Mesajı Okuyun
Old 12-08-2006, 03:36   #52
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Bu konuda suçlanan Sn. meslektaşımız ve üstadımızı tanımamdan ötürü bu konuya bugüne kadar cevap yazmama kararındaydım. Çünkü objektif olamayacağımı düşünüyordum. Yine de o konuya girmeyeceğim. Vekaletin süresi konusunda ise şu noktaya dikkat çekmek istiyorum.

Avukata verilen ve Noter tarafından düzenlenen vekaletname ile müvekkil ile vekili avukat arasındaki vekalet ilişkisini birbirinden ayırmamız gerektiği kanaatindeyim. Zira noter tarafından düzenlenen belge vekalet sözleşmesinin kendisi olmayıp, x'in y'nin vekili (avukat ise avukatı) olduğunu tevsik eden bir unsurdur. Vekil ile müvekkil arasındaki sözleşme ise her hangi bir şekle tabi olmayıp, sözlü olarak da akdolunabilir.

Bu durumda isterse 50 yıl önce verilmiş bir noter vekaletnamesi olsun. Açılan her yeni dava direk olarak asile tebliğ edilir. Asil de davayı vekiline tevdi eder ve davaya girmesini sağlar. Yani her açılan yeni davada vekil ile müvekkil arasında sözlü olarak (en azından dışa karşı) yeni bir vekalet akdi yapılmaktadır aslında. Böyle bir durumda mahkeme dosyasında asile yapılmış tebligat üzerine dosyaya vekaletname ibraz eden Avukatın bu hareketinden mahkemenin durduk yerde şüpheye düşmesini gerektiren bir durum söz konusu olamaz. Açılan yeni dava ile vekil ile müvekkil arasında yeni bir akit kurulmuştur ve bu itibarla zamanaşımı söz konusu olamaz. Zira asil açılan davayı x avukata tevdi edebileceği gibi z avukata da tevdi edebilecektir. Bir davada vekili olduğumuz kişiye karşı yeni bir dava açıldığını kendisi bize gelip söylemezse biz nereden bilebiliriz.

Noterce düzenlenen ve dışa karşı (özellikle resmi kurumlar ve mahkemeler) vekaletname ilişkisini tevsik eden belgenin süresine gelince.. Burada özel bir düzenleme yoksa (Tapu Kanunu, Noterlik Kanunu vs. ilgili mevzuatta bugüne kadar tespit edilemedi. ) Borçlar Kanununun ilgili hükümlerine bakmak durumundayız.
Alıntı:
MADDE 397 - Hilâfı mukaveleden veya işin mahiyetinden anlaşılmadıkça vekâlet, gerek vekilin gerek müvekkilin ölümüyle ve ehliyetinin zavali veya iflâsı ile nihayet bulur
buna göre kanunkoyucu ölümü bir sona erme sebebi saymıştır ki bu vekalet ile birlikte birkaç akit için daha söz konusudur. Elbetteki Borçlar Kanunu genel hükümlerinde de ölüm bir sona erme sebebidir. Çarpıcı nokta özel hükümlerde tekrar edilmesidir. Buradan hareketle gai yorum metoduna başvurursak. Kanunkoyucunun vekaletin sona erme biçimleri arasında
ölümü saymasından vekaletin hayat boyu sürdürülebilecek bir ilişki olduğu sonucuna varabiliriz. İnsan hayatının ortalama 65-70 yıl olduğu ve ilişkinin 35-40'lı yaşlarda yapıldığı varsayılırsa ortalama 30-35 yıl ve hatta daha üzeri bir sürekliliğin kanun tarafından himaye edildiğini düşünmemizde hiçbir engel yoktur.


Ancak yine 397. maddenin "hilafı mukaveleden veya işin mahiyetinden anlaşılmadıkça" cümlesine göre buradaki sorumluluğun uygulayıcılarda olduğu sonucuna varabiliriz. Vekaletname ile işlem yapmak durumunda olan (Tapu memuru, hakim, vs.) mukaveleyi inceleyecek işin mahiyetine bakacak, vekaletnamenin veriliş tarihi, işin mahiyetine göre uzun yıllar sonra işlem yapma talebiyle gelen kişinin bu gecikmeyi açıklayabilecek durumda olmaması veya belgeleyememesi gibi durumlarda ilgiliden yeni bir vekaletname istemesi yasadan kaynaklanan sorumluluğu gereğidir. Yani bu gibi durumlarda iş uygulayıcının takdirine bırakılmış ve sorumluluk ona yüklenmiştir.

Vekaletnamede vergi numarası bulunmaması ise yasal bir zorunluluk olmayıp ilgili bakanlığın bir genelgesine dayanmaktadır ve o tarihten sonra düzenlenecek vekaletnameler için gereklidir. Beyanname esasına göre vergilendirilen avukatlar vergi denetimi söz konusu olduğunda hiçbir yere kaçabilecek durumda değildir bunu da kimse merak etmesin. Barodan nakil dahi yaptırsanız gittiğiniz yer kolayca bulunabilecektir. Ayrıca Avukatlık Kanunu gereği Avukat her işi için ayrı bir dosya tutmak durumundadır. Denetim anında kabak gibi avlanmaması için hiçbir neden veya kaçış yolu yoktur. Vergi No'su ihtiva etmeyen eski vekaletnamelerin geçersizliği konusunda bir düzenleme yapılmadığına göre bu vekaletnameler geçerlidir ve hiçbir şekilde vergi kaçırıldığına karine değildir.

Tüm Meslektaşlarıma saygılarımla!