Mesajı Okuyun
Old 30-08-2007, 12:22   #6
Kadir COŞKUN

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi

Esas : 2003/2695
Karar : 2003/15676
Tarih : 30.09.2003

ÖZET : Özet yazımı tamamlanmamıştır. Lütfen karar metnine bakınız.

(1475 sayılı İş K. m. 16/2, 18)

KARAR METNİ :
Taraflar arasındaki,kıdem, ihbar ve sendikal tazminatı ile izin ücreti, prim alacağının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ait hüküm süresi içerisinde duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 29.9.2003 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat Gülayşe Tüzün geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

1.Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı yasal gerektirici nedenlere gore, davalının aşağıdaki benlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2. Davalı işveren tarafından işyeri personel yönetmeliği 1.7.2001 gününde değiştirilmiş ve bazı işçilik hakları bakımından sınırlamaya gidilmiştir. Davacı işçi, bu konuda işverence hazırlanan ve yeni yönetmeliğin kabul edildiğine dair muvafakat belgesini imzalamadığını belirterek, anılan yönetmeliğin uygulanamayacağını ileri sürmüş ve ihbar, kıdem tazminatları ile ilgili fark isteklerde bulunmuştur.

Mahkemece, davacı için yeni yönetmeliğin uygulanmasının söz konusu olamayacağı gerekçesiyle isteklerin kabulüne karar verilmiştir.

İşverence tek taraflı olarak yürürlüğe konulan personel yönetmeliği ile, önceki personel yönetmeliğinde belirlenen kıdem tazminatı, ihbar önelleri ve izin süreleri indirilmiş ve 1475 S. İş Kanunundaki gibi tesbit edilmiştir.

Davalı işverenin bu uygulamasının, iş şartlarının işçi aleyhine olarak tek taraflı değiştirilmesi olduğu kabul edilmelidir. Bu halde davacının 1475 S. İş Yasasının 16/II -e maddesi uyarınca akti haklı olarak fesih imkanı vardır. Ancak davacı işçi anılan kanunun 18. maddesinde ön görülen 6 işgünü içerisinde bu yola gitmemiştir. Böyle olunca davacı işçi bakımından 1.7.2001 gününden itibaren yeni personel yönetmeliğinin uygulanması gerekir. Buna göre ihbar ve kıdem tazmintlarının işverence yeni personel yönetmeliğinde belirlenen sürelere göre hesaplanarak ödenmesi yerindedir. İhbar ve kıdem tazminatı fark isteklerinin reddine karar verilmelidir.

SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istem halinde ilgiliye iadesine, 30.09.2003 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY: Taraflar arasında itilaf konusu olan ve davada öncelikle çözümlenmesi gereken husus hizmet akdi işveren tarafından sona erdirilen davacıya 1.7.1997 yürürlük günlü yönetmeliğinmi yoksa 1.7.2001 günü yürürlüğe konulduğu bildirilen yönetmeliğinmi uygulanacağı konusudur.

Öncelikle belirtmek gerekir ki Dairemiz çoğunluğunca uygulanması kabul edilen 1.7.2001 tarihi yönetmeliğin, 1.7.1997 günlü yönetmeliğin 14. maddesine uygun biçimde Yönetim Kurulu Kararı onayı ile yürürlüğe konulduğu kanıtlanmış değildir.

Yeni yönetmeliğin işveren tarafından Yönetim Kurulu kararı ile yürürlüğe konulduğu kabul edilse bile, bu yönetmelik usulünce davacıya tebliğ edilerek hizmet aktinin eki niteliğinde olan yönetmelik değişikliklerini kabul ettiğine dair işçinin beyanı alınmamıştır. Yeni yönetmelik ile işçiye önceki yönetmelikte tanınan bazı haklar tamamen kaldırılmış veya iş yasasındaki sınırlara indirilmiştir. Böylece hizmet akdinin eki niteliğindeki eski yönetmelik işveren tarafından tek taraflı olarak yeniden düzenlenerek genel iş koşulları işçi aleyhine değiştirilmiştir. Doktirinde de benimsenen akit teorisi gereği bu tür değişiklikler taraflar anlaşarak yapılabilir. 4857 S. İş Kanunu´nun 22.maddesinde de bu görüş doğrultusunda "işveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki nitelikteki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar yada işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içerisinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklik işçiyi bağlamaz." biçiminde düzenlemeye yer verilmiştir.

Bu sonuç akit teorisinin ve iktisaden zayıf olan işçiyi koruma ilkesinin bir gereğidir.

Somut olayda işveren yeni yönetmelik konusunda işçiden muvafakatname istemiş işçi bunu kabul etmeyince hizmet akdini sona erdirmiştir. Dosya içeriğinden bu hususlar açıkça anlaşılmaktadır.

Daire çoğunluğunun benimsediği gibi bu değişiklikler sebebiyle işçinin 1475 s. Kanunun 16/2 maddesi gereği fesih hakkını kullanmamış olmasını bozma gerekçesi olarak kabul etmek genel İş Hukuku İlkeleri ile de bağdaşmaz. Zira işçinin kendi aleyhine olacak fesih hakkını kullanmaması işçi aleyhine gerekçe yapılamaz. İşçi değişiklik önerisini kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir nedene dayandığını veya fesih için başka bir geçerli nedenin bulunduğunu açıklayarak, bildirim süresine uyarak iş sözleşmesini fesih edebilir. Dava konumuzda işveren fesihte geçerli bir nedene dayandığınıda kanıtlayamamıştır.

Yukarıda açıklanan sebeplerle davacının sendikal tazminat dışındaki alacaklarının önceki yönetmelik hükümlerine göre hasaplanıp hüküm altına alınmasını kanun ve dosya içeğine uygun bulduğumdan daire çoğunluğun bozma kararının (2) no.lu bendine katılamıyorum.

Kaynak : Corpus