdıklarımı sakin kafayla bir daha okuyun lütfen...Eğer önyargınız yoksa, benim gibi düşüneceksiniz. Önyargı demişken...Bu hususta benim önyargım yok inanın...Kesin yargım var...Yılların getirdiği meslek ve hayat tecrübesiyle bu kesin yargılardan kurtulmaya niyetim de yok...Ama sizin belli tür haberleri belli gazetelerden vermek gibi bir önyargınız da var...

Saygılarımla