Mesajı Okuyun
Old 03-03-2008, 12:16   #5
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Av.F.Karakurt,
Aynen sorunuzda olduğu gibi bir davam oldu ve kabul edildi.
Komisyon sözleşmesinde,sözleşmeyi komisyoncu ve ve üçüncü kişinin fiilini taahüt edenin birlikte imzalaması gerektiğine lütfen dikkat edin.

Aşağda her ne kadar üçüncü kişi ile imzalanmasa dahi size yol gösteren bir karar olduğunu düşünüyorum.sonuçta siz ilgilinin üçüncü kişinin fiilini taahhüt eden yetkili temsilci olduğunu iddia edeceksiniz.

Saygılarımla
T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 1999/13-61

K. 1999/32

T. 3.2.1999

• KOMİSYON ÜCRETİ TALEBİ ( Kendisiyle Tellallık Sözleşmesi Yaptığı Halde Aynı Taşınmazı Başka Komisyoncudan Alan Kişiden Komisyoncunun )

• TELLALLIK SÖZLEŞMESİ ( Alıcının Gayrimenkulü Başka Bir Komisyoncu Aracılığıyla Alması Üzerine Emlakçının Komisyon Ücreti Talebi )

818/m.19

2004/m.67


ÖZET : Davacıyla davalı arasında tellallık sözleşmesi yapılmış ve aynı zamanda satın alınacak emlak gösterilmiştir. Bundan sonra davalı başka bir komisyoncu aracılığıyla aynı taşınmazı satın almıştır. Davalı, davacı ile yapmış olduğu sözleşmeyi ortadan kaldırmadan ve onun gösterdiği daireyi satın almakla sözleşme gereği davacıya ödemeyi taahhüt ettiği komisyon ücretini ödemekle yükümlüdür. Davalı, gösterilen bu daireyi tapuda satın aldığına göre aktin icrasına davacının tavassut etmediği söylenemez. Bu yön gözetilmeden davanın reddine karar verilmiş bulunması usul ve yasaya aykırıdır.
DAVA : Taraflar arasındaki "itirazın iptali ve alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 29. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 6.2.1998 gün ve 1996/531-1998/40 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 4.5.1998 gün ve 1998/3413-3904 sayılı ilamı ile; ( ...Davacı, emlak komisyoncusu olarak gazeteye ev ilanı verdiğini, davalının bundan sonra kendisine başvurduğunu ve davaya konu evi gezdirdiğini, aralarında sözleşme düzenlediklerini, daha sonra davalının kendisini safdışı bırakarak daireyi satın aldığını, kendisine komisyon ücreti ödenmediğini komisyon ücreti alacağı için takipte bulunduğunu, davalının takibe itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacı tarafından evin kendisine gezdirildiğini, ancak bu yerin başkasına satılması için opsiyon verilmesi nedeniyle satışı gerçekleştiremediklerini daha sonra aynı yeri başka bir komisyoncu vasıtasıyla satın aldığını savunmuş, davanın reddine %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine, davalı lehine %40 icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacıyla davalı arasında 15.3.1996 tarihinde tellallık sözleşmesi yapıldığı ve aynı zamanda satın alınacak emlağın gösterildiği, bundan sonra 19.3.1996 tarihinde davalının bu kez komisyoncu Naci Canalp aracılığıyla aynı taşınmazı satın aldığı anlaşılmaktadır. Davalı, davacı ile yapmış olduğu sözleşmeyi ortadan kaldırmadan ve onun gösterdiği daireyi satın almakla sözleşme gereği davacıya ödemeyi taahhüt ettiği komisyon ücretini ödemekle yükümlüdür. Davalı, gösterilen bu daireyi tapuda satın aldığına göre aktin icrasına davacının tavassut etmediği söylenemez. Bu yön gözetilmeden davanın reddine karar verilmiş bulunması usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 3.2.1999 gününde, oybirliği ile karar verildi.
T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 1970/741

K. 1974/576

T. 22.5.1974

• TELLALLIK SÖZLEŞMESİ ( Tek Tarafın İmzasını Taşıyan Belgenin Geçersiz Olması )

• ŞEKİL ŞARTI ( Yazılı Şekilde Yapılması Gereken Akitte Tek Tarafın İmzası Bulunmasının Sonuç Doğurmayacağı )

• YAZILI ŞEKİL ( Tellallık Sözleşmesinde Tek Tarafın İmzasının Bulunması )

• SÖZLEŞMENİN GEÇERSİZLİĞİ ( Yazılı Şekilde Yapılması Gereken Sözleşmede Tek Tarafın İmzasının Bulunması )

• ALACAK DAVASI ( Gayrımenkul Tellallığı )

• TAŞINMAZ MAL TELLALLIĞI ( Yazılı Olma Zorunluluğu )

• YAZILI OLMA ZORUNLULUĞU ( Geçerlilik Koşulu Olması )

• İYİNİYETİN SONUCU DEĞİŞTİRMEMESİ ( Yazılı Olmayan Belge )

818/m.1,404


ÖZET : Taşınmaz mal tellallığı yazılı olmadıkça geçerli değildir. Bu bir ispat şartı olmayıp geçerlilik şartıdır.yazılı olarak yapılması gereken sözleşmeyi tek tarafın imzalamış olması yeterli değildir. Bu tip belge sözleşme olarak kabul edilemez.ayrıca bu belgeye dayanan tarafın iyiniyetli olması sonucu değiştirmez.
Gayrimenkul tellallığı akdi, yazılı şekilde yapılmadıkça muteber olmaz. Yazılı olarak yapılması öngörülen bir sözleşmenin hukuken geçerlilik kazanabilmesi ancak o sözleşmenin taraflarca imzalanmış olmasıyla mümkündür. Sadece bir tarafça imzalanmış bulunan bir belge hukuken tek taraflı bir irade açıklaması niteliğini taşır ve hakkın esasına ilişkin bulunan biçim eksikliği nedeniyle tarafları bağlayıcı gücü haiz olamaz.
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; DENİZLİ Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla Yargıtay Ticaret Dairesinin 25/04/1969 gün 5400/2807 sayılı ilamı ile ( olayda dayanılan belge davacının imzasını taşımasa bile davalıları ilzam eden bir belgedir. Bu itibarla davanın esası incelenmek ) gerekir nedeniyle bozulmasına karar verilip geri çevrilmekle, mahkemece yeniden yapılan yargılama sonunda bazı sebep ve düşüncelerle önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnmeyi kapsayan son hükmün süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Borçlar Kanununun 404. maddesine 01/01/1957 günlü 6753 sayılı kanunla eklenen son fıkra hükmünce "gayrimenkul tellallığı akdi, yazılı şekilde yapılmadıkça muteber olmaz." Bu hükmün eklenmesini gerektiren nedenler ve hükmün yazılış biçimi birlikte mütalaa olunduğunda BK.nun 404/son fıkrası hükmünün, buyurucu nitelikte bulunduğunun ve tellallık sözleşmesi için öngörülen yazılı biçimin isbat değil geçerlik koşulu olduğunun ve bütün bunların sonucu olarak mahkemece re'sen gözönünde tutulması gerektiğinin kabulü zorunludur. Yazılı olarak yapılması öngörülen bir sözleşmenin hukuken geçerlilik kazanabilmesi ancak o sözleşmenin taraflarca imzalanmış olmasıyla mümkündür. Sadece bir tarafça imzalanmış bulunan bir belge hukuken tek taraflı bir irade açıklaması niteliğini taşır ve hakkın esasına ilişkin bulunan biçim eksikliği nedeniyle tarafları bağlayıcı gücü haiz olamaz. Bu nitelikteki bir belgeye dayanan tarafın iyi niyetli olması dahi yukarıda yazılı biçime ilişkin olarak açıklanan hukuki esasları değiştiremez. Olayda dayanılan belge sadece bir tarafın imzasını taşımakta olması itibariyle geçerli bir tellallık sözleşmesinden söz edilemiyeceğinden direnme kararı usul ve yasaya uygun bulunmaktadır. Bu nedenlerle direnme kararının onanması gerekir.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan direnme kararının onanmasına ( 15 ) lira peşin harç alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına 22/05/1974 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

T.C.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/7321

K. 2005/13302

T. 19.9.2005

• ARACILIK SÖZLEŞMESİ ( Komisyon Bedelinin Ödetilmesi Talebi - Sözleşme Tarihi İle Satım Tarihi Arasındaki Süre Taşınmaz Bir Malın Satılması İçin Gerekli Makul Bir Süre Olduğundan Kabulü Gereği )

• KOMİSYON BEDELİNİN ÖDETİLMESİ TALEBİ ( Sözleşmede Davacının Hangi Tarihe Kadar Yetkili Kılındığı Yazılı Değilse de Sözleşme Tarihi İle Satım Tarihi Arasındaki Süre Taşınmaz Bir Malın Satılması İçin Gerekli Makul Bir Süre Olduğundan Kabulü Gereği )

• TAŞINMAZIN SATIMI İÇİN GEREKLİ SÜRE ( Sözleşme Tarihi İle Satım Tarihi Arasındaki Süre Taşınmaz Bir Malın Satılması İçin Gerekli Makul Bir Süre Olduğundan Komisyon Bedelinin Ödetilmesi Talebinin Kabulü Gereği )

818/m.404


ÖZET : Dava aracılık sözleşmesindeki komisyon bedelinin ödetilmesi talebidir. Sözleşmede davacının hangi tarihe kadar yetkili kılındığı yazılı değilse de, sözleşme tarihi ile satım tarihi arasındaki süre, taşınmaz bir malın satılması için gerekli makul bir süredir. Bu nedenle davacı, 13.1.2004 tarihinde yapılan komisyon sözleşmesi gereğince davacıya karşı %2 komisyon bedelini ödemekle yükümlüdür.
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalının bildirdiği taşınmazın satımına aracılık etmesi için 13.1.2004 tarihinde davalı ile sözleşme imzaladıklarını, ancak davalının taşınmazı kendisinden habersiz başkasına satarak %2 komisyon bedelini ödemediğini, alıcıdan alması gereken %2 komisyon bedelinden de mahrum kaldığını ileri sürerek, alıcı ve satıcının ödemesi gereken komisyon bedelleri toplamı olan 2.400.000.000 TL'nın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, babasına ait taşınmaz için sözleşmeyi imzaladığını, taşınmazın kendisi tarafından değil babası tarafından satıldığını, bu durumda komisyon bedeli talep edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, sözleşmede herhangi bir sürenin belirtilmediği, davacının satışla ilgili işlem yapmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazının reddi gerekir.
2-Taraflar arasında Borçlar Kanununun 404. maddesine uygun olarak yazılı şekilde 13.1.2004 tarihli tellallık sözleşmesinin yapılmış olduğu, tellallık sözleşmesine konu olan davalının babası adına kayıtlı taşınmazın ise 4.3.2004 tarihinde kayıt maliki tarafından tapuda üçüncü kişiye satıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı sözleşmede, adresi belirtilen taşınmazın kendisi veya bir başkası vasıtasıyla satılması halinde davacıya %2 komisyon ücreti ödemeyi taahhüt etmiştir. Sözleşmede davacının hangi tarihe kadar yetkili kılındığı yazılı değilse de, sözleşme tarihi ile satım tarihi arasındaki süre, taşınmaz bir malın satılması için gerekli makul bir süredir. Bu nedenle davacı, 13.1.2004 tarihinde yapılan komisyon sözleşmesi gereğince davacıya karşı %2 komisyon bedelini ödemekle yükümlüdür. Mahkemece %2 komisyon bedelinin tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın tümüyle reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ : 1. bent gereğince davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün, temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 19.09.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.