Merhaba.
Bir taşınmaza ait tapu kaydında A, B, C, D, X(Y) ve M(müvekkil) kişileri malik olarak görülmekteler.
A ve B M'nin kardeşi. C ve D başkaca şahıslar. X'in kim olduğu bilinmiyor.
A, B, C, D idare aleyhine kamulaştırmasız el atma sebebiyle tazminat davası açıyor. X(Y) ve M 'davacı değiller. Paydaşlara düşen tazminat miktarları bilirkişi raporuyla tespit olunuyor. X ve M'nin alabileceği miktarlarda belli oluyor. Dava kazanılıyor. Halen temyiz aşamasında.
Davacılar X'in kim olduğunu bilmiyor. Fakat yaptığım araştırmalar neticesinde X aslında M ve kardeşleri A ve B'nin öz anneleri olan Y. Tapu kaydına yanlışlıkla Y yerine X yazılmış. Y vefat etmiş.
Bu durumda A ve B açtıkları davada babalarından kalan kendi hisselerini almışlar. Fakat annelerinden kalan (Y) hisseleri duruyor.
M hiç dava açmadığından hem kendi hissesi hem de annesinden alması gereken hisse duruyor.
M kendi hissesine düşen miktarı alabilir. Fakat Y'den kalan hisseyi almak istediğinde TMK'nın 640. maddesine takılıyor.
A ve B açtıkları davada kendilerini Y'nin mirasçıları olarak göstermişler. Halbuki A ve B annelerinin değil babalarının mirasçıları. Fakat X'in aslında anneleri olan Y olduğunu bilmedikleri için annelerinin miras payına dokunmamışlar. Bu durumda A ve B'nin kendilerini Y'nin Mirasçısı olarak göstermesi elbirliği halindeki mülkiyeti, miras ortaklığını sürdürmeme iradesinin oluştuğunu gösterir mi? Bu durumda M hem kendi payı hem de annesinden kendine düşen pay için tek başına dava açabilir mi?
Bu davayı açmadan evvel düzeltim davası mı açılmalıdır? Ya da her ikisi aynı dönemde açılıp düzeltim davası bekletici mesele mi yapılmalıdır? İlk davanın kesinleşmesi mi beklenmelidir?
Saygılarımla, iyi çalışmalar